SON DAKİKA
Hava Durumu

BELKİ DERS VE İBRET ALIRLAR

Yazının Giriş Tarihi: 12.05.2022 16:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.05.2022 16:43
Birinci Dünya Savaşı yılları… Halk süpürge ekmeği tohumu yiyor. Sadrazam Talat Paşa da vesika ile evine aynı ekmeği alıyor. Ailesi kalabalıktır. İaşe İdaresi'nin verdiği şahsın başına 4 yüz dirhem arpa, yulaf, nohut, süpürge tohumu karışımla besleniyorlar. Bir gün iaşe reisi İsmail Hakkı Paşa sadece hastanelere verilmesi gereken katıksız beyaz ekmeklerden bir kucak paketleyip Talat Paşa'nın evine gönderiyor. Ev halkı uzun zamandır hasret kaldıkları beyaz (has) ekmeği akşam yemeğine gelen Talat Paşa'nın önüne sürpriz olarak koyuyorlar. Talat Paşa şaşkın bir şekilde soruyor. Nereden geldi bunlar. Paşanın 90 yaşındaki annesi ekmekleri İsmail Hakkı Paşa'nın gönderdiğini söylüyor. Talat Paşa sofrada tek dilim bırakmadan ekmeklerin hepsini topluyor ve yanına da şunu da ekleyerek "İaşe yanlışlıkla bizim eve gelmiş. Gitmesi gereken yer neresi ise oraya gönderiniz" diyerek iyi İaşe reisine geri gönderiyor. Sonra da eşi Hayriye hanıma dönerek, "biliyor musun hanım bu ekmeklerin içinde öyle bir madde var ki insan çehresinde (yüzünde) simsiyah lekeler bırakıyor. Hani yüz karası derler ya işte o lekeler. Halk süpürge tohumu yerken bunları ziftlendiren vicdanların alınlarındadır. Millette bu lekeleri görür" diyor.

Kıymetli okuyucularım.
Yukarıdaki ibret verici hadiseyi okuyunca bir anda duygulandım ve derin düşüncelere daldım. Gözlerimin önüne yemek programları, ziyafet sofraları, lüks yiyecekler geldi. Bir de vicdanların hissedebileceği, vicdansızların umurunda olmayan kara lekeler. O lekeleri makyaj malzemeleri, estetik uzmanları yok edemezler. O lekeler diriliş gününde sahibinin yüzünde sırıtacaktır. Kara borsacılar, stokçular, vergi kaçıranlar, sosyal hırsızlar, milletin malına göz dikenler, vurguncular, ihale yolsuzlukları, tefeci baronları ve ötekiler. Yani yakacağı taş ve insan olan cehennem odunları.
Derler ya Harun Reşit Dönemi'nin bilge ve salih (veli) insanlarından Behlül Dane Hazretlerinin sohbetlerinde sıkça bulunurmuş. Bir gün Behlül Dane'yi dergahta bulamamış. Nerede olduğunu sorduğunda Behlül Sultanım "cehenneme kadar gitmiştim" diyor. Harun Reşit, "Peki cehennem ateşi getirdin mi" diye sorduğunda, Behlül Sultanım "cehennemden ateş alınmaz. Ancak bu dünyadan cehenneme ateş götürülür" cevabını veriyor.

Kıymetli okuyucularım.
Öyle bir zaman dilimi, öyle bir çağda yaşıyoruz ki nice insanlar belki ben de dahil bu dünyadan cehenneme odun taşıma hamallığı yapıyoruz. Şöhretler, şanlar, mallar, mülkler, makamlar, mevkiler ve övünülen nice dünyalıklar belki de bu hamallığın pazarlamacısı rolündedirler. Öyle inanıyorum ki Allah Resulü'nün, "Benden sonra içinizden hayatta kalanlar pek çok ihtilaflar (anlaşmazlıklar) göreceklerdir. O zaman sizin yapacağınız benim sünnetime sarılmaktır. Tavsiyelerime sımsıkı sarılın. Ortaya çıkarılan ve çıkarılmış olan bidatlardan şiddetle sakınınız. Çünkü her bidat bir sapıklıktır" buyurmuştur. Elbette bunlar inanan insanlar içindir. Dışı başka içi başka olanları bağlamaz.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.