Deli desem küsüp darılırlar. Salak desem hakaret sayarlar. Aptal desem hepten bozuk atarlar. Düşünürken aklıma daha önce yazdığım bir makalem geldi. Özel günlerden, haftalardan bahsederken şu ifadeyi kullanmıştım. “Her türlü çiçeklerimiz, sebze ve meyvelerimiz için festivaller yapılıyor da nedense, bir türlü hıyar festivali yapılmıyor. Eğer yapılsa inanıyorum ki en çok ilgiyi hıyar festivali görür. Sofralarımızın vazgeçilmezi olan, çok sevdiğim hıyarlardan da özür dilerim” diye yazmışım. Bu hıyarların sayısı o kadar arttı ki, onları soyup soğana çeviren vurguncu, dolandırıcı, üç kağıtçı çakallarda devamlı çoğalıyor. Şair diyor ya “ Ay aydan kötü geldi, yıl yıldan bozuk oldu. Kurnazlar köşe döndü millete yazık oldu.” Tıpkı bunun gibi bir manzara. Koyun postuna bürünmüş çakallar köşe dönüyor, millet avucunu yalıyor. Yani hıyarlara yazık oluyor. Tabirimi hoş görün. Yahu siz nasıl Müslümansınız? Nasıl bir inancınız var ki bu dolandırıcı sahtekarlara kanıyorsunuz. Bu alçakların kimisi “Mehelilik,kimisi şıhlık, kimisi seyitlik, kimisi ermişlik, kimisi bilmem ne iddiasında bulunuyorlar. Sizde şak diye inanıyorsunuz. Sonra da sıkılmadan, utanmadan savunmaya geçerek “ Biz ne bilelim. Adam namazını kılıyordu, orucunu tutuyordu, tesbihini çekiyordu, ağzından giçbir kötü söz çıkmıyordu, cuma günleri devamlı oruçlu olurdu, cübbesi vardı. Sakalı, sarığı vardı.” Gibi saçma sapan savunmalar. Bir kısmı da “Yahu adamın altında şu kadar milyonluk lüks arabası var. Grand tuvalet geziyor. Etrafında bir sürü adamları var, enfes bir ofisi var. Bürokraside çok insanlarla görüşüyor.” Gibi dandik bahaneler. “Tam danasına göre kuyruk, keçisine göre oğlak” misali. Al birini, vur ötekine. Az parayla çok iş görme ve çok kazanma hayali. Ucuz etle kaliteli kebap yeme sevdasında olan sözde uyanıklar. Bu bağlamda dolandırıcıların durumu ile, dolandırıcıların arasında pek fark görmüyorum. Yıllardan beri yediğimiz kazıkların haddi hesabı yok. Jet Fadıllar, Müslim Gündüzler, Ali Kalkancılar, Oktar Babunlar, Adnan Oktarlar, Fetöler, Tosuncuklar ve diğerleri. Şimdi de Hz. Süleyman’ın  hazinesini arayan define avcılarının kurbanların geçmişin mafya babaları, gümrük vurgunları, hayali ihracatcılar, sahte İsalar, kravatlı soytarılar, bavul ticaretleri, kredi muslukları ve daha neler de neler. Onun için hıyar festivali sözünü kullandım. Bu fani dünyanın sonu sadece toprak değildir. İstikbal idyerek çalanlar, çırpanlar, yoksulun, garibanın hakkına tecavüz edenleri siz adam mı zannediyorsunuz? Onların çoğunun diriliş günündeki halleri yılanları, akrepleri, domuzları andıracaktır. Ah o şerefli insan sana kurban olayım