Tehlikelerin gözünün içine bakmak, zafere ulaşmak için şarttır. “Millete, memlekete hizmet yolunda bela arıyoruz bela” diye haykıran merhum Alparslan Türkeş şöyle devam ediyor. “Türk milletinin kaderini iyiye çevirme onu hakka, adalete kavuşturma, onu düşkünlükten, yoksulluktan, haksızlıktan kurtararak medeniyette, teknikte en ileriye gitmiş yabancıların iktisadi ve ekonomik esaret zincirlerinden kurtulmuş büyük varlık yapmanın davasını güdüyoruz. Bu dava başarıya ulaşacaktır. Bundan daha kutsal bir dava olamaz. Bizim için proletarya diktatörlüğü kurma diye bir mevzu bahis konusu olamaz.
Bizim için dünyada en kutsal varlık Türk milletinin kendi manevi değerleriyle kendi vasıflarıyla yeniden dünya nizam veren, huzur ve mutluluk getiren, hukuk, hak, adalet getiren bir varlık yapma davasıdır. Bu dava uğrunda el ele vermiş genç, ihtiyar arkadaşlar olarak iyi neticeler almış durumdayız. Anadolu’nun her dağını, her köyünü, her ovasını aydınlatmak zorundayız. Meşaleleri, ışıkları çoğaltmak zorundayız. Yurdun her tarafını bu meşalelerle kaplamalıyız. Böylece “Baykuşların gözü kör olsun.” Alparslan Türkeş, Dava, sayfa 138-139.
Kıymetli okuyucularım,
Cumhuriyet döneminde hayranı olduğum iki lider: “Birisi Mustafa Kemal Atatürk, diğeri de Alparslan Türkeş.” İkisinin de mekânı cennet olsun. Onların mirasları üzerinde saltanat kuranlara onların şu sözleriyle cevap vermek istiyorum. “Hürriyetçi ve şahsiyetçi olmayan sistemlere karşıyız. Milli demokrasi, devlet ve millet varlığını ve bütünlüğünü koruma azmi demektir. İnsanımızı sevelim. Milli demokrasi, insan sevgisini esas alır. İnsanımıza saygı duyalım. Kendimizden utanmayalım.” Günümüzün siyasetçileri bunlardan ders almalıdır. Kavgaları bırakıp, çirkin sözleri bırakıp topluma iyi örnek olmalıdırlar. Hep o özlemi çekiyoruz. Tabii istismarcılar hariç.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
BAYKUŞLARIN GÖZÜ KÖR OLSUN
Kıymetli okuyucularım,
Tehlikelerin gözünün içine bakmak, zafere ulaşmak için şarttır. “Millete, memlekete hizmet yolunda bela arıyoruz bela” diye haykıran merhum Alparslan Türkeş şöyle devam ediyor. “Türk milletinin kaderini iyiye çevirme onu hakka, adalete kavuşturma, onu düşkünlükten, yoksulluktan, haksızlıktan kurtararak medeniyette, teknikte en ileriye gitmiş yabancıların iktisadi ve ekonomik esaret zincirlerinden kurtulmuş büyük varlık yapmanın davasını güdüyoruz. Bu dava başarıya ulaşacaktır. Bundan daha kutsal bir dava olamaz. Bizim için proletarya diktatörlüğü kurma diye bir mevzu bahis konusu olamaz.
Bizim için dünyada en kutsal varlık Türk milletinin kendi manevi değerleriyle kendi vasıflarıyla yeniden dünya nizam veren, huzur ve mutluluk getiren, hukuk, hak, adalet getiren bir varlık yapma davasıdır. Bu dava uğrunda el ele vermiş genç, ihtiyar arkadaşlar olarak iyi neticeler almış durumdayız. Anadolu’nun her dağını, her köyünü, her ovasını aydınlatmak zorundayız. Meşaleleri, ışıkları çoğaltmak zorundayız. Yurdun her tarafını bu meşalelerle kaplamalıyız. Böylece “Baykuşların gözü kör olsun.” Alparslan Türkeş, Dava, sayfa 138-139.
Kıymetli okuyucularım,
Cumhuriyet döneminde hayranı olduğum iki lider: “Birisi Mustafa Kemal Atatürk, diğeri de Alparslan Türkeş.” İkisinin de mekânı cennet olsun. Onların mirasları üzerinde saltanat kuranlara onların şu sözleriyle cevap vermek istiyorum. “Hürriyetçi ve şahsiyetçi olmayan sistemlere karşıyız. Milli demokrasi, devlet ve millet varlığını ve bütünlüğünü koruma azmi demektir. İnsanımızı sevelim. Milli demokrasi, insan sevgisini esas alır. İnsanımıza saygı duyalım. Kendimizden utanmayalım.” Günümüzün siyasetçileri bunlardan ders almalıdır. Kavgaları bırakıp, çirkin sözleri bırakıp topluma iyi örnek olmalıdırlar. Hep o özlemi çekiyoruz. Tabii istismarcılar hariç.