İlim, edep, terbiye, vicdan ve mesuliyet sahibi olan insanlar gençliğin terbiyesini, milletin yükselmesini temin etmek için gerekli her türlü tedbiri alırlar. Şartlara göre bir milletin yeni baştan cihazlanması, yeni fikirlerle donatılması, asrın ve çağın icaplarına göre uygun bir seviyeye getirilmesi şarttır. Bunları yapmak için iyi niyetli olmak yetmez. Bunun için ilme, eğitime, şuurlu ve ülkü sahibi bir maarife ihtiyaç vardır. Bu bağlamda silahlı kuvvetler modern hale getirilirken, mekteplere, okullara da büyük önem vermek gerekmektedir. Çünkü okul, çünkü eğitim insanlığa hürmeti, vatana muhabbeti öğretecek adımdır. Bu ideal kudsidir ve şarttır. Devlet idaresini ellerinde bulunduran şerefli insanlar sayesinde acı günlerin tatlıya dönüşmesi, mağlubiyetlerin galibiyete dönüşmesi mümkündür. Bu da hummalı bir çalışma ile olabilir. Hasımlardan iç ve dış düşmanlardan intikam almak böyle gerçekleşir. Kuvvetli devlet olmanın da yolu budur. İnanan adam kuvvetlidir. Bunun içindir ki ta Kurtuba'dan Semerkant'a kadar dalga dalga yayılan iman güneşinin altında yatan gerçek inanmaktadır. İliklere işleyen iman, kanlara, damarlara yayılır. Bu şuurda olanların sayıları az da olsa çoktur ve mühtevasıda çok büyüktür. “Benim hakikat kıldığım yere, onların rüyası bile ulaşamaz” diyen ve iki deryanın incisi güzel İstanbul’a rüyasında sayıklayan genç kumandan Fatih Sultan Mehmet ruhunu dolduran, damarlarını alev alev yakan bir imanın, bir ülkünün cezbesi idi. Peki bugün durum nedir. Okulların, mekteplerin vaziyeti nasıldır. İncelemeye alırsak çok vahim bir sonuçla karşı karşıya kalırız. Evvela şu gerçeği hiç unutmayalım. Milli olmayanın, beynal minel olması imkansızdır. Milli rotaya kulak vermeyen bir kaptan, milli ahenge kulak vermeyen bir müzisyen, milli ruhu anlatamayan bir yazar, bir kalem Anadolu'nun ovalarını, dağlarını konuşturmayan bir şair bize yabancıdır. Batı sadece asfalt yollardan, parıltılı caddelerden, manikürlü ellerden, ondüleli saçlardan, cazibeli lambalardan, melen tipli şapkalardan, yırtık modasından ibaret değildir. Hele hele yollarda makas atan miras yedi züppelerin mekanı hiç değildir. Bu anlamda Türkiye’de gençliğin adeta hunharca harcanıyor. Modanın, uyuşturucunun, alkolün, kumarın tuzaklarında perişan ediliyor. Adına da özgürlük deniliyor.
DEVAM EDECEK
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
BİR MİLLET NASIL KALKINIR? - 2
DEVAM EDECEK