“Allah bildiği halde başkasını zikredene hayret ederim.” diyen Hz. Osman ne güzel söylemiş. Uyanık geçinen inanç hırsızlıklarının kullandıkları metot budur. İngiliz ajanlarının uydurduğu, gafillerin inandığı “MÜRŞİDİ OLMAYANIN MÜRŞİDİ ŞEYTANDIR” safsatası da tam su sistemin yansımasıdır. Uyanık geçinen din simsarları bu yolla nice insanları aldatmışlardır. Hala daha aldatmaya devam etmektedirler. Aldatan sahtekârlar, inanç sömürücüleri lüks villalarda, malikânelerde yaşarken, aldatılan gafiller gecekonduda yaşarlar. İnanç hırsızlarının yedikleri, içtikleri tamamen özeldir. Gafillerin menüsü ise yağsız mercimek çorbasına talimdir. Cühela takımı bu gafiller, zamanlarının çoğunu da mürşitliğe inandıkları sahtekârlara hizmet etmekle geçirirler. Hâlbuki gerçek mürşitler, hakiki Allah dostları öyle değillerdir. Öyle de olamazlar. Peygamberler silsilesi incelenirse evliyanın hayatı mercek altına alınırsa bir tane bile bu tip rezaletlere rastlanmaz. Bu uyanıklar, çakal takımları mana denizinde kulaç atmayan, madde çukurunda eşinen köstebeklere benzerler. Bunların çevrelerindeki şak şakçı takımları da sosyal hırsızlıktan kurtulamazlar. Gelinen noktada üzerine irşad görevi düşen, uyarma vazifesi ile yükümlü olan birimler vardır. Bunların dışında Diyanet İşleri Başkanlığı gelmektedir. Hem merkez teşkilatları, hem taşra teşkilatları olarak, sayın müftülerimiz, nasihatlerini dinlediğimiz muhterem vaiz hocalarımız, peşinde namaz kıldığımız değerli İmam- Hatiplerimiz mutlaka bu konuda Müslümanları aydınlatmalıdır. İkinci birim Milli Eğitim Bakanlığıdır. Eğitim camiası, üniversitelerimiz, akademisyenlerimiz, eli öpülesi öğretmenlerimiz bu bağlamda konuşmalıdırlar. Susmak ve susturulmak tehlikeleri beraberinde getirecektir ve bu güne kadar getirmiştir. En önemlisi ise siyasi otoritenin ve tüm siyaset adamlarımızın bu konuda gerekli çalışmaları yapmaları ve gerekli tedbirleri almalarıdır. Aksi takdirde bu din sömürücülerinin sayıları artmaya devam edecektir. Dahası, Allah korusun yeni 15 Temmuzlar pusuda yatmaktadırlar. Uyanıklar ve dünya perestler devamlı olarak Allah`ın dinini, kuranı, ölümü, ahret hayatını, dirilişi kullanmaktadırlar. Ağızlarından İMAN-İHLÂS sözcükleri eksik olmaz. İşin garibi ise her hareketlerinin, her faaliyetlerinin sonunda kendilerine dünyalık gelir getirecek bir çare bulursunuz. Ya kutsal yolculuk umre ilanıdır ya da Allah rızası için yardım toplama ilanıdır. Şimdi soruyorum “Beyler samimiyet bunun neresinde?” Ah uyanıklar vah gafiller.