SON DAKİKA
Hava Durumu

ADALET VE CEZALARIN CAYDIRICILIĞI MESELESİ

Yazının Giriş Tarihi: 28.11.2021 18:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.11.2021 18:08
Kıymetli Okuyucularım
Dünya sarayını ve onun en güzel hazinesi, süsü olan insanlara; zulmeden, kötülük yapan, öldüren, işkence ve tecavüz edenler, cehalet ve vahşet tohumlarını çimlendiren alçak kişilerdir. Bu kişilerin yaptıklarının karşılığı ‘adalet’ sayesinde yerine gelmektedir. Bunun da adı ‘ceza’dır. Kötülüklere karşı zaafı olan, devamlı suç işlemeyi alışkanlık haline getiren ve bundan zevk alanlar gün geçtikçe çoğalıyor. ‘Zavallı barış, zavallı insanlık, zavallı adalet’ demekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Adalet sarayları, duruşma salonları, ceza ve tutuklu evleri olan hapishaneler fonksiyonlarını yerine getiremiyorlar. Verilen cezalar caydırıcı olmaktan uzak kalıyor.

Kıymetli Okuyucularım
İslam dini, suça iten sebepleri azami ölçüde ortadan kaldırmıştır. İnsanı ahlak ve inanç terbiyesi ile olgunlaştırmak için gerekli tedbirleri almıştır. Bunlardan sonra da suç işlemeye devam edenler için cezaları koymuştur. Kuran ve sahih sünnette bu cezanın adı ‘kısas’tır. Bizdeki anlamı ise ‘idam’dır. Bakara Suresi’nin 178-179. ayetlerinde, Maide Suresi’nin 54. ayetinde konu net olarak anlatılmış, meallerin dipnotlarında ise detaylı şekilde açıklanmıştır. ‘’Ey akıl sahipleri kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten kaçınırsınız.’’ Bu ilahi mesajın yorumunda şu ifadeler mevcuttur. Kısasta hayat vardır sözü gerçekten dikkate değer bir ifadedir. Zira kısas tatbik edilirse, bir kişinin öldürülmesiyle(idam edilmesiyle) pek çok kimsenin yaşaması sağlanır. Çünkü cezanın ölüm olduğunu bilen bir kimse bu suçu işlemeyecektir.

Kıymetli Okuyucularım
Bu kadar net ve açık ilahi mesajlar ortada iken, idamın kaldırılmasına yatakçılık yapanların ve binlerce insanın ölümüne sebep olanların mesuliyetleri neyle, nasıl izah edilecektir? Çağdaşlık ve demokrasi maskesine sığınarak işlenen cinayetler, yapılan hırsızlıklar, katledilen kadınlar kimden hesap soracaklar? Kokuşmuş, leş kesilmiş, can ve mal güvenliğini yitirmiş bir toplum, medeni ve çağdaş olabilir mi? Fitne ve fesat çukuruna düşürülmüş bir toplum, nasıl Müslüman olduğunu iddia edecektir? Klişeleşmiş Müslüman ne işe yarar? Ye kebabı, ver mesajı, oku Yasin’i, götür malı, al sana cennet. Var mı öyle bir din? Ben bir müddet İzmir’de Buca Cezaevi’ne din derslerine gittim. Savcımızın talebi üzerine, bütün koğuşlara can güvenliğim sağlanarak girdim. Bir ayda 11 sünnetsiz tespit ettim. Bazı tutukluların, ‘’Yahu hoca, burası benim ikinci evim. Yemek, ekmek, meyve, et, su hepsi mevcut. Bir tek o noksan. Anlarsın ya, onu da başka yöntemlerle gideriyoruz.’’ dedikleri hala aklımdadır. Cezalar caydırıcı değildir. Bu gidişle dinmesi gereken toplumsal sancılarımız artacaktır. Yetkililer ise mesuliyetten kurtulamayacaklardır.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.