Sevgili okuyucularım, sizler Merhum Bilal Polat kardeşimi tanımazsınız. Kendisiyle 1975 yılından itibaren arkadaşlığımız olmuştur. 6 Haziran 2021 Pazar akşamı vefat haberini alınca gözyaşımı tutamadım. Elbette ölüm bizim içindir. “O’ndan geldik, yine O’na döneceğiz” mesajından kaçmak gibi bir imkânımız yoktur.
Onunla paylaştığımız nice hatıralarımız var. Kendisi yıllarca İzmir’de baş mürakıplık yaptı. Sonra Marmaris’te müftülük, İzmir’de il müftü yardımcılığı, Çeşme müftülüğü ve yurt dışı görevlerinde bulundu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışan bazı arkadaşlarımızın şu tespiti hep aklımdadır. Uğradığım haksızlıklara tepki olarak ‘emekliliğimi istediğimde’ açılan bir telefonla “Zekeriya Hocam siz Türkiye’de 55 müftüsünüz. Bunların birisi sen, birisi Bilal Polat, birisi de Rasim Aslan’dır. Diğerlerini şu anda saymam mümkün değil. Siz bu teşkilata ve Türkiye’ye lazımsınız. Onun için emekli olmanı istemiyorum” demişti.
Bilal Polat iki üniversite mezunu ‘Milli ülküsü sağlam’, yağcılık ve yalakalıktan uzak, ‘iyi bir Müslüman’, iyi bir vatanperver ve iyi bir adamdı. Mekânı cennet olsun. Onunla paylaştığım bazı anılarımı sizinle de paylaşmak istedim.
İzmir’de Şeyh Camii’nde imamlık yapıyorum. Teravih namazını çok seri kıldırıyorum. Bazen Burhan Özfatura onlarca arabayla namaza geliyor. Yeni Asır Gazetesi birinci sayfada bir haber yapmış ve “Jet İmam” başlığı ile benden bahsetmiş. Bunun üzerine dönemin İzmir Müftüsü Mustafa Ateş Hocam benim kontrolüm için Bilal Polat’ı vaiz Halit Korkusuzla bana gönderiyor. Kendilerine “Biriniz vaaz yapsın, biriniz de namazı kıldırsın” dediğimde Bilal Bey gazeteyi çıkardı ve “Zekeriyacığım biz seni denetlemeye geldik. Görev senin” dedi. Bende teşekkür ederek “Bu akşam 10 rekatta bir selam vererek daha hızlı kıldıracağım” dedim ve öyle de yaptım.
Namazdan çıkınca “Yanlış var mı beyler” dedim. Rahmetli Bilal Polat “Vallahi Zekeriya Hoca yanlış bulamadık. Ama sen sabah müftü beye bir uğra” dedi. Her ikimizde yanlışlara tahammül edemediğimizden bir ara Sağlık Bakanlığı’na geçmek istedik. Ankara’ya Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürü olan Süleyman Hatinoğlu’na gittik. “Sizlere çok ihtiyacımız var. Hastanelerde dönen dolaplardan bıktık. Gelin sağlık meslek liselerinde bir ya da iki yıl öğretmenlik yapın, sizi istediğiniz ildeki hastanelere müdür yapalım” dedi. Sonra vazgeçtik. 1988’de kiralama ekibinde Mekke’de Bilal Beyle görevlendirildik. Ciyad Mesafi denilen bölgede görev aldık. Kiralamak için anlaştığımız bir adamın oğlu deniz teğmeniymiş. Eve geldi ve konuşurken “Dünyada nefret ettiğim iki millet var. Birisi Suriyelilerdir diğeri de Türkler” deyince moralimiz alt üst oldu. Bilal Bey “Zekeriyacığım karar senin. Ben bu Türk düşmanın evini tutmayalım diyorum” dedi. Ben de “ Bilal Hocam kalbimi okudun, bunlar Amerika’nın has uşakları ” diyerek evi tutmamıştık. Ayrıca Marmaris’te müftü iken David ile Emel Sayın’ın dini nikâhını kıymayan Merhum Haşim Hancıoğlu’nun soruşturmasını yaparken ben Valilikçe muhakkik tayin edilmiştim. Rahmetli Bilal Hoca “Vallahi tam adamına vermişler, gerekeni yapacağınıza inanıyorum” demişti. Ben onun iyiliğini ve doğruluğuna şahitlik ediyorum. Okuyucularımdan da dua bekliyorum. Ruhu şad’mekânı cennet olsun.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
Bilal Polat’ın ardından aziz hatırasına
Onunla paylaştığımız nice hatıralarımız var. Kendisi yıllarca İzmir’de baş mürakıplık yaptı. Sonra Marmaris’te müftülük, İzmir’de il müftü yardımcılığı, Çeşme müftülüğü ve yurt dışı görevlerinde bulundu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışan bazı arkadaşlarımızın şu tespiti hep aklımdadır. Uğradığım haksızlıklara tepki olarak ‘emekliliğimi istediğimde’ açılan bir telefonla “Zekeriya Hocam siz Türkiye’de 55 müftüsünüz. Bunların birisi sen, birisi Bilal Polat, birisi de Rasim Aslan’dır. Diğerlerini şu anda saymam mümkün değil. Siz bu teşkilata ve Türkiye’ye lazımsınız. Onun için emekli olmanı istemiyorum” demişti.
