İhanetlerin neresinden bakarsanız bakın karşınıza Vatikan, Amerika ve Yahudi Lobileri çıkacaktır. Üç dinin kitabı olarak tanıtılan kitabın “El-Furkan’ül Hakk’ın CIA tarafından hazırlandığı açıktır. İslam coğrafyasının Hristiyan ve Yahudi toprağı olduğu, Başkan Busch’un demokratikleşme projesiyle bu coğrafyanın Hristiyanlaşacağı ifade edilmektedir. 21. Yüzyılın kutsal kitabi olarak tanıtılan bu paçavra “Barış Kitabı” ve üç dinin kitabı olarak lanse edilmektedir. Dr. Mustafa Bekri bu paçavranın CIA’ deki uzmanlar tarafından hazırlandığını ve kitapta “Terörizm” adı altında Hristiyan ve Yahudi dünyasındaki sivillere yönelik savaş açan insanlara karşı, savaştan başka bir yolun olmadığını belirtmiştir. Avrupa’da ve Amerika’da bazı kişilerin Busch’un Irak işgalini anlamadığı belirtilen bölümlerde, Akdeniz ülkelerinden Pakistan’a ve tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik kuşatmanın istenilen hedefe ulaşılıncaya kadar süreceği vurgulanmaktadır. Malum paçavradan alıntılı bölümlerde, 3. Dünya Savaşı’nın “İnsanlığa hizmet için, Dünya’nın birliği” adını taşıdığı bildirilmiştir. Kitaptaki Yahudi-Hristiyan vurguların ABD Başkanı Busch’un politikaları ile örtüştüğünü bildiren el-Usbu gezetesi, kitabın Büyük Orta Doğu Projesi’nin bu ürünü olduğunu kaydetmiştir. 20 yıl içerisinde ABD’nin Orta Doğu’yu Demokratikleştirme projesinin meyvesini vereceği belirtilen kitabın bölümlerinde, bunun sonucunda İslam dünyasının Hristiyanlaştırılacağı bildirilmiştir. İşte The True Furgan’dan bazı pasajlar: “Toparlanan bu yazmalar ve mektuplar Hristiyan kardeşlerim tarafından eski ve yeni anlaşma olarak ikiye ayrılmıştır. Hristiyan kardeşlerim eski anlaşmayı Tevrat ve Zebur olarak toparlanmışlar ve tüm bu yazmalar Hristiyanlığın Tanrısı tarafından gönderildiği kabul edilmektedir. Son ortaya çıkan The True Furgan adlı kitabın da aynı Tanrı tarafından gönderildiği savunulmaktadır.” Adı geçen paçavra 69:5.. Adı geçen sözde kitapta böyle yüzlerce saçmalık vardır. Bunların en kirlisi ve en çirkin olanı ise “Öldürün” emirleridir. Bu emirler de dolaylı şekilde İslam’a atfedilmektedir. Burada “Dinler arası diyalog” adlı eserin 80 ve 81. Sayfaları incelenirse Büyük Orta Doğu Projesi altında hangi ihanetlerin yattığı ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve personelinin mutlaka bilinçlendirilmesinin lüzumu ortaya çıkmaktadır. Özellikle yurt dışındaki görevlilerin bu anlamda çok donanımlı olması lazımdır. Sadece yabancı dil, güzel okumak yeterli değildir. Geçmişte bunun acıları ve hataları çokça yaşanmıştır. Ziyafetler, ilahiler, kebaplar, hediyeli zarflar bu iş için sadece çıkarcılıktan ileri gitmemiştir. Müslümanlığı ve de Türklüğü ile şeref duyanlar bu bağlamda öne çıkarılmalıdır diye düşünüyorum.