Kıymetli okuyucularım, merhum Osman Yüksel Serdengeçti seçim arifesinde ‘Acı Gerçekler’ başlıklı şiirinde;

Koltuktan başka şey yok gözümüzde.

Överiz milleti her sözümüzde.

Maşallah her telden çalanımız var.

Bol bol iftiramız yalanımız var” diyor.

Tabii şiir 12 kıta. Son 2 satırı şöyle bitiyor:

İnanın a dostlar yanıyor içim.

Millete hayırlı olsun bu seçim. (sayfa 144-147)

Merhum Ahmet Arvasi ise, “Üretim de, tüketim de başıboş bırakılamaz. Böyle bir davranış ekonomiye aykırıdır” demektedir. Türkiye’de son yıllarda ekonomi çarpık hale gelmiştir. Mübarek ramazan ayında kuşbaşı etin kilosu 330 lira. Kıymanın kilosu 310 lira. Döviz fiyatları uçmuş durumda. Altının gramı 1300 lirayı geçmiş. Soğanın kilosu 30 lira. Bayrama kadar bunların hepsinin artacağı söyleniyor. Diğer sebze ve meyveler, gıda ürünleri de aynı şekilde sayın maliye bakanının şu sözlerinden utandım: “Milletin damak tadı değişti. Kokuyor diye kuzu eti yemiyorlar. Onun için fiyatlar yüksek” diyebiliyor. Bal gibi dalga geçiyor. Hâlbuki ekonominin nihai gayesi insanların refahı, huzuru, mutluluğudur. Yani üretilmiş mal ve hizmetlerden adil bir şekilde pay alması her türlü istismarlardan uzak olarak güven içinde yaşamasıdır.

Kıymetli okuyucularım, Türkiye’deki ekonomik bunalımların sebebi vahşi ve sınırsız israftır. Hâlbuki dinimiz İslam’a göre israf kesin haramdır. Kapımızın önünden bir nehir bile geçse abdest alırken suyu israf etmeyiniz emri bu anlamda çok manidardır. Kuran’da hısım akrabaya yoksul ve muhtaçlara, yolda kalmış olanlara haklarını ver. Malını israf ile saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların biraderleri olmuşlardır. Şeytan ise rabbine karşı çok nankörüdür. İsra suresi, ayet 26-27 buyrulmaktadır. Dindar, muhafazakâr geçinip de israfı meşrulaştıranlar bu bayramda çok düşünmelidir.