Kıymetli okuyucularım
24 Ocak ve 31 Ocak tarihleri Adalet ve Demokrasi Haftası olarak bilinmektedir. Adalet ilkesi İslam ahlak kavramının ve düşüncesinin merkezi olarak gösterilmektedir. Çünkü İslam dini adalete evrensel bir boyut kazandırmıştır. Kuran'da hak ve adalet öyle vurgulanmış ve ele alınmış ki toplumsal bünyede dengeli, aşırılıklardan uzak, uyumlu bir hayat tarzı öngörülmüştür. Kutsi bir hadiste yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Üç zümre (üç grup) insan vardır ki kıyamet gününde onlarla hesaplaşacağım. Birincisi beni şahit tutarak söz verdikten sonra sözünde durmayanlar. İkincisi hür insanı satarak bedelini yiyenler (Günümüzün insan tacirleri ve kaçakçıları). Üçüncüsü, işçi çalıştırıp ondan yararlandığı halde ücretini hakkını tam olarak vermeyenler." Bak. Buhari İcare 10. Ayrıca İslam İlmihali Cilt 2. Sayfa 542.
Adalet ile yürütülen siyaset İslam bilginleri tarafından üstün bir ibadet sayılmıştır. Yöneticilerin idarecilerin özelliklerinden ve en önemli olanlarından birisi de adalet ve dürüstlüktür. Siyaset mesleğinde adalet, dürüstlük, hak ve hukuka riayet etmek (uymak) bütün faziletlerin başında gelir. Kapsamlı bir adaletle ülkenin yükselmesi ve imarı mümkündür. Devletin güvencesi de buna bağlıdır. Bu yüzden bir ülkeyi zulüm, adaletsizlik kadar tahrip edebilecek başka bir şey yoktur. Diyen Maverdi ülkedeki bütün bozuklukların ve iktisadi çalkantıların sebebi olarak adaletsizliği göstermektedir. Bakınız İslam İlmihali Cilt 2. Sayfa 550.
Kıymetli okuyucularım
Eski MHP Erzurum milletvekillerinden 19. dönem Rıza Müftüoğlu'nun kaleme aldığı Demokrasimiz ve Kuralları isimli kitabı 2 defa okudum. Basım tarihi 2008'dir. Dikkatimi çeken şu ifade beni ciddi manada etkiledi. "Çünkü ülkemizde demokrasi diktaya dayanan rejimlerin, tek olan kral sayısını çoğaltmaktan öteye bir tablo ortaya koymamıştır. Devlet kurumları ise giderek hantallaşmakta ve sistemsizliğe doğru gitmektedir." Sayfa 6. devamını da şöyle diyor: "Türkiye'nin ele alacağı ilk mesele devletin ve siyasal sistemin yapısı ve yönetimi ile ilgili sorunlar ve bunların çözüm yolları üzerinde olmalıdır. Bu temel soruna yaklaşırken de öncelikle dış etkenlere ve ondan sonra da iç bünyemizin durumuna bakmak zorundayız."
Kıymetli okuyucularım
Gerçek demokrasiye kavuşmak için insanı insan yapan milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmalıyız. Ulus devlet yapısını korumalıyız. Emperyalist ve kapitalist güçlerin oltalarına taktığı yemlere balıklamasına dalmaktan kurtulmalıyız. Toplumda adaleti hakim kılmalıyız. Gelir dağılımını dengelemeliyiz. Ön yargılardan uzak durmalıyız. Müslüman Türk milletinin beklentilerine cevap verebilecek demokratik hukuk devletinin oluşması için gerekli adımların atılması ve istikrarın sağlanması kaçınılmaz olmuştur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
ADALET VE DEMOKRASİ HAFTASI ÖYLE Mİ?
24 Ocak ve 31 Ocak tarihleri Adalet ve Demokrasi Haftası olarak bilinmektedir. Adalet ilkesi İslam ahlak kavramının ve düşüncesinin merkezi olarak gösterilmektedir. Çünkü İslam dini adalete evrensel bir boyut kazandırmıştır. Kuran'da hak ve adalet öyle vurgulanmış ve ele alınmış ki toplumsal bünyede dengeli, aşırılıklardan uzak, uyumlu bir hayat tarzı öngörülmüştür. Kutsi bir hadiste yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Üç zümre (üç grup) insan vardır ki kıyamet gününde onlarla hesaplaşacağım. Birincisi beni şahit tutarak söz verdikten sonra sözünde durmayanlar. İkincisi hür insanı satarak bedelini yiyenler (Günümüzün insan tacirleri ve kaçakçıları). Üçüncüsü, işçi çalıştırıp ondan yararlandığı halde ücretini hakkını tam olarak vermeyenler." Bak. Buhari İcare 10. Ayrıca İslam İlmihali Cilt 2. Sayfa 542.
Adalet ile yürütülen siyaset İslam bilginleri tarafından üstün bir ibadet sayılmıştır. Yöneticilerin idarecilerin özelliklerinden ve en önemli olanlarından birisi de adalet ve dürüstlüktür. Siyaset mesleğinde adalet, dürüstlük, hak ve hukuka riayet etmek (uymak) bütün faziletlerin başında gelir. Kapsamlı bir adaletle ülkenin yükselmesi ve imarı mümkündür. Devletin güvencesi de buna bağlıdır. Bu yüzden bir ülkeyi zulüm, adaletsizlik kadar tahrip edebilecek başka bir şey yoktur. Diyen Maverdi ülkedeki bütün bozuklukların ve iktisadi çalkantıların sebebi olarak adaletsizliği göstermektedir. Bakınız İslam İlmihali Cilt 2. Sayfa 550.
Kıymetli okuyucularım
Eski MHP Erzurum milletvekillerinden 19. dönem Rıza Müftüoğlu'nun kaleme aldığı Demokrasimiz ve Kuralları isimli kitabı 2 defa okudum. Basım tarihi 2008'dir. Dikkatimi çeken şu ifade beni ciddi manada etkiledi. "Çünkü ülkemizde demokrasi diktaya dayanan rejimlerin, tek olan kral sayısını çoğaltmaktan öteye bir tablo ortaya koymamıştır. Devlet kurumları ise giderek hantallaşmakta ve sistemsizliğe doğru gitmektedir." Sayfa 6. devamını da şöyle diyor: "Türkiye'nin ele alacağı ilk mesele devletin ve siyasal sistemin yapısı ve yönetimi ile ilgili sorunlar ve bunların çözüm yolları üzerinde olmalıdır. Bu temel soruna yaklaşırken de öncelikle dış etkenlere ve ondan sonra da iç bünyemizin durumuna bakmak zorundayız."
Kıymetli okuyucularım
Gerçek demokrasiye kavuşmak için insanı insan yapan milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmalıyız. Ulus devlet yapısını korumalıyız. Emperyalist ve kapitalist güçlerin oltalarına taktığı yemlere balıklamasına dalmaktan kurtulmalıyız. Toplumda adaleti hakim kılmalıyız. Gelir dağılımını dengelemeliyiz. Ön yargılardan uzak durmalıyız. Müslüman Türk milletinin beklentilerine cevap verebilecek demokratik hukuk devletinin oluşması için gerekli adımların atılması ve istikrarın sağlanması kaçınılmaz olmuştur.