6 Kasım 2018 Salı akşamı haberlerde ş u ifadeler vardı. Suriye’den Türkiye’ye gelen sığınmacılar tam 278 bin doğum yaptı deniliyordu. Küsuratı aklımda kalmadığı için yazamadım. Haberin devamında “Bu gidişle kısa zaman sonra, Türkiye’de ki Suriyelilerin sayısının 5 milyonu bulacağı anlatılıyordu. Bir dönem yaşadık Türkiye’ye peşmergeler sığındılar. Aylarca yardımlar toplandı. 1991-1992 yıllarında Bulgaristan’da asimilasyona zorlanan soydaşlarımız geldiler. Bunlara da milletçe devamı yardımlar yapıldı. Bende o dönemde Marmara Ereğlisin’de Müftü idim. Bölgeye kurulan 179 adet çadırda bulunan soydaşlara yardımcı olmak için valilik emri ile aldığımız görevleri yerine getirdik. Ancak benim endişelerim var kuşkularım var. Nedenine gelince arz edeyim peşmergelerin içinden yüzlerce hain çıktığına şahit olduk. Soydaşların içinden rakı, şarap imal edip çorlu pazarlarında satıldığını gördük. Ayrıca kadın pazarlanmalarına şahit olduk. Suriyeli sığınmacılardan özellikle Kobaniden gelenlerin “Biz Selahaddinciyiz. O bize hürriyet verecek” diyenlere şahit olduk. Hatta PKK ve PYD sampatizanlarının yoğun olduğunu işçi çalıştıran çiftçilerimizin gördüklerini biliyoruz. On bir çocuğu olan ve geçim sıkıntısı çektiği için Müslümanlardan Fitre ve Zekat yardımı alan bir kadının yıllar önce ki ifadesini unutmuyorum. On bir yerine 4 olsa da iyi yetiştirsen kızım diyen bir hacı hanemize malum bayanın cevabı çok tehlikeli ve çok manidardır. “Hacı hanım bu memleket böylemi kalacak. Yarın bir iç isyan çıktığı zaman bu yavrularımın kaç tanesi elimde kalırki” dediğini çok iyi bilirim. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade buyurduğu benimde bir ilahiyatçı olarak bildiğim ve kürsülerde anlattığım “Ensar ve Muhacirin’in arasında böyle hain fikirler ve düşünceler yoktu. Onlar inanç ve iman sevdaları uğruna fedayi can ediyorlar, evlattan, maldan ve candan, hatta yardan vazgeçiyorlardı. Peki sığınmacıların bir çoğu ne yapıyor. “Adam dövüyor, bıçaklıyor, uyuşturucu piyonu oluyor ve onlarca suça karışıyor. Bir taraftan da doğum yapmaya, çoğalmaya devam ediyorlar. Tekrar Suriye’ye dönme konusu açıldığında Türkiyede kalmak istediklerini de inkar etmiyorlar. Verilen ikametler bir hayli arttı. Bu cennet vatana şehit veren, askerliğini yapan, vergisini ödeyen vatandaşlarımızın durumu bellidir. Mesela benim dem Osman oğlu Hüseyin 1922’de Bursa Hacivat’ta şehir olmutur. Sembolik mezarı Tophanede Osmangazi Türbesinin yanındadır. Babam Yusuf Çavaş 1917 doğumlu Gazidir. Onların çocuğu olara ben hala kirada oturuyorum. Sizce haksızmıyım diyede soruyorum.