Osmanlıyı arkadan vuran nankörler, Hz Hüseyin’i, İmamı Azam’ı, İmamı Şafi’yi, ihtiraslar uğruna işkencelerle şehit eden malum perestler, Hz Ali’nin türbesinin harap olmasına göz yumanlar, camilerde kurşuna dizilen insanlar ve çocuklar Amerikan ve İngiliz askerlerinin elinde cinsel oyuncak olan Iraklı kadınlar,  Alevi ve Sünni ya da Şii kışkırtmalarına yatakçılık yapan zındıklar ve münafıklar. Yemen’de, Lübnan’da, Libya’da akıtılan kanlar. Filistin’deki vahşetler. Bunların tamamı Arap aleminin yüz karasıdır. Son Kaşıkçı olayı da bunlardan birisidir. Bir türlü devlet olamayan bu Araplar şanlı Peygamberimize bile ihanet etmişlerdir hala da etmektedirler. Bütün kıvırmalarına rağmen diktatörlükten zulümden ve uşaklıktan kurtulamıyorlar. Bilindiği gibi Hz. Hüseyin Kârbela’da şehit edildikten sonra başı kesilerek küfe dolu Ulu camiye götürülür. Kin yumağı şerefsizler onun mübarek başı ile adeta oynarlar. O çirkin manzarayı gören 85 yaşlarındaki bir sahabi ellerini açarak şu bedduayı yapar. “Ey küfeliler, ey Iraklılar, ey Araplar Hüseyi’nin hatrı yoksa dedesi Muhammed aleyhisselamın, babası Hz. Ali’nin hatırdamı yok. Giydiğiniz bu zillet elbisesini Allah kıyamete kadar  üzerinizden çıkarmasın. Ben artık burada duramam ve bu camide namazda kılamam der ve Küfe Ulu camiinden ayrılır. Hem ne kadar böyle bir saplantım yoksa da, öyle zannediyorum ki bu beddua tutmuştur. Olaylar ve hadiseler buna işaret ediyor. Amerikan usulü “demokrasi” çakalları çoğaldı. Bombalar patlar, düştüğü yerlerden ahlar, vahlar, ölüm çığlıkları yandım Allah yardım edin naraları ortalığı inletir. Birgün önce diri olan çocuklar o gün ölmüştü. Çoğunun elleri ayakları kopmuş, başları parçalanmıştır. Bombaların ve mermilerin kovanlarında Made in USA, yani Amerikan patenti vardır. Saddam öyle öldürülmüştür. Sözde Irak Cumhuriyetinden, Irak Federasyonuna geçilmiştir. Kürtler, Araplar, Şiiler, Sünniler netice de petrol kuyuları Amerika’nın ve yakın dostu İngilizlerin olmuştur. Bu adamlar hala akıllanmıyorlar. Iraklılar hala akıllarını başlarına alamıyor. Saddam yakalandı diye bayram yaparlarken, ne yazık ki mübarek bir bayram sabahı sahte medeniyet üç kağıtçısı Amerika tarafından idam edilmiştir. Böyle medeniyete sadece tükürülür ve balgam atılır. Yüce bir dinin kutsal saydığı bayram sabahı kavgaların, küslüklerin yasaklandığı bir günde bir insan öldürülüyor. Hemde kendi yetiştirdikleri bir insan. Böyle bir alçaklık ancak Amerika’dan ve onun yatakçılarından beklenir. Bu iş yargıcıda takma saçlı, tekdişi kalmış medeniyetin beşiği sayılan İngilizlerdir.
DEVAM EDECEK…