SON DAKİKA
Hava Durumu

AMERİKAN USULÜ DEMOKRASİ VE DÜNYA (1)

Yazının Giriş Tarihi: 07.01.2019 21:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.01.2019 21:36
Devletlerin bir yönetim birimi vardır. Bu yönetim biçimini o ülkelerin kendi vatandaşları belirler. Amerika’nın ise kendine has çizdiği bir şablon vardır. Bunu uygulamada kendilerini görevli sayarlar. Onun için cebren ve hile ile, yada ihanetlerle girdiği ülkelerde kendilerine bağlı yerli uşaklarını ve sempatizanlarını yönetime getirmişlerdir. Bunun içinde kan, gözyaşı, can alma, zulüm ve kargaşa ile “Amerikan usulü demokrasi”yi yerleştirmişlerdir. Özellikle Arap ülkeleriyle girdikleri ilişkilerde planlı bir şekilde birini devirip, diğerini iktidara taşımıştır. Gün olmuş muhalefet güçlendirilmiş, gün gelmiş iktidardan devrilmiştir. Girdiği ülkelerin sayısı Latin Amerika’dan Filistin’e kadar 36’dır. 29 Kasım 1947’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu birisi Arap, diğeri Yahudi olmak üzere Filistin’de iki ayrı devlet kurulmasına karar vermiştir. Bu karardan bir yıl sonra İsrail Devleti resmen kurulmuştur. Bu sırada İsrail Filistin’in dörtte üçünü işgal etmiştir. Nasıl bir ihanetse altı ay içinde İsrail’in işgali altına giren bölgelerdeki Filistinlilerin sayısı 950 binden 137 bine inmiştir. Bunların büyük bir bölümü öldürülmüş, yerlerinden edilmiş, bir kısmı İsrail teröründen kaçmıştır. İşte bu süre zarfında Amerika’nın iki milyon nüfuslu İsrail’e verdiği yardım 7 milyar dolardır. Aynı dönem de (Marshall) yardımı adı altında tüm Batı Avrupa’ya verdiği yardım ise 13 milyar dolardır. Amerika’nın İsrail’i bu kadar kollamasının sebebi Mason localarının başarısıdır. Birde Evangelistlerin sahip oldukları dini inanışlarıdır. Esas temel unsurda Orta doğuya hükmetmektir. 1967 ve 1973 yıllarında yaşanan Arap- İsrail savaşında İsrail daha çok Arap ve İsrail toprağını işgal etmiştir. Sonuçta bölge halkı vatanlarından kovulmuştur. Bununda esas amacı Arap topraklarına mümkün olduğu kadar çok sayıda Musevileri yerleştirmek ve yerli nüfusu bu topraklardan uzaklaştırmaktır. Bunda da başarılı oldular. 1980 yılında İsrail Kudüs’ü Başkent ilan etti. 1987’de başlayan halk ayaklanmasını İsrail bir türlü bastıramamış, bu arada Yaser Arafat’ın başkanlığında, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)’nü kurarak Bağımsız Filistin Devleti’ni ilan etmiştir. Burada önemli gördüğüm bir not düşmek istiyorum. Amerika’nın bugün için PYD’ye, ve PKK’ya verdiği 20 bin tır silah ve yaptığı milyarlarca dolar yardımına idareten Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de milyonlarca dolar yardımla bu kirli ihanete destek olmuşlardır. Türkiye’de başta Yahudiler olmak üzere, Araplar dahil satılan gayrimenkul taşınmazların ucu karanlık değimlidir? Bence üzerinde en çok durulması ve düşünülmesi gereken milli bir konudur.
DEVAM EDECEK…  

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.