Her ne suretle olursa olsun hizmet edenler milletten büyük mükafatlar bekliyorsa kesinlikle doğru bir harekette bulunmuş olmazlar.1921. Ülkümüzü açıkça ifade etmeliyiz. Onu imanla duymalı ve ısrarla izlemeliyiz. Şahsi menfaatlerimizden, bencil emellerimizden sıyrılmayı ancak böyle canlı ve alevli ülkü sayesinde başaracağız. 1923.Türk çocuğunun kafasını, doğuştan sahip olduğu dikkat ve itinaya göre oluşturmak, bu Cumhuriyet’in sağlıkla alakalı olan bakanlığına düşen bir vazifedir. 1927. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz. 1930. Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülük mücadele kapısını açtığı için gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını da temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz. Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat elde edenler aşağılık kimselerdir. İşte bu duruma karşıyız ve bu duruma müsaade etmiyoruz. 1930. Kendilerine bir milletin kaderi emanet edilen adamlar milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin gerçek ve sağlanması söz konusu menfaatleri yolunda kullanmaktan mesul olduklarını hatırlarından bir an bile çıkarmamalıdırlar. 1924. Milletler üzüntü ve keder bilmemelidir. Liderlerin vazifeleri, hayatı neşe ve şevkle karşılamak hususunda milletlerine yol göstermektedir. 1937. Din vardır ve gereklidir. Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. 1930. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa ve hakikate uymamış olsaydı bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında tezatlık olması icap ederdi. Çünkü tüm kainat kanunlarını yapan Allah’tır. 1923. Müslümanların içtimai hayatında hiç kimsenin özel bir sınıf olarak varlığını korumaya hakkı yoktur. Kendilerine böyle bir hak görenler dini hükümlere uygun hareket etmiş olmazlar. 1923. İşte Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatan sapıkların maskeleri böylece düşüyor.