Sevgili okuyucularım,
Yazıma başlık olarak aldığım cümle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınları arasında 214 No'lu sıra ile 6.1.1982 tarih ve 1 sayılı karar ile Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından gerekli düzeltmeler yapılarak bastırılmıştır.
Atatürk’ün doğumunun 100. yılı münasebetiyle Sayın Ahmet Gürtaş (merhum) hocamız tarafından hazırlanmıştır. Gönül ister ki bütün eğitimcilerin ve idarecilerin, hatta öğrencilerin kitaplıklarında bu eser bulunsun ve okunsun. O zaman birilerinin tartıştığı ve siyasi sermaye haline getirildiği Atatürk konusu netlik kazanacaktır. Ve birçok Atatürk düşmanı meczup tiplerin maskeleri düşecektir. Bu arada Kemalist geçinen, aslında komünist olanların da gerçek yüzleri ortaya çıkacaktır.
Çok basit ve açık bir örnek vermek gerekirse 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra FETÖ denilen ve paralel devlet yapılanması şebekeleri, başta Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ve diğer devlet erkânı tarafından cezalandırılmış, elleri altında olan okul, dershane, yurt ve pansiyonlarına haklı olarak el konulmuştur.
Düşünelim bir kere, bundan 50 yıl sonra birileri çıkar da “su uyur düşman uyumaz” nokta-i nazarından hareketle bugünkü devlet erkânını küfürle, din düşmanlığı ile ve din eğitimine ihanetle suçlarsa, bu iftiradan başka ne olabilir? Ancak bu kirli ve adi kalemlerin sempatizanları bir hayli çok olur. Öyle ya, şeytana tapan satanistlerin bile müritleri olduğuna göre, onların da müritleri var olacaktır. Bu kirli iftiralara inananlar, FETÖ ile mücadele edenleri ve aleyhte olanları suçlanacaklardır. Tıpkı Atatürk’ün heykeline saldıran, onun prensiplerini din düşmanlığı ilan eden sahtekârlar gibi.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun 4. maddesine bakarsak, karşımıza şu hakikat çıkar:
Madde 4. Maarif Vekâleti (Milli Eğitim Bakanlığı) yüksek diniyat mütehassısları (yüksek bilgili din âlimleri) yetiştirmek üzere Darülfünun'da bir ilahiyat fakültesi tesis ve imamet, hitabet gibi didematı diniyyenin (din hizmetlerinin) ifası vazifesiyle mükellef memurların yetişmesi içinde ayrı mektepler küşad edecektir (açacaktır). Bu kanunun neşrinden, yani yayınlanmasından itibaren askeri liseler, rüştiye mektepleri, mektebi idadiler ve sıhhiyye mektepleri, Dar-ül Eytamlar'ın bütçeleri, talim ve terbiye mekteplerinin tamamı maarif vekâletine (Milli Eğitim Bakanlığı'na) bağlanacaktır. Rüştiye ve mektebi idadilerde bulunan ve orduya mensup olan muallimlerde orduya nispetlerini muhafaza edeceklerdir. Mektebi Harbiye'nin (harp okullarının) ve askeri liselerin bütçeleri ise Müdafaa-i Milliye (Milli Savunma Bakanlığı'na) devrolunmuştur. Bu fıkra 22-4-1341 tarih ve 637 sayılı kanunla gerçekleşmiştir. Bakınız adı geçen eser sayfa 73.
NOT: Bu yazım devam edecektir. Atatürk düşmanlarının ihanetleri açıklanacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Atatürk ve din eğitimi(1)
Yazıma başlık olarak aldığım cümle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınları arasında 214 No'lu sıra ile 6.1.1982 tarih ve 1 sayılı karar ile Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından gerekli düzeltmeler yapılarak bastırılmıştır.
Atatürk’ün doğumunun 100. yılı münasebetiyle Sayın Ahmet Gürtaş (merhum) hocamız tarafından hazırlanmıştır. Gönül ister ki bütün eğitimcilerin ve idarecilerin, hatta öğrencilerin kitaplıklarında bu eser bulunsun ve okunsun. O zaman birilerinin tartıştığı ve siyasi sermaye haline getirildiği Atatürk konusu netlik kazanacaktır. Ve birçok Atatürk düşmanı meczup tiplerin maskeleri düşecektir. Bu arada Kemalist geçinen, aslında komünist olanların da gerçek yüzleri ortaya çıkacaktır.
Çok basit ve açık bir örnek vermek gerekirse 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra FETÖ denilen ve paralel devlet yapılanması şebekeleri, başta Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ve diğer devlet erkânı tarafından cezalandırılmış, elleri altında olan okul, dershane, yurt ve pansiyonlarına haklı olarak el konulmuştur.
Düşünelim bir kere, bundan 50 yıl sonra birileri çıkar da “su uyur düşman uyumaz” nokta-i nazarından hareketle bugünkü devlet erkânını küfürle, din düşmanlığı ile ve din eğitimine ihanetle suçlarsa, bu iftiradan başka ne olabilir? Ancak bu kirli ve adi kalemlerin sempatizanları bir hayli çok olur. Öyle ya, şeytana tapan satanistlerin bile müritleri olduğuna göre, onların da müritleri var olacaktır. Bu kirli iftiralara inananlar, FETÖ ile mücadele edenleri ve aleyhte olanları suçlanacaklardır. Tıpkı Atatürk’ün heykeline saldıran, onun prensiplerini din düşmanlığı ilan eden sahtekârlar gibi.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun 4. maddesine bakarsak, karşımıza şu hakikat çıkar:
Madde 4. Maarif Vekâleti (Milli Eğitim Bakanlığı) yüksek diniyat mütehassısları (yüksek bilgili din âlimleri) yetiştirmek üzere Darülfünun'da bir ilahiyat fakültesi tesis ve imamet, hitabet gibi didematı diniyyenin (din hizmetlerinin) ifası vazifesiyle mükellef memurların yetişmesi içinde ayrı mektepler küşad edecektir (açacaktır). Bu kanunun neşrinden, yani yayınlanmasından itibaren askeri liseler, rüştiye mektepleri, mektebi idadiler ve sıhhiyye mektepleri, Dar-ül Eytamlar'ın bütçeleri, talim ve terbiye mekteplerinin tamamı maarif vekâletine (Milli Eğitim Bakanlığı'na) bağlanacaktır. Rüştiye ve mektebi idadilerde bulunan ve orduya mensup olan muallimlerde orduya nispetlerini muhafaza edeceklerdir. Mektebi Harbiye'nin (harp okullarının) ve askeri liselerin bütçeleri ise Müdafaa-i Milliye (Milli Savunma Bakanlığı'na) devrolunmuştur. Bu fıkra 22-4-1341 tarih ve 637 sayılı kanunla gerçekleşmiştir. Bakınız adı geçen eser sayfa 73.
NOT: Bu yazım devam edecektir. Atatürk düşmanlarının ihanetleri açıklanacaktır.