Sevgili okuyucularım 12 Ocak 2014 tarihinde yazmış olduğum makaleme koyduğum başlık, "Derin ağabeyler derin sırlar" şeklindedir. Kendisini tanımam ve bilmem. Sayın Necdet Pekmezci'nin "Ağabeyler ve derin sırlar" adlı eserine epey emek verilmiş, kaynaklar gösterilmiş, müthiş denilecek bir hikâye! Bir ibret. Eser hazırlanırken başvurulan kaynaklar şöyle sıralanmış: Abdullah Çatlı'nın kızı Gökçen Çatlı'nın kaleme aldığı "Babam Çatlı" Haluk Kırcı’nın yazdığı "Zamanı süzerken kurt duruşu- Bırak eşkıya beklesinler" isimli kitaplar. Yine Necdet Pekmezci'nin "5-6-2 Tamam Değil Reis" adlı eseri. Ayrıca Soner Yalçın'ın ve Doğan Yurdakul'un ortak hazırladıkları "Reis Gladio'nun Türk Tetikçisi" isimli kitabı. Bunların haricinde Hürriyet, Milliyet, Radikal, Taraf ve ilgili dönemlere ait birçok gazetede internet siteleri ve muhalif dergiler. Bu tür eserlerde Abdullah Çatlı, Yeşil Alaattin Çakıcı, Korkut Eken, Mehmet Eymür ve diğer birçok kişinin adı geçmektedir. En fazla dikkati çeken olaylar ise Asala'nın işlediği cinayetlerdir. 161 Türk vatandaşın yaralanması, 41 konsolos ateşe ve büyükelçinin vahşice katledilmesi (şehadetleri), Los Angeles, Beyrut, Viyana, Paris, Roma, Madrid, Cenevre, Kopenhag, Sidney, Ottova, Boston, Bizbon, Ankara, Rotterdam, İstanbul, Brüksel, Tahran, Bağdat cinayetleri ve Türk devletinin sabrının taşması. Oral Çelik'in ağzından olay şöyle anlatıyor: "Öyle MİT (Milli İstihbarat) Daire Başkanı falan değil çok daha üst düzey Asala ile mücadele etmemizi isteniyordu. Abdullah Çatlı ile aynı evde kalıyorduk. Teklifi kabul ettik. Timi oluşturduktan sonra onlar bize bir milyon dolar teklif ettiler. Gülüp geçtik. Görevin masrafı hariç mali istekte bulunmadık ama şart koştuk." Bakınız adı geçen Eser sayfa 75-76. Kutlu davalarda son söz söylenmez. Kutlu davaların şehitlere, gazilere, kahramanlara, serdengeçtiler ihtiyacı olur. Vatan kutlu davadır. Kur'an kutlu davadır. Hür yaşamak, bağımsız devlet olmak kutlu davadır. Milletin bölünmez bütünlüğünü kutlu davadır. Bu davalar için ne gerekiyorsa o yapılır. Türk töresinde bin yıllık tarihimizde, millet devletin ta kendisidir. Devlet de milletin ta kendisidir. Her gün şehitlerimizin geldiği vatan toprakları, derin sırların sandukasıdır. Oralar hepimizin beşiğidir. Kumarhane sokağı ile bilmem mi eğlence sokağı ile vatan toprağını ayıramayanlar bu gerçekleri göremezler. Onlar basiretleri bağlı bakan Körlerdir.
Sevgili okuyucularım. Son zamanlarda, hatta son günlerde ekranlara düşen ve ibretle istenilen mafya-siyaset ilişkisi bu bağlamda düşündürücüdür. Özellikle Sezgin Baran Korkmaz denilen kişinin entrikaları ve çevirdiği dolaplar acil olarak açığa kavuşturulmalıdır. Konuşması gerekenler Türk milletini aydınlatmalıdır. Yaşananlar unutulmuyor. Yarın herkesin karşısına çıkacaktır. Ondan sonra, "Aldandık, aldatıldık, bilemedik" bahaneleri kimseyi tatmin etmeyecektir. Para uğruna yapılanlar, satılanlar, alınanlar, verilenler kutlu dava olan vatanı yıpratmamalıdır. Para her şey değildir. Hele de söz vatan olunca.