Kıymetli okuyucularım. Bazı organları hasta olan bir insanın vücudu nasıl zayıf ve güçsüz düşerse, aile hayatı bozulmuş düzensiz hale gelmiş toplumlar da hasta hale gelir. Onun için bir milleti yıkmak isteyen düşmanların ilk başvuracağı yöntem aile hayatını yıpratmak, aile bireyleri arasına, ayrılık tohumları ekmektir. Nice güçlü aileler, hatta güçlü devletler fitne fesat ve aile birliğini koruyamadığı için yıkılmışladır. İçten ve dıştan düşmanların uyguladıkları yöntemler bunlardır. Sevgili Peygamberimiz(ona selam olsun) “Sizin en hayırlınız ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Bende aileme karşı en hayırlı olanınızım. Hadis Hz. Aişe annemiz tarafından “Tirmizi’de” nakledilmiştir. Yine Buharide zikredilen bir hadisi Şerifte peygamberimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur. Hepiniz birer sorumlusunuz ve hepiniz yönettiklerinizden mesulsünüz. Devlet başkanı bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür. Evin beyi bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür. Hizmetçi de efendisinin malı üzerinde bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür. Şanlı Peygamberimiz (sav) “İnsan ailesi, malı, nefsi, çocuğu ve komşusu ile imtihan edilir. Oruç, namaz, sadaka ve iyiliği emredip, kötülükten sakındırma işte bu imtihan(esnasındaki kusurlarına) kefaret olur. Müslim-Biten bahsi. Sa’d B. Ebu Vakkas (r.a) anlatıyor. Veda haccı senesinde babası çok hastalanmış ve peygamberimiz onu ziyarete gitmiş. Peygamberimize mal varlığını sadaka olarak dağıtmak istediğini söyleyince, Allah resulü şöyle buyurmuştur. “Allah rızasını umarak ailen için yaptığın her harcamadan muhakkak ecir(mükafat)alırsın. Eşinin ağzına giren bir lokmadan bile” Buhari Cenaiz bahsi. Kıymetli okuyucularım. Bir gün sevgili peygamberimiz ashabına hitaben, “size namaz, oruç ve sadakadan daha üstün bir şey göstereyim mi buyurdu. Onlar da “evet ya Resulallah” dediler. Allah Resulü sözüne şöyle devam etti. Arabulmak barıştırmaktır. Çünkü aranın bozulması, saçı kökünden kazır demiyorum, dini kazır diyorum buyurdu. Buradan anladığımız gerçek şudur. Hem Müslümanlar, hem de Müslüman aile bireyleri dargınlığa, kızgınlığa varacak davranış ve sözlerden kaçınmalıdır. Bu bağlamda politikacılara siyaseti meslek edinenlere, eğitimcilere, anne ve babalara çok büyük görevler ve mesuliyetler düşmektedir. Aile bağları bilinçli olarak tahrip edilmeye çalışıyor. Evinden kaçanlar, hırsızlık yapanlar, ana ve babasını dövenler, kardeşler arasındaki kavgalar ve bunların benzeri sosyal rezaletler, günlük yaşanılan üzücü hadiseler, bunların açık örnekleridir. Her gün biraz daha bozulan aile hayatımız yeniden düzene sokulmalıdır.