Medyayı, basını kontrol eden beyinleri de kontrol eder. Beyinleri kontrol edenler ise toplumları kontrol eder. Bu strateji siyasetçiler için vazgeçilmez bir gerçek ve plandır. Toplumları ciddi şekilde etkileme ve yönlendirme gücü ve kabiliyeti olan medyayı anlamak çok önemlidir. Çünkü hayatın her alanında etkili olan basın, iletişim araçlar, medya tabir-i caizse dünyayı köy haline getirmiştir. İnsanların ve toplumların fikirlerini, zihinlerini, eğilimlerini, siyasi görüşlerini ve bunarlın değerlendirilmesinde basının, medyanın, iletişim araçlarının rolü çok büyüktür. Bilgi toplamada, şekillendirmede, yönlendirmede bir bakıma basın ve medya rakipsizdir. Günümüzde hem dünya basını ve medyası hem de yerel basın ve medya çok doğru şekilde analiz edilmelidir. Büyük paralarla, yüksek kredilerle satın alınan, el değiştiren medya ve basın kuruluşları kimlere hizmet ediyor, kimlere çalışıyor ve kimlerin elinde bilmek lazım. Aklı başında olan aklıselim sahipleri kişiler şu gerçeği bilmek zorundadır. Yemlenen basın, yemlenen medya kendisini besleyen ve yemleyen kişi, kurum ve kuruluşlara karşı gebedir; her halükarda hizmet etmek zorundadır. Değilse değirmenin suyu kesilir, çarklar dönmez. Hani Nasrettin Hoca diyor ya: “Parayı veren, düdüğü çalar.” Tıpkı bunun gibi.
Kıymetli okuyucularım,
Başta Amerika olma üzere Batı dünyası sözde ‘Özgür basın ve özgür medya’ sloganlarıyla çok gizli ve tehlikeli bir oyun oynamaktadır. Bu oyunun adı istihbarat çalışmalarıdır. Bu çalışma ile insanların kafalarına, düşünce yapılarına pranga vurularak bilim yuvalarına, üniversitelerine, kurumlara, okullara, ibadethanelere siyaseti sokmak devam etmiştir. Tarikatlar, cemaatler, vakıflar, dernekler kullanılmıştır. Bilgi kirliliği, yalanlar, iftiralar, hırsızlıklar, yolsuzluklar kol gezmiştir. Adalet çiğnemiştir. Vezir olması gereken adalet rezil edilmiştir. Dünya genelinde basın, medya ve haber alma haber toplamaya hâkim olan ülkelerde 70 bin yayın yapan istasyon vardır. İslam dünyasında bu sayı 7 bindir. Onunda çoğu uzaktan kumandalıdır. Bunlar yalan ve şişirme haberlerle toplumu aldatmaktadırlar. İşte Atatürk’ün devrimlerindeki gerçekler bu yüzdendir. Camilere, okullara, kışlalara siyaset sokmamıştır. Şimdilerde o gözbebeği ve kutsal mekanlar siyasi rant merkezi haline gelmiştir. Gönül isterdi ki buralar siyasetten uzak tutulsun. Asli görevlerinde kullanılsın. Kutsallarımız siyasi istismar aracı olarak kullanılmasın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
BASIN, SİYASET, SEÇİM VE İSTİHBARAT
Kıymetli okuyucularım,
Medyayı, basını kontrol eden beyinleri de kontrol eder. Beyinleri kontrol edenler ise toplumları kontrol eder. Bu strateji siyasetçiler için vazgeçilmez bir gerçek ve plandır. Toplumları ciddi şekilde etkileme ve yönlendirme gücü ve kabiliyeti olan medyayı anlamak çok önemlidir. Çünkü hayatın her alanında etkili olan basın, iletişim araçlar, medya tabir-i caizse dünyayı köy haline getirmiştir. İnsanların ve toplumların fikirlerini, zihinlerini, eğilimlerini, siyasi görüşlerini ve bunarlın değerlendirilmesinde basının, medyanın, iletişim araçlarının rolü çok büyüktür. Bilgi toplamada, şekillendirmede, yönlendirmede bir bakıma basın ve medya rakipsizdir. Günümüzde hem dünya basını ve medyası hem de yerel basın ve medya çok doğru şekilde analiz edilmelidir. Büyük paralarla, yüksek kredilerle satın alınan, el değiştiren medya ve basın kuruluşları kimlere hizmet ediyor, kimlere çalışıyor ve kimlerin elinde bilmek lazım. Aklı başında olan aklıselim sahipleri kişiler şu gerçeği bilmek zorundadır. Yemlenen basın, yemlenen medya kendisini besleyen ve yemleyen kişi, kurum ve kuruluşlara karşı gebedir; her halükarda hizmet etmek zorundadır. Değilse değirmenin suyu kesilir, çarklar dönmez. Hani Nasrettin Hoca diyor ya: “Parayı veren, düdüğü çalar.” Tıpkı bunun gibi.
Kıymetli okuyucularım,
Başta Amerika olma üzere Batı dünyası sözde ‘Özgür basın ve özgür medya’ sloganlarıyla çok gizli ve tehlikeli bir oyun oynamaktadır. Bu oyunun adı istihbarat çalışmalarıdır. Bu çalışma ile insanların kafalarına, düşünce yapılarına pranga vurularak bilim yuvalarına, üniversitelerine, kurumlara, okullara, ibadethanelere siyaseti sokmak devam etmiştir. Tarikatlar, cemaatler, vakıflar, dernekler kullanılmıştır. Bilgi kirliliği, yalanlar, iftiralar, hırsızlıklar, yolsuzluklar kol gezmiştir. Adalet çiğnemiştir. Vezir olması gereken adalet rezil edilmiştir. Dünya genelinde basın, medya ve haber alma haber toplamaya hâkim olan ülkelerde 70 bin yayın yapan istasyon vardır. İslam dünyasında bu sayı 7 bindir. Onunda çoğu uzaktan kumandalıdır. Bunlar yalan ve şişirme haberlerle toplumu aldatmaktadırlar. İşte Atatürk’ün devrimlerindeki gerçekler bu yüzdendir. Camilere, okullara, kışlalara siyaset sokmamıştır. Şimdilerde o gözbebeği ve kutsal mekanlar siyasi rant merkezi haline gelmiştir. Gönül isterdi ki buralar siyasetten uzak tutulsun. Asli görevlerinde kullanılsın. Kutsallarımız siyasi istismar aracı olarak kullanılmasın.