SON DAKİKA
Hava Durumu

BAZI REZALETLERİ UNUTMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR

Yazının Giriş Tarihi: 15.10.2022 13:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.10.2022 13:43
Kıymetli okuyucularım.
Tarih 28 Temmuz 2000. Bir gazetenin haberine göre Türkiye’den İsraile giden Yahudiler Arkadaş Derneği diye bir dernek kurmuşlar ve bu dernek 22 Temmuz 2006 günü bir faaliyette bulunmuş  adına da Türk günü demiştir. Bu Türk günü Türkiye’nin Kudüs Büyükelçisi(Başkonsolos) Dr. Ercan Özer ve eşi Tel Aviv Büyükelçisi Müsteşarı Mehmet Kemal Bozdağ ve eşi Kültür Ateşesi Ticaret Ayolyesi İkinci Katip ve eşleri Şeref konuğu olarak katılmışlardır. Tamda bu sıralarda İsrail askerleri’nin katliam yaptığı Filistinli gençlerin vatanımızı değil bizi parçalayın diye gözyaşı döktüğü bir zaman.
Başbakan Olmert’in emriyle sivil halka karşı kimyasal silah kullanın dediği zaman. Hahamlar heyetinin çoluk çocuk kim varsa acımasızca katledip fetvalarının verildiği an. İşin en garip yanı ise bu Türk Günü’nün tertipleri cephedeki İsrail askerlerine yardım maksadıyla bu günü tertip etmişlerdir. Açılış konuşmasında bu dilde getirilmiştir. Lübnan ve Filistin’de katliam yapan İsrail ordusuna yani Siyonizme destek günü dersek daha iyi olur. Burada Türk Milleti’nin itibarı sarsılmıştır. O diplomatlar utanmalıdır. Buna benzer Haçlılar’ın kutladığı bir de Türk yılı vardır. Bu Türk yılı 1071’den beri devam eden Türklerin ilerlemelerinin durdurulduğu 1603 Viyana kuşatmasıdır. 1933 yılında bu Türk yılının 250. yıl dönümü Viyana’da batılı ve Avrupalı ülkelerin katılımıyla kutlanış, tören sırasında her tarafta çanlar çalmıştır. İkisi arasında benzerlik vardır. Kıymetli okuyucularım. 2004 yılında Almanya’da buna benzer bir rezalet görmüştüm. Belki bin kişi’den fazla insanın olduğu bir iftar yemeğinde(yemeği veren Mısırlı bir iş adamı)Polis şefi ve Dortmund Belediye Başkanı konuşurken 11 Eylül olaylarını bahane ederek İslam Dini’ni terörle suçladı. Bekledim ki bizim Başkonsolos cevap verir. Adam bırakın cevap vermeyi, sofra duasında elini bile kaldırmaktan çekiniyor.
Durmadım ve el kaldırıp söz aldım. Sayın başkonsolosum, Sayın Başkan, sayın Polis şefi, muhterem Papaz efendiler ve kıymetli katılımcılar. Ben müslümanım ve Türk’üm. Bunlarla gurur duyuyorum. Burada misafirim, resmi bir sıfatım yok. 11 Eylül olaylarını hepimiz kınadık. İslam dini haksız yere akıtılan bir damla kandan kainat titrer der. Tarihte Cezayir katliamları vardır. Ölenler müslümandır, öldürenler hristiyanlardır. Onbir Eylül olaylarını bir hristiyan yaq da bir Yahudi yapsaydı Amerika dünyada Hristiyan ya da Yahudi ayına çakacak mıydı arzederi dedim. Söylediklerimi Sinan isminde bir genç Alman ca aktardı. Solan bir anda ayağa kalktı. Ortalık alkış tufanına tutuldu. Baş papaz yerinden kalkıp beni kucakladı. Bizim konsolos ise çok memnun olduğunu ifade etti. Yurt dışında ve yurt içinde unutulmayan rezaletlerin sayıları bir hayli fazladır. Vatan size emanettir dediğimiz şehit ve gazilerimize layık olmak için herkes görevini tam yapmalıdır. Aksi halde rezaletlerin önü alınmaz. Milletin derisine yapışıp, kan sülüğü gibi emen sosyal hırsızlardan hesap sorulmalıdır. Yurt dışına kaçanlar ve yurt içindekiler deşiftre edilmelidir. Unutamadığımız o kadar rezalet hangisini yazalım.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.