Türkiye GB (gümrük birliği anlaşmasını ve AB (Avrupa birliği) anayasasını imzalamakla milyonlarca dolar zarara uğramıştır. Tarım bitme sürecine getirilmiş, hayvancılık bitirilmiştir. Çünkü birlik ülkeleri ortak, Türkiye ise Pazar olmuştur. Türkiye’yi dışlayan, işine göre kullanan Avrupa Birliği tedbir olarak kapı önündeki bahçeler ayırmıştır. Yani uzatmalı sevgili pozisyonunu devreye sokmuştur. Bu tutum ve davranışlardan Türkiye’nin bir tek kuruş çıkarı olmamıştır. Dolayısıyla Türkiye kendisine yeni çıkış yolları aramak zorundadır. Bu yolları bulacak kadar da büyük bir ülkedir. Yeter ki bizi yönetenler ülkemizin gücünü ve büyüklüğünü bilsinler. Sorulması gereken şudur. Türkiye’yi AB’ye niçin almıyorlar? Türkiye batı medeniyetinden olmadığı için mi, yoksa Türk devleti, Türk milleti Müslüman olduğu için mi? Cevap şudur AB’nin bütün üyeleri Hristiyandır. Türkiye’nin bu haçlı kulübüne üye kabul edilmesi istenmemektedir. Çünkü biz Müslüman, onlar Hristiyandır. Yok diyenlere sormak lazım. 25 ten fazla üyesi olan buu birliğin bayrağı neden hala 12 yıldızla süslüdür. AB anayasasının ön sözüne bakarsanız şunu görürsünüz. AB anayasasının tam adı “Avrupa için bir anayasa oluşturan anlaşmadır” Bu metnin ön sözünde ise “Geçmişten bugüne bireyin merkezi rolüne, dokunulamaz, elinden alınamaz. Haklarına ve yasaya saygı durmaya yönelik anlayışı ile değerleri her zaman toplum yaşamının önünde yer alan, Avrupa’nın kültürel, dini ve insani mirasından ilham alarak” ifadeleri mevcuttur. Burada bahsedilen “Avrupa’nın kültürel, dini ve insani mirası” denilen hususlar içerisinde en önemli hususu Hristiyanlığın oluşturulduğunda kuşku yoktur. Birinci bölüm Başlık VI: Birliğin Demokratik Yaşamı: Madde 51. Kiliselerin ve Dini Cemaatlerin Statüsü. A) Birlik üye devletlerde bulunan Kiliselerin ve dini örgütlerin veya toplulukların ulusal yasa çerçevesindeki statülerine saygı gösterir ve ihlal etmez. B) Birlik felsefi ve dini cemaatlerine statülerine karşı eşit ölçüde saygılıdır. C) Bu kiliselerin ve örgütlerin kimliklerinin ve özel katkılarının farkında olan Birlik, bunlarla açık, şeffaf ve düzenli diyaloğunu sürdürür” Dikkat edilirse burada devamlı kiliselerin ve bunların örgütlerinden, cemaatlerinden bahsedilmektedir. Bunlara saygının esasları vurgulanmaktadır. Bu açık ve net yapılanma ortadayken biz nasıl oluyor da Avrupa Anayasası metnini imzalıyoruz diye merak etmemek mümkün değildir. “Bayrağınız da Hilal olduğu müddetçe, bu birliğe giremezsiniz” diyenler, Avrupalılar değil miydi. İşte Avrupa Birliği ile aramız böyle iken dünyada tek başına düşmansız yaşanamayacağının bilincine varan Amerika kendi düşmanını, hatta düşmanlarını türetmiş, diğer devletlerin yanında, ya da karşısında yer almasını sağlamıştır. Ortaya attığı her oltaya takılan ülkeler olmuş ve onlarla beraber hareket etmişlerdir.
DEVAM EDECEK…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE (2)
DEVAM EDECEK…