Dünyayı kana bularken, mazlumların gözyaşlarıyla el yıkamaktan ve hayvanca haz alan bir emperyalist ve bir kapitalist güç Amerika denilen devlet. Çok çeşitli birimleriyle ve çok değişik metotlarıyla tam bir ihanet yuvası. Kendisini dünyaya ‘lanse ederken’ garibanların bağrında patlattığı bombalara demokrasi adını verir. Tabi bu bombaların düştüğü yerlerden, atıldığı bölgelerden yükselen seslerin başında ‘ Yandım aman, yardım edin, Allah Allah’ sesleri ön plandadır. Kopan el ve ayaklar, başka yerlere dağılan başlar, can hıraş çığlıklar onların demokrasi dediği adını verdiği kirli ve necaset kokan uygulamaların adıdır.  İşte dipdiri görünen Irak ordusunun halini gördük. Made in USA yazılı kanlı oluşanların teşekkülünden ders anlamayanların durumları ayrı bir dert. Zavallı Iraklılar’ın sevinç çığlıkları biranda fedarasyonlara bölünerek Kürtler, Araplar, Şiiler , Sünniler, Türkmenler gibi suni ihanetlerin adını aldılar. Türkiye’ye bakacak olursak bazı manevralar önem arz eder. Sıralamak gerekirse kısaca hatırlayalım. Yıl 2001 Amerika’ya yapılan bir ziyaret. Yıl 2003 Amerika’ya yapılan ikinci ziyaret. Alınan üstün cesaret ödülleri, POP eş başkanlığı , ‘One minute’ çıkışı. Peşinden katil Şaran’la Kudüs’te yapılan görüşmeler . Şaro’nun ‘Sayın Başbakan size İsrail’in başkenti Kudüs’te, İsrail halkı adına hoş geldiniz diyorum’ ifadesi. Bütün bunların peşinden Amerika’nın Kudüs’ü, İsrail’in başkenti olarak kabulü ve ilanı Golon tepelerinin işgali. Batı şeriadaki Yahudi yayılmacılığının yüzde seksenlere varan bir ölçüde genişlemesi. Suriye’de yeni bir kürt devletinin kurulması. Verilen silahlar, yapılan gösterişe dayalı siyasi manevralar. Bu süre zarfında Yemen’de, Libya’da akıtılan kanlar. Hiç çaktırmadan dünya basınını temellerine alarak oluşturulan müspet haberler. Dikkat ederseniz Katar’da kurulan El Cezire televizyona bu bağlamda çok açık örnektir. Gelinen noktada Türkiye yalnız bırakılmaya çalışılmıştır. Kine dayalı dış siyasetler sonuç vermemiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızla, Suriye Devlet Başkanı Esad’ın bir araya gelerek durumu çözmeleri lazımdır. Rusya ve İran bu bağlamda önem arz etmektedir. Aksi halde savaşı ‘zenginler çıkarır, fakirler ölür’ mantığı zemin bulmuş olur. Allahımız yardımcımız olsun. Birliğimiz daim olsun. Suud yönetimi gibi uşaklar unutulmasın…