Kanla gözyaşı ile alın teri ile canlar feda edilerek emanet edilen bu cennet vatanın fazilet örneği, taklitçi olmayan hakikatleri savunan, demagog ve yardakçılıktan uzak duran ciddi aydınlara ihtiyacı vardır. Bu bağlamda dört yol ağzında olduğumuzu asla unutmayalım. Özellikle sistem, rejim ve düzen diktatörlüğüne soyunanların Türk milletine ödettiği bedeller çok ağır olmuştur. Bunun açık örnekleri 27 Mayıs 1960 darbesi, 12 Eylül 1980 darbesi, 15 Temmuz 2016 ihaneti, aradaki 12 Mart muhtırası, 28Ş kararları ve gelinen nokta. Onun içindir ki hakikat fedaisi olan, adaleti, doğruluğu, dürüstlüğü görev sayan, bu erdemleri şiar edinmiş bir aydınlar topluluğuna milletçe ihtiyacımız vardır. Bu topluluk karanlığa, cehalete, nemelazımcılığa, ekonomik esarete gerektiğinde dur demesini bilecektir. Bu aydınlar topluluğundan zaman içinde eksilmeler olabilir. Bu eksiklikler anında giderilmelidir. Bu aydınlar topluluğu masa başında hamiyet nutukları atanları millete tanıtmakla görevli olduğunu bilmek zorundadır. Çünkü aydın insan, aydın adam demek sadece aydınlanmış insan değil, bilakis aydınlatan insandır. Özgürlük narası atan cazgırların, demokrasi havarisi kesilen sokak nutukçularının çaldıkları yıllar az değildir. Hatta asırları çalmışlardır. Halbuki demokrasi ruhi olgunluğun ve milli kültürün eseridir. Bu bağlamda Paris kütüphanesine girerken ilk göze çarpan küçücük bir risaledir. Fransız İhtilali'nden sonra hazırlanmıştır. Kapaktaki sözü bir eserde şöyle okudum. "Dikkat insan ile yazılmıştır." Buradan da şunu anlıyoruz. Batının, garbın kanlı demokrasileri, şarkın müsamahakar ve olgun düzenine muhtaçtır. Ne yazık ki dilsiz, savunmasız ve masum olan düzen, düzenlerin kirli ellerinde adete perişan edilmiştir. Onun için düzen suçlu değildir. Düzenler suçludur. Tarihin her döneminde bu düzenler güruhu hep vardır. Okunmayan, araştırmayan, diplomalı cahillerin kiralık beyinleri aydın adam muamelesi görürse sonuç çok daha vahim olur. Kimse kusura bakmasın amma 80 milyon önünde hayadan ve edepten mahrum bir şekilde iç elbiselerinin rengi bile sırıtanların, neresi aydın, neresi sanatçı, neresi insan diye benim sorasım geliyor. Sizi bilemem, Millet böyle kalkınmaz kardeşim…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
BİR MİLLET NASIL KALKINIR? - 3