SON DAKİKA
Hava Durumu

ANAYASA VE DEMOKRASİ KİME GÖRE (2)

Yazının Giriş Tarihi: 18.02.2021 19:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.02.2021 19:12
Yetkililerin, ülkemiz adına söz sahibi olanların bakması gereken husus şudur; emperyalistlerin iç ve dış düşmanlarımızın bizden nasıl bir demokrasi nasıl bir anayasa istedikleri konusudur. Ona göre demokrasimizi ve anayasamızı yeniden şekillendirmek devletin idare şeklini yeniden ele almak lazımdır. Bu noktada Cumhuriyet Tarihi'ne bakmak gereklidir. Çünkü, konu ile alakalı ders alacağımız çok ibretler vardır. Demokrasi için demokrasi dışı metotlar çare olmamıştır. 

Atatürk'ün vefatından sonra meydana gelen genel durgunluk, devletin halk üzerindeki baskısı, 1950'de çok partili hayat, 1960'da ki 27 Mayıs İhtilali ardından, 12 Mart muhtırası peşinden 28 Şubat kararı ve halkımızın memnun olmayışı devamlı olarak yeni bir umut arayışı içinde oylarını kullanması. Meseleye baktığımızda halkımızın genel anlamda yönetenlerden memnun olmayışının nedeni nedir? Sorusuna bakmak lazımdır. Halkımızın var olan nice problemlerini çözmeyen ya da çözemeyenlerin temel problemi mevcut sistemdir. Bu görüş devamlı olarak gündemde tutulmuştur. Ancak unutulan ve unutturulan bir gerçek vardır; sistem dilsizdir, sistem savunmasızdır, sistem masumdur. Suçlular sistemi istismar edenlerdir. Daha önceleri bir makale de yazmıştım: "Düzen mi, düzenler mi? Ah O düzenler" demiştim. Bir Hayli ilgi çekmişti. Örneklemek gerekirse bir kısım Ortadoğu ülkelerinde sistem olarak Kur'an-ı Kerim masadadır, uygulamada ise zulüm ve baskı hakimdir. Bunun açık örneği Suudi Arabistan'dır. Bu itibarla atalarımız vicdanların karardığı yerde kanunlar sükut eder (susar) demişlerdir. Başka bir sözde ise "Adalet adil olan insanların ellerinde vezir olur. Adil olmayanların ellerinde rezil olur" diyerek gerçekleri haykırmışlardır. Türkiye'ye baktığımızda sistemin aksaklıklarını tek başına gelen iktidarlar giderir ve çözer inancı hakim olmuştur. Böylece millet aldatılmış tır ya da kendisi aldanmıştır tek başına gelen iktidarların sağladığı tek istikrar belli sermaye gruplarının belli kişilerin taleplerinin daha çabuk yapılması ve köşe dönmeleri olmuştur bakınız Rıza Müftüoğlu Demokrasimiz ve Kralları sayfa 9. 
Bugüne kadar halkımız tek başına iktidara taşıdığı partilere bir umut olarak sarılmış, bir müddet sonra hayal kırıklığına uğramıştır. Basın ve televizyon kuruluşları, Türkiye üzerinde sinsi emelleri olanlar bu durumdan istifade yoluna gitmişlerdir. Milli ve manevi değerlerimiz güç kaybına uğratılmıştır. Bazen de çıkarlar ve ikballer uğruna takasa Tok olmuşlardır. DEVAM EDECEK
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.