Kıymetli okuyucularım, tart aleti ve ölçü gibi anlamlara gelen mizan ahirette insanların dünyadaki davranışlarından dolayı hesaba çekildikten sonra iyi ve kötü davranışların tartıldığı ilahi adalet ölçüsüne mizan denir. Kuran’ı Kerim’de o gün amelleri tartacak terazi haktır. Artık kimin tartıları hafif gelirse işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kiminde tartıları hafif gelirse işte onlar ayetlerimize karşı haksızlık ettiklerinden dolayı kendilerini ziyana, zarara sokanlardır. Araf suresi, 8. “Biz kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık hiç kimseye haksızlık edilmez. Yapılan bir hardal tanesi kadar dahi olsa onu getirir ortaya koyarız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.” Enbiya suresi 47. ayet ve hadisler, mizanın ahiret hallerinden ve orada gerçekleştirilecek işlemlerden biri olduğunu açıkça göstermektedir. Ancak mahiyeti tam olarak bilinmemektedir. O dünyadaki hiçbir teraziye, kantara benzemez. Bu hususta onun amellerini miktarını tespite yarayan bir şeyden ibaret olduğuna iman etmek ve mahiyetini Allah’a havale etmek en isabetli yöntemdir. “O zaman kimlerin tartıları ağı gelirse işte kurtuluşa ermiş olacaklar” Müminun sur, 102.

Kıymetli okuyucularım, Yaşadığımız depremler ve seller için asrın felaketi deniliyor. Gökyüzünün alçaldığı, yıldızların dürüldüğü, güneşin karardığı, dağların çarpıştığı, denizlerin homurdanarak birbirine kavuştuğu, kâinatın alt üst olduğu, bütün canlıların öleceği kıyameti düşünebiliyor muyuz? O güne hazırlıklı mıyız? Hala Kuran’ı Kerim’i yakmaya çalışan alçaklar var. Hala olup bitenlerden ders ve ibret alamıyoruz. Hala uyarıları dikkate almıyoruz. Belki de günümüzdeki bazı doğal afetler ve yapılan rezaletler kıyametin ön habercileridir. İmanımızın kurtulması için önce adalet terazisine dünyada da önem vermemiz lazımdır. Yalanlar, dolanlar kurtuluş reçetesi değildir.