Kalkınma mekteplerden, okullardan başlar. Hakim olan ve doğru, gerçekçi olan fikirlere göre "Okul karakter ve şahsiyet tezgahıdır. Bilgi deposu değildir. Üniversiteler, bu maksatla açılmalıdır. Namuslu, karakterli, ahlaklı, vatanperver olmayan adamın ya da bir gencin bilgili olması korkunç bir şeydir. Müthiş bir tehlikedir. Bu yüzdendir ki okullarda hocalar, öğretim görevlileri, ilim adamları , branşlarına göre uzmanlar yetiştirdikleri nesilleri hep yeni, taptaze bir ruhla ve bir imanla yetiştirmelidirler. Çıkarcı, despot, rantperest tiplere kesinlikle vatan evlatları teslim edilmemelidir. Çok ciddi ve bozulmaz bir ahlak ve bozulmaz bir terbiye vatanın ve milletin kalkınmasında daima ön planda olacaktır. O zaman rüşvetçi, torpilci, vatan haini piyasada barınmayacaklardır. O zaman namuslu geçinen, aslında namussuz olan şarlatanlara meydan bırakılmayacaktır.  O zaman mertçe, erkekçe, millet ve devlet menfaatine kararlar almak kolaylaşır. Şerefli ve haysiyetli bir gelecek bunlara bağlıdır. Toplumda gönül bağlarının sağlamlığı ve kopmaması milli ve manevi kültüre bağlıdır. Gönül bağları, milli ülküler koparılmış ise, aynı toprak üzerinde yaşadıkları halde bir milletin ferdi sayılmazlar. Onun içindir ki evlatlarımıza, gençliğimize tarihi çok iyi öğretmeliyiz. Milli masallarımızı bile sıkça anlatmalıyız. Nesiller vatanın hudutlarını, Misak-i Milli sınırlarımızı harita üzerinden ziyade gönüllerde tanımalıdır. Hürriyetsiz, istiklalsiz  hayatın hiçbir kıymetinin olmadığını nesillerimiz mutlaka öğrenmelidir. Öğretilecek yer de evvela okuldur. Tarihlerini unutmuş milletlerin  şahsiyet kazanması mümkün değildir. Bu itibarla Türk gençliğine o, şerefli Türk tarihini mutlaka okutmalıyız ve öğretmeliyiz. Özellikle devlet idaresinde şahısların kendilerini düşünmelerinin milleti yıkacağını çok iyi anlatmak zorundayız. Vatan toprakları üzerinde zevk ve eğlence ve de istirahata kapılarak hayat sürdürmenin millet için bir cinayet olduğu kaçınılmazdır. Hiç unutmayalım ki yükselmeyen bir milletin ezilmesi kesindir. Türk milleti mutlaka yükselmelidir. Büyük adam olmak milli ve ahlaki fikir terbiyesinden geçer. En çetin ve en büyük buhranları şahsi azmi, imanı ve gayreti ile halledenler tarihe yön veren liderlerdir. Gayeleri gününü  gün edip, basit menfaat planları ile zamanı geçiştirmek  asla millet nazarında yeri olmamalıdır.
DEVAM EDECEK…