Kıymetli okuyucularım
Mustafa Kemal Atatürk Allah korkusu olan bir lider, bir devlet adamıdır. Hayatı boyunca hiç kimse düşmanları dahil onun için rüşvetçi, zimmetine para ve mal geçirdi dememiştir. Hangi konuda olursa olsun asla bir haramı helal kabul edip vaziyete göre kılıf uydurup cebine indirmemiştir.
Bu durum günümüzün devlet adamlarına örnek olmalıdır. Atatürk elindeki imkanları kendi menfaatine sarf etmemiştir. Bazı aylar giderlerinin gelir kalemini aşmasından dolayı borç dahi almak durumunda kalmıştır. Köşedeki görevli personelin yeme-içme giderleri ile köşkün diğer masrafları bile Atatürk tarafından karşılanmıştır. Gelen giden misafirler, yapılan seyahatler de devletçe karşılanırken diğer bütün masraflar Atatürk tarafından karşılanmıştır. Kendisi Latife hanımdan ayrıldıktan sonra ölümüne kadar bu ağır masrafların takibini Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak yapmıştır. Anılarında bu konuyu şöyle anlatmış ve yazmıştır. "Hele hele İstanbul'da bulunduğumuz aylarda elimize geçen maaş ve tahsilatı masrafları karşılayamaz olurdu. Borçlanarak ve sıkıntıya düşerdik. Böyle durumlarda kendilerine izah etmeye çalıştığım zaman sözünü keser. Gülümseyerek 'Peki peki Ankara'da kendimizi biraz sıkar açlığı kapatmaya çalışırız' der geçerdi. Filhakika Ankara'da masraf daha az olduğundan birkaç ay içinde vaziyeti düzeltirdik."
Kıymetli okuyucularım
Atatürk cumhurbaşkanı olarak 1927 senesine kadar ayda 5 bin lira maaş ve 7 bin lira olağanüstü ödenek olmak üzere toplam 12 bin lira maaş almıştır. 1931 yılında eline geçen aylık maaşı 3 bin 186 liradır. 1932 yılından sonra yürürlüğe giren yüksek maaş ve ücretlere vergi getiren kanunundan sonra onun da maaşı kesintiye uğramış ve aylık 9 bin 78 liraya düşmüştür. Bu maaşlardan yaptığı özel tasarrufları İş Bankası'ndaki 4 numaralı hesabı yatırmıştır. Vefatında şahsi banka hesabı ve emekli aylığının bulunduğu toplam hesabında 73 bin 19 TL ve 98 kuruş parası vardır. Kendisinde Allah korkusu ve vicdanı olan bir lider kendisine teslim edilen paranın hesabını kuruşu kuruşuna millete vermelidir. Bu bağlamda Atatürk Hindistan'dan gelen yardım parası 675 bin 494 lirayı bir kuruşu dahi zayi edilmeden tamamı vatanın imarı ve milletin kalkınmasında harcanmıştır. Adı geçen para Atatürk'ün hesabına yatırılmıştır. Ordunun taarruzuna hazırlık için maliye başkanlığı yetersiz kalınca Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp Atatürk'ten (Onun emrinde ki paradan) 600 bin lira ister. Atatürk bu parayı verir. Büyük Taarruz için tuttuğu not defterine "Harekata başlamak için 200 bin cepheye 300 bin başkumandanlık için verdim" yazmıştır. Yunanlıların yakıp yıktığı şehir kasaba ve köylerde ki aç ve açıkta kalanlar için 110 bin lira vermiştir. Bak Hasan Rıza Soyak Atatürk'ten Hatıralar Sayfa 683-691. 1973.
Türk gençliğine ve siyasetçilere Atatürk çok iyi anlatılmalıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
ATATÜRK'ÜN MAAŞINI BİLİYOR MUYDUNUZ?
Mustafa Kemal Atatürk Allah korkusu olan bir lider, bir devlet adamıdır. Hayatı boyunca hiç kimse düşmanları dahil onun için rüşvetçi, zimmetine para ve mal geçirdi dememiştir. Hangi konuda olursa olsun asla bir haramı helal kabul edip vaziyete göre kılıf uydurup cebine indirmemiştir.
Bu durum günümüzün devlet adamlarına örnek olmalıdır. Atatürk elindeki imkanları kendi menfaatine sarf etmemiştir. Bazı aylar giderlerinin gelir kalemini aşmasından dolayı borç dahi almak durumunda kalmıştır. Köşedeki görevli personelin yeme-içme giderleri ile köşkün diğer masrafları bile Atatürk tarafından karşılanmıştır. Gelen giden misafirler, yapılan seyahatler de devletçe karşılanırken diğer bütün masraflar Atatürk tarafından karşılanmıştır. Kendisi Latife hanımdan ayrıldıktan sonra ölümüne kadar bu ağır masrafların takibini Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak yapmıştır. Anılarında bu konuyu şöyle anlatmış ve yazmıştır. "Hele hele İstanbul'da bulunduğumuz aylarda elimize geçen maaş ve tahsilatı masrafları karşılayamaz olurdu. Borçlanarak ve sıkıntıya düşerdik. Böyle durumlarda kendilerine izah etmeye çalıştığım zaman sözünü keser. Gülümseyerek 'Peki peki Ankara'da kendimizi biraz sıkar açlığı kapatmaya çalışırız' der geçerdi. Filhakika Ankara'da masraf daha az olduğundan birkaç ay içinde vaziyeti düzeltirdik."
Kıymetli okuyucularım
Atatürk cumhurbaşkanı olarak 1927 senesine kadar ayda 5 bin lira maaş ve 7 bin lira olağanüstü ödenek olmak üzere toplam 12 bin lira maaş almıştır. 1931 yılında eline geçen aylık maaşı 3 bin 186 liradır. 1932 yılından sonra yürürlüğe giren yüksek maaş ve ücretlere vergi getiren kanunundan sonra onun da maaşı kesintiye uğramış ve aylık 9 bin 78 liraya düşmüştür. Bu maaşlardan yaptığı özel tasarrufları İş Bankası'ndaki 4 numaralı hesabı yatırmıştır. Vefatında şahsi banka hesabı ve emekli aylığının bulunduğu toplam hesabında 73 bin 19 TL ve 98 kuruş parası vardır. Kendisinde Allah korkusu ve vicdanı olan bir lider kendisine teslim edilen paranın hesabını kuruşu kuruşuna millete vermelidir. Bu bağlamda Atatürk Hindistan'dan gelen yardım parası 675 bin 494 lirayı bir kuruşu dahi zayi edilmeden tamamı vatanın imarı ve milletin kalkınmasında harcanmıştır. Adı geçen para Atatürk'ün hesabına yatırılmıştır. Ordunun taarruzuna hazırlık için maliye başkanlığı yetersiz kalınca Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp Atatürk'ten (Onun emrinde ki paradan) 600 bin lira ister. Atatürk bu parayı verir. Büyük Taarruz için tuttuğu not defterine "Harekata başlamak için 200 bin cepheye 300 bin başkumandanlık için verdim" yazmıştır. Yunanlıların yakıp yıktığı şehir kasaba ve köylerde ki aç ve açıkta kalanlar için 110 bin lira vermiştir. Bak Hasan Rıza Soyak Atatürk'ten Hatıralar Sayfa 683-691. 1973.
Türk gençliğine ve siyasetçilere Atatürk çok iyi anlatılmalıdır.