Bugün için dünyamız, daha doğrusu insanlık kesin bir barışa muhtaçtır. Ancak dünyamız bütün insanlığı kuşatıcı bir sulh ve barış bütünlüğüne kavuşamamıştır. Haçlı seferlerinde, 1. ve 2. dünya savaşlarında, Hiroşima ve Nagazaki çılgınlıklarında dünya barışı kahpece hunharca hançerlenmiştir. Dünyamızda mevcut olan ekonomik dengesizlik, açlarla toklar arasındaki sayı ve imkan farklılıklarının artması, Filistin'de, Eritre'de, Afganistan'da, Kamboçya'da, Suriye'de, Miammar'da, Etopya'da ve sayıları bir hayli fazla olan Mescid-i Aksa'nın, daha doğrusu Kudüs'ün adeta, müslümanlarla alay edercesine İsrail'e başkent yapılması alçaklığı dünyayı yavaş yavaş üçüncü bir dünya savaşına doğru sürüklemektedir. İşin garibi bu tehlike küresel güç denilen süper katiller tarafından görmezlikten gelinmektedir. İslam dininin öngördüğü barış, şanlı Peygamberimizin Veda Hutbesi'nde başvurduğu gibi yazılı vesikalarla ortaya konulmuştur. Eğer insanlık samimi olarak barış istiyorsa, İslamiyetin emin ve mutlak prensiplerine sarılmak zorundadır. Müslüman adam, müslüman lider kendisi ile, çevresi ile, komşu ülkelerle ve topyekün insanlıkla daha da önemlisi yaradanı ile barış halinde olan kişidir. İnsanlık çok acil olarak buna muhtaçtır. Dünya buna muhtaçtır. Kendi aralarında müslümanlar da  buna muhtaçtır. Eğer geçmişte akıtılan kanlar yeniden akıtılmak istenmiyorsa başka bir çıkar yol da yoktur. Sadece Etopya'da 25 milyon açlıktan ölmek üzere ise, bunun çoğunluğunu çocuklar oluşturuyorsa, bu cinayetlerden kim ya da kimler sorumludur. Vahşi tüketim sonucu üretilen gıdaların üçte biri çöpe atılıyorsa, hangi yüzlerle medeniyetten, çağdaşlıktan bahsediliyor? Utanmaz olan şu sözde lider bozuntuları acaba hiç mi Türk milletinden ve Türk tarihinden ders almıyorlar. Hele şu Amerika'nın baykuş bakışlı lideri, hele şu ünvanı kral olan müslüman bozuntuları bu cinayetlerinin hesabını hem bu dünyada, hem ahiret aleminde nasıl verecekler merak ediyorum. Bu ruhsuz, pis katillerden lider değil, ancak insanlığın atış poligonu olurlar.
DEVAM EDECEK...