Sevgili okuyucularım… Günümüzde ‘süper’ denilen devletler, ‘beşinci kol faaliyetleri’ ile milli devletleri iç savaşlarla parçalamak konusunda hayli başarılı olmuşlardır.
Kısacası ‘milletler arası savaşlar, sınıflar arası savaşa’ çevrilerek ‘süper devletler’ bilhassa fakir ülkelerde bu oyunu çok acımasız bir şekilde tezgahlamışlardır. Böylece ‘kapitalizm’in yayılma alanları ve tüketici sahaları genişlemiş olmaktadır. Dahası beynelmilel Siyonist yapılanmalar olabildiğine genişlemektedir. Dikkat edilirse kaç ‘milli devleti’ kuzey, güney yahut doğu, batı diye parçalayarak aralarında paylaşmışlardır.
Bu konuda dünya haritasına bakmak vahşeti görmeye yeter de artar bile. Kore, Vietnam, Türkistan, Etiyopya, Lübnan, Yemen, Irak, Suriye, Batı Trakya, Yugoslavya, Kıbrıs, Eritre, Cezayir ve daha niceleri. Gün geçtikçe bunlara yenilerini eklemek isteyen Rusya ve Amerika gibi güçler, bu oyunlarına devam etmektedirler.
Bush’muş, Obama imiş, Trump’mış, Rusya devlet başkanları imiş, hepsi de aynı necasetteki kurtların, böceklerin değişik versiyonları.
Yani “al birini vur ötekine.” Başka bir tabirle “hainler sizin birbirinizden farkınız yoktur”. Başka bir ifadeyi de ben söyleyeyim “imansız anlamaz bereketten, hayır gelmez insanlığa kefereden.”
Bunlar insanlıktan, merhametten anlamaz. Bunlar ‘kuvvetten, güçten’ anlar. Onun için dünyanın ‘Müslüman Türk birliğine’ ihtiyacı vardır. Bu iş korkak, ürkek, piyon, figüranlarla olmaz. Bu iş ‘Bir Türk cihana bedeldir’ diyen şuurla, Çanakkale ruhu ile aksiyon halindeki imanla olur. Değilse kendi kendimize ‘Kahrolsun Amerika’ diyen ‘Coca Cola’ müptelalığından kurtulamayan ‘Allah-ü Ekber’ deyip mantar patlamasından korkan hamaset tacirleri ile bu yola çıkılmaz.
Hele hele Türk kelimesinden, Türk milliyetçiliği sözünden ‘su görmüş kuduz köpek gibi’ korkanlardan hiç hayır gelmez. ‘Baykuş bakışlı’ diye tarif ettiğim Amerika’nın Başkanı Trump’a gelince, Filistin halkından öteye tüm İslam aleminin göz bebeği olan Kudüs’ü İsrail şebekelerinin başkenti ilan etmesi ‘yeniden masum ve savunmasız’ insanların kanlarının akıtılması demektir. Yani uluslarası silah tüccarlarına büyük pazarların açılması demektir. Artık İslam alemi ve Türk dünyasındaki liderler, devlet yönetimine talip olanlar bir gerçeği görmelidirler. “Ayıdan post, gavurdan dost olmaz.”
Öyleyse “Dostum Trump, dostum falancü” demeye gerek yok. Dost benim. Onun için acı söylüyorum. “Ne dostu? Baykuş bakışlı bu hainlerden dost da olsa sinsi ve açık, çift başlı düşman olur.”