Derler ki “İstisnalar dengeyi bozmazmış.” Peki kim bozar. Sıradan, birisinin aynısı olan kalabalıklar mı? Baktığımız zaman görüyoruz ki, geçmişin her döneminde müstesna kişiler dengeleri altüst etmişler. Mesela her Peygamber müstesna bir insandır. Geldikleri yerlerde, toplumlarda küfrün, putperestliğin, imansızlığın, zulmün, adaletsizliğin ve cehaletin dengesini bozmuşlardır. Bazı müstesna deha sahibi komutanlar siyasi ve askeri dengeyi bozmuşlardır. Bazı fikir ve ilim adamları ise düşünce dengesini bozmuşlardır. Özetlemek gerekirse “Dengeyi veya kaideyi istisnalar bozar. Bu bozma ya hayır olur, ya da şer olur. Onun için dünyamızın “Adaletsizliğin, haksızlığın, zulmün, fikirsizliğin, imansızlığın, vicdansızlığın ve ahlaksızlığın ve de sömürünün dengesini bozup, insanlığa faydalı dengeler kuracak ve sağlayacak insanlara ihtiyacı var. Tabi bu beklentiyi istismar edip, bulunduğu toplumu “Ben mehdiyim diyen Adnan Oktar gibi, Fetö gibi ahlaksız, hain ve onların uçmalarına kanat olan yatakçı deyyusların da oyunlarına gelmemek lazım. Adı, unvanı kim ve ne olursa olsun. İşte bu bağlamda Abdurrahim Karakoç’un (mekânı cennet olsun) konuyla ilgili şiirini sizlerle paylaşmak istedim.
“Bir savaşta bir katırın
Tekmesi dengeyi bozar.
Bir davette bir dürzünün
Lokması dengeyi bozar.

Ağız başlamadan söze
Acı yalım girer öze
İki gözün göze
Bakması dengeyi bozar.
Üç kefedir kin kantarı
Şaşırır ölçüp tartanı
Üç sineğin tek kartalı
Çekmesi dengeyi bozar
İnsan ne ki kemik etten
Kurtulamaz türlü dertten
Dört zorbanın sükûnetten
Bıkması dengeyi bozar.

Müstesnalar soldan sağa
Damgasını vurur çağa
Bir fincan kanın toprağa
Akması dengeyi bozar…”
Bende temenni ediyorum. İnşallah zulüm makinası İsrail, patronu Amerikan gibi insanlığın dengesini bozan zalimler kahrolurlar…