Bilal Polat iki üniversite mezunu ‘Milli ülküsü sağlam’, yağcılık ve yalakalıktan uzak, ‘iyi bir Müslüman’, iyi bir vatanperver ve iyi bir adamdı. Mekânı cennet olsun. Onunla paylaştığım bazı anılarımı sizinle de paylaşmak istedim.
İzmir’de Şeyh Camii’nde imamlık yapıyorum. Teravih namazını çok seri kıldırıyorum. Bazen Burhan Özfatura onlarca arabayla namaza geliyor. Yeni Asır Gazetesi birinci sayfada bir haber yapmış ve “Jet İmam” başlığı ile benden bahsetmiş. Bunun üzerine dönemin İzmir Müftüsü Mustafa Ateş Hocam benim kontrolüm için Bilal Polat’ı vaiz Halit Korkusuzla bana gönderiyor. Kendilerine “Biriniz vaaz yapsın, biriniz de namazı kıldırsın” dediğimde Bilal Bey gazeteyi çıkardı ve “Zekeriyacığım biz seni denetlemeye geldik. Görev senin” dedi. Bende teşekkür ederek “Bu akşam 10 rekatta bir selam vererek daha hızlı kıldıracağım” dedim ve öyle de yaptım.
Namazdan çıkınca “Yanlış var mı beyler” dedim. Rahmetli Bilal Polat “Vallahi Zekeriya Hoca yanlış bulamadık. Ama sen sabah müftü beye bir uğra” dedi. Her ikimizde yanlışlara tahammül edemediğimizden bir ara Sağlık Bakanlığı’na geçmek istedik. Ankara’ya Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürü olan Süleyman Hatinoğlu’na gittik. “Sizlere çok ihtiyacımız var. Hastanelerde dönen dolaplardan bıktık. Gelin sağlık meslek liselerinde bir ya da iki yıl öğretmenlik yapın, sizi istediğiniz ildeki hastanelere müdür yapalım” dedi. Sonra vazgeçtik. 1988’de kiralama ekibinde Mekke’de Bilal Beyle görevlendirildik. Ciyad Mesafi denilen bölgede görev aldık. Kiralamak için anlaştığımız bir adamın oğlu deniz teğmeniymiş. Eve geldi ve konuşurken “Dünyada nefret ettiğim iki millet var. Birisi Suriyelilerdir diğeri de Türkler” deyince moralimiz alt üst oldu. Bilal Bey “Zekeriyacığım karar senin. Ben bu Türk düşmanın evini tutmayalım diyorum” dedi. Ben de “ Bilal Hocam kalbimi okudun, bunlar Amerika’nın has uşakları ” diyerek evi tutmamıştık. Ayrıca Marmaris’te müftü iken David ile Emel Sayın’ın dini nikâhını kıymayan Merhum Haşim Hancıoğlu’nun soruşturmasını yaparken ben Valilikçe muhakkik tayin edilmiştim. Rahmetli Bilal Hoca “Vallahi tam adamına vermişler, gerekeni yapacağınıza inanıyorum” demişti. Ben onun iyiliğini ve doğruluğuna şahitlik ediyorum. Okuyucularımdan da dua bekliyorum. Ruhu şad’mekânı cennet olsun.