Kıymetli okuyucularım.
İyiye, güzele ve huzura kavuşmak için işi yapanın yani üstlenen kişi ya da kişilerin dürüst, adaletli ve vicdanlı olmaları lazımdır. Bu bağlamda siyaset meydanında güreş atanların en önemli özellikleri vicdanlarının temiz, düşüncelerinin dürüst, davranışlarının adaletli olmasıdır. Siyasi rekabet siyasi haset kine dönüştüğü anda toplumda sosyal problemler ve sosyal hastalıklar çoğalır. O yüzden Milli şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy 1989'ların siyasi çalkantılarını şöyle dile getirmiştir. "Tedavisi en müşkil en maraz hiç şüphesiz garazdır, garaz" diyerek Bu çirkin ve hoş olmayan hastalığa dikkat çekmiştir. Şair "El hakku yalü" başlığı altında Safahata Girmemiş Şiirler olarak 513. sayfada mevcuttur. Müslüman Türk Milleti olarak bu siyasi hastalıklardan çok çektik. Hala da çekmekteyiz. Şahsım adına yaşadığım bir hadise'yi sizlerle paylaşmak konuya ışık tutacaktır. Yıl 1987 Muğla'da "Fak-Fun-Fon" (Fakir Fukara Fonu) olarak bilinen toplantıya üye olarak müftülüğü temsilen katıldım. Gelen bir dosyanın sahibi 4 çocuklu (ikisi öğrenci) bir dul bayan. 6 dönüm icarlı tütün tarlası işlemiş. Yardıma muhtaç bilgisi dosyada mevcut. Sonradan bakan olan bir belediye başkanı dosyaya itiraz ederek, "Vali bey kadın dul. Muhtarla arası iyidir. Muhtarda yardım yapılsın" demiştir. "Yardımı reddedelim" dedi. Vali bey oylamaya geçmeden önce söz aldım. Başkana katılmadığımı ve üzüldüğümü ifade ettim. Sayın vali, "müftü bey nereden icap etti de böyle konuştunuz" deyince, "efendim tütün işlemek zor bir iştir. Burada bir bayana gıyaben ahlaki kuralların dışında suç isnat etmek benim ağrıma gitti. Kusura bakmayın. Ben katılmıyorum" dedim. Oylamada dosyanın tekrar görüşülmesi kararı çıktı. Toplantıdan sonra belediyeye zabıta amirini buldum ve durumu anlattım. Kendisiyle iyi konuşuyorum. Beni seven birisi. Amir bey "hocam aramızda kalsın sana güveniyorum. O mahalleden başkana çok az oy çıktı Onun için onlara yardımı istemez. Siyaset işte" diyerek lafını bitirdi.

Kıymetli okuyucularım.
Bizim görüşten, bizim cemaatten, bizim gruptan, bizim partiden, bizim üyemiz mantığı çok çirkin ve düşük olaylara sebep olmuş, tabiri caizse haksızlıklara yaltakçılık yapmıştır. Siyaset maske olarak kullanılmıştır. Bu yöntemlerle nice vurgunlar, nice haksızlıklar, nice adaletsizlikler hatta siyasi isimler kullanılarak gümrüklerde nice bavul ticareti yapanlar ve bu şekilde nice haramzade zenginler türemiştir. İş görüşmelerinde, ihalelerde imtihanlarda ve benzeri nice hadiselerde hamili kart mantığı nice haklıları haksız kılmıştır. Komisyon başkanlığı yaptığım imtihanlarda 17 adet kart pusula ve benzeri kâğıt parçalarını imtihan salonunda adayların gözü önünde yırtıp sobayı attığımı hiç unutmuyorum. Kültür bakanı olan Mükerrem Taşçıoğlu Bu yüzden beni tebrik etmiş ve "Örnek bir davranış sergilemişsin sizlere ihtiyaç var" demişti.
Sözün özü ve kısası şudur. Siyaset Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer'lerin mesleğidir. Hizmet kapısıdır. Rant ve zengin olma, torpil ve tasavvuf kapısı değildir. Yoprağın üstünde olmasa bile altında hesaplar görülecektir. İnananlara duyurulur.