Kıymetli okuyucularım.
Her kurban mevsimi yaklaştığında bazı istismarcılar piyasaya çıkar ve iletişim vasıtalarını kullanarak rant elde etmek maksadıyla belli sloganları kullanmaya çalışırlar. Ben bunların sahtekarlıklarına hac da bile şahit oldum. Mahiyetinde ki hacılardan 420 Riyal toplayıp 280 Riyal’den başkalarıyla anlaştıklarını ve aradaki 140 Riyal’in hizmete diyerek cebe indirdiklerini bildirdim. Omuzunda bir çanta içinde Dolar, Euro, Riyal ve Türk lirası. 280 Riyal’e pazarlık eden adamların kesip kesmediği de belli değil. Üzerinde fistan, başında sarık, ayağında çarık tipi terlik. Alsana Müslüman 100 Kurban’da 14000 (on dört bin Riyal). O günkü kurla takriben 17 milyon kazanç. Bunların hepsinin altında lüks arabalar, gösterişli evler ve hesapsız imkanlar mevcuttur.
Kıymetli okuyucularım.
Kimseyi töhmet altına almak ve suçlamak gibi bir niyetim yoktur. Gerçekleri dile getirmek istiyorum. Rahmetli olan bir ağabeyimiz diyor ya Doktorun görevi yaraları sarmak, hastayı iyileştirmektir.Yazarın görevi de çirkinlikleri, kötülükleri, yolsuzlukları, yamuklukları ve istismarcıları ortadan kaldırmaktır. Ne hikmetse Ramazan ayı gelir bir anda piyasaya değişik isimler altında bir sürü inanç istismarcısı çıkar. Kurban mevsimi gelir aynı yöntemlerle malum tipler piyasaya çıkar. Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk bu tiplere uygun bir isim bulmuştu ve “Allah ile anlatanlar” diyordu. Yaşadıklarımıza bakınca onun ne kadar haklı olduğunu ve doğru söylediğini görüyoruz. Bir hocamızın güzel bir örneği vardı. İnançlarını istismar eden birisine buluntu mal getiriyorlar. İhtiyaç sahibi olmadığı halde buluntu malı ilan etmeden, topluma duyurmadan, cebine indiriyor ve “Helal haram var. Allah’ım garip kulum yer Allah’ım” diyerek kendisini teselli ediyor.
Kıymetli okuyucularım.
Günümüzden vekaletten kurban kestirmek bir hayli çoğalmıştır. Mali ibadetlerin sosyal yönü önem arz etmektedir. Toplumda: “Kurbandan, kurbana evimize et giriyor” diyen çok insan var. Afrika’da ki aç çocukların ve aç insanların fotoğrafların kullanarak kurban avcılığı yapanların yaşantılarına bakmak lazım. Ben de Mekke’de kurban kestim ve kestirdim. İnanç sömürücülerinin: “Kestirdiğin şu deveyi bin Riyal’e alalım” dediklerine şahit oldum. Afganlı ve Pakistanlı Türklerin yoğun olduğu Künkar ve Cihad Mesafi bölgelerinde onlarca gariban kurban eti almıştır. Sevincinden ağlayanları görmüştüm. Araplarda baba oğlundan komisyon alır. Bu kanalla nice üçkağıtlar döner. Bunları tenkid ettiğim için bir müfettiş ağabeyimiz: “Oğlum sen ekonomik adam olamazsın” dediğini unutmuyorum. Haklıymış. Ben hala kirada oturuyorum. 47 hac ve umre, üç yurt dışı görevi, 28 yıl memurluk bunun 15yılı Müftülük. Ev kira. Kulakları çınlasın halen sağ olan bir müftü arkadaşım: “Yahu alemin enayisi sen misin?” diyerek beni tenkit etmişti. İnanç istismarına ithaf olunur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
AH ŞU İNANÇ SÖMÜRÜCÜLER VE KURBAN AVCILARI
Her kurban mevsimi yaklaştığında bazı istismarcılar piyasaya çıkar ve iletişim vasıtalarını kullanarak rant elde etmek maksadıyla belli sloganları kullanmaya çalışırlar. Ben bunların sahtekarlıklarına hac da bile şahit oldum. Mahiyetinde ki hacılardan 420 Riyal toplayıp 280 Riyal’den başkalarıyla anlaştıklarını ve aradaki 140 Riyal’in hizmete diyerek cebe indirdiklerini bildirdim. Omuzunda bir çanta içinde Dolar, Euro, Riyal ve Türk lirası. 280 Riyal’e pazarlık eden adamların kesip kesmediği de belli değil. Üzerinde fistan, başında sarık, ayağında çarık tipi terlik. Alsana Müslüman 100 Kurban’da 14000 (on dört bin Riyal). O günkü kurla takriben 17 milyon kazanç. Bunların hepsinin altında lüks arabalar, gösterişli evler ve hesapsız imkanlar mevcuttur.
Kıymetli okuyucularım.
Kimseyi töhmet altına almak ve suçlamak gibi bir niyetim yoktur. Gerçekleri dile getirmek istiyorum. Rahmetli olan bir ağabeyimiz diyor ya Doktorun görevi yaraları sarmak, hastayı iyileştirmektir.Yazarın görevi de çirkinlikleri, kötülükleri, yolsuzlukları, yamuklukları ve istismarcıları ortadan kaldırmaktır. Ne hikmetse Ramazan ayı gelir bir anda piyasaya değişik isimler altında bir sürü inanç istismarcısı çıkar. Kurban mevsimi gelir aynı yöntemlerle malum tipler piyasaya çıkar. Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk bu tiplere uygun bir isim bulmuştu ve “Allah ile anlatanlar” diyordu. Yaşadıklarımıza bakınca onun ne kadar haklı olduğunu ve doğru söylediğini görüyoruz. Bir hocamızın güzel bir örneği vardı. İnançlarını istismar eden birisine buluntu mal getiriyorlar. İhtiyaç sahibi olmadığı halde buluntu malı ilan etmeden, topluma duyurmadan, cebine indiriyor ve “Helal haram var. Allah’ım garip kulum yer Allah’ım” diyerek kendisini teselli ediyor.
Kıymetli okuyucularım.
Günümüzden vekaletten kurban kestirmek bir hayli çoğalmıştır. Mali ibadetlerin sosyal yönü önem arz etmektedir. Toplumda: “Kurbandan, kurbana evimize et giriyor” diyen çok insan var. Afrika’da ki aç çocukların ve aç insanların fotoğrafların kullanarak kurban avcılığı yapanların yaşantılarına bakmak lazım. Ben de Mekke’de kurban kestim ve kestirdim. İnanç sömürücülerinin: “Kestirdiğin şu deveyi bin Riyal’e alalım” dediklerine şahit oldum. Afganlı ve Pakistanlı Türklerin yoğun olduğu Künkar ve Cihad Mesafi bölgelerinde onlarca gariban kurban eti almıştır. Sevincinden ağlayanları görmüştüm. Araplarda baba oğlundan komisyon alır. Bu kanalla nice üçkağıtlar döner. Bunları tenkid ettiğim için bir müfettiş ağabeyimiz: “Oğlum sen ekonomik adam olamazsın” dediğini unutmuyorum. Haklıymış. Ben hala kirada oturuyorum. 47 hac ve umre, üç yurt dışı görevi, 28 yıl memurluk bunun 15yılı Müftülük. Ev kira. Kulakları çınlasın halen sağ olan bir müftü arkadaşım: “Yahu alemin enayisi sen misin?” diyerek beni tenkit etmişti.
İnanç istismarına ithaf olunur.