Kıymetli okuycularım;

Bütün beşerii ve insani kusur ve hatalarımıza rağmen hakkı, adaleti ayakta tutmak ve kendi aleyhimize de oolsa, adalatin gereğini yerine getirmekle mükellefiz. Aldaletin hayatımızda vazgeçilmez bir parçası olarak kabu etmek, prensip olarak her insan için lazımdır. Adalet sahibi insan, asla haksızlıklara ilgi duymaz ve tenezzül etmez. Adaletin çeşitleri vardır vergi adaleti, gelir dağılımındaki adalet, ceza uygulamalarındaki adalet, insan hakları ile ilgili adalet ve diğerleri. Mesela milyon dolarlık yatların sahipleri ‘’vergi adaleti’’noktasında birçeok yaptırımdan muaftur. Buna karşılık elinda üçyüz bin , dört yüzbin lira değerinde bir aracı olan bir gariban yılda iki defa MTV (motorlu taşıtlar vergisi) öder. Böyle onlarca örnek vardır. Bunlar sosyal devlet anlayışı bakımından utanç vericidir. Özellikle müslüman, dindar, muhafazakar geçinen tipler tarafından ‘’ İslamın sosyalm adalet kavramına, olandan, olmayana transferi olarak tarif edilmektedir. Minareyi çalmadan kılıfını hazırlayan sosyal hırsızlar, bunların açık örnekleri dir.

Kıymetli okuycularım. Kur’an-ı Kerim de ‘’adalet ile ilgili onlarca sure ve ayet vardır. Bununla birlikte sayısız’’kutsi hadsler ve sahih hadisler vardır bunların hepsinde’’NAS’’tır. Yani Allah ve Resulünün kesin emirleridir. Ortaya çıkıp ve hoyrat bir şekilde işimize gelenlere ve siyasi menfaatlere dayalı, oy devşirme için ‘’NAS’’ var demek insanları ve kendimizi aldatmaktan ibarettir. Faiz ile ilgili ‘’NAS’’ sayısı ile yalan konuşmak ve adaletli olmakla ilgili ‘’NAS’’ bir hayli farklıdır. Aynı şekilde ‘’kul hakkı, yolsuzlıklar, hırsızlık, millet malına tecavüz, aldatmak, yalan konuşmakta çok tehlikleridir. Laf ebeliği, demogoji ve sahte sloganlar, bu bağlamda ‘’ateşten gömlektir’’. Diriliş gününde torpil, rüşvet, makam ve mevkii geçmez…