Toplumun her ferdinin üzerinde hak sahibi olduğu kamuya ait araçlar, gereçler, menkul ve gayri menkul mallar ile bilumum gelirler, tıpkı doğal kaynaklar gibi mutlaka titizlikle korunmalıdır. Ancak insanların ahlaki değerlere karşı duyarsızlığı, helal ve harama dikkat etmeyişleri kamu malına hıyanet etmeyi körüklemiştir. Neticede yolsuzluklar çoğalmış, devletin milletin malını yemek doğal sayılmıştır. Hatta bunlara dikkat edenler kınanmış, hor görülmüşlerdir. Halbuki kamu malı emanettir. Bu emanetlere hıyanet edenler dünyada da ahrette de ağır vebal altındadırlar. Konuyla ilgili diyanet takviminin 31 Mart 2019 Pazar günkü yazısını inceleyebilirsiniz. Şahsi işlerinde devletin, milletin hakkı olan bir mumu bile kullanmaktan çekinen Hz. Ömer’lerin, sermayem terleyince değişecek ikinci gömleğim var diyen Ömer Bin Abdülaziz’lerin, sultanımızın dünya mirası budur diyerek Şam sokaklarında dolaştırılan kargının ucundaki kefenin sahibi olan Selahattin Eyyubi’lerin bizlere verdiği mesajlar nasıl odluda unutturuldu. Vicdanların karardığı yerde kanunlar susar, diyen atalarımız ne güzel söylemişler.
Türkiye’miz yer altı ve yerüstü madenleri ile, Anadolu toprağının verimli potansiyeli ile ve de dört mevsimin güzellikleriyle, artı olarak denizleri, gülleri ve akarsularıyla çok zengin bir ülkedir. Onun için yıllardan beri yedikleri halde, Allahımıza hamdü senalar olsun ki bitiremediler. Odun yongaları, kot kumaş parçalarını ihraç malı olarak gösteren vampirler binlerce yoksulun fakirin hakkını yiyerek milyonları götürdüler. Gümrük bakanlarının adını kullanarak bavul ticaretiyle nice kimselerin zengin olduğunu unutmadık. Yenilen ve yedirilen rüşvetlerin haddi hesabı belli değil. Hatta rüşvet almayan bir memurun görev arkadaşlarına uyum sağlayamıyor diye yerinin değiştirildiği hatırlarım. Adı geçen memurun rahmetli babası “Oğlum bu göreve geldin, şayet haksızlık yapar, rüşvet alır yersen sana hakkımı helal etmem” diyen babanın evladı bu olayı çok acıklı şekilde bana anlattı. Bende “Allah razı olsun. Vatanın her yeri birdir, pislik yemektense kuru ekmek dediğimiz nimete şükretmek şereftir” demiştim. Hala daha şeffaf bir yönetime kavuşamadık. Yolsuzluklar, vurgunlar sanki devam ediyor. ‘Ha babam, ye babam mantığı biterse, ancak o zaman Türkiye en geç beş senede Almanya’yı falan geride bırakır. Hamaset nutuklarından bıktık. Dürüst ve adil bir yönetimin özlemini çekiyoruz. Kaz kapat, tekrar kaz tekrar kapat yöntemleri ile yapılan vurgunları tespit zor oluyormuş…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
BEYLER DEVLET VE MİLLET MALI KUTSALDIR
Türkiye’miz yer altı ve yerüstü madenleri ile, Anadolu toprağının verimli potansiyeli ile ve de dört mevsimin güzellikleriyle, artı olarak denizleri, gülleri ve akarsularıyla çok zengin bir ülkedir. Onun için yıllardan beri yedikleri halde, Allahımıza hamdü senalar olsun ki bitiremediler. Odun yongaları, kot kumaş parçalarını ihraç malı olarak gösteren vampirler binlerce yoksulun fakirin hakkını yiyerek milyonları götürdüler. Gümrük bakanlarının adını kullanarak bavul ticaretiyle nice kimselerin zengin olduğunu unutmadık. Yenilen ve yedirilen rüşvetlerin haddi hesabı belli değil. Hatta rüşvet almayan bir memurun görev arkadaşlarına uyum sağlayamıyor diye yerinin değiştirildiği hatırlarım. Adı geçen memurun rahmetli babası “Oğlum bu göreve geldin, şayet haksızlık yapar, rüşvet alır yersen sana hakkımı helal etmem” diyen babanın evladı bu olayı çok acıklı şekilde bana anlattı. Bende “Allah razı olsun. Vatanın her yeri birdir, pislik yemektense kuru ekmek dediğimiz nimete şükretmek şereftir” demiştim. Hala daha şeffaf bir yönetime kavuşamadık. Yolsuzluklar, vurgunlar sanki devam ediyor. ‘Ha babam, ye babam mantığı biterse, ancak o zaman Türkiye en geç beş senede Almanya’yı falan geride bırakır. Hamaset nutuklarından bıktık. Dürüst ve adil bir yönetimin özlemini çekiyoruz. Kaz kapat, tekrar kaz tekrar kapat yöntemleri ile yapılan vurgunları tespit zor oluyormuş…