İdeal bir devlet adamında bulunması gereken niteliklerin başında ‘Adalet’ ilk sıradadır. Ayrıca mideye düşkün olmama, dünya malına tenezzül etmeme, doğruluk, cömertlik, tok gözlülük, gönül zenginliği ve insan sevgisi de bunlara dahildir. Siyasette liyakat ( Beceri ve yeterlilik) ve adalet en çok lazım olan değerlerdir. Bu itibarla siyaset mesleği, şerefli olduğu kadar da, tehlikelidir. Şanlı Peygamberimiz (s.a.v) bu bağlamda şu uyarıyı yapmaktadır; “On kişi üzerinde bile olsa, yöneticilik yapmış olan her insan Kıyamet Günü’nde Allah’ın huzuruna elleri boynuna balı olarak gelir. Sonra da adaleti sayesinde kurtulur veya haksızlık etmiş olduğu için (Adaleti çarpıttığından dolayı) mahfuperişan olur” buyurmuştur. Bakınız İslam İlmihali Cilt 2, Sayfa 549-554. Bir toplumda, bir cemiyette sevginin yaygınlaşması, adaletin gerçekleşmesi ve haksız güç kullanımının ortadan kalkması ancak o toplumda yönetimin faziletli (Ahlaklı, dürüst ve adaletli) insanların elinde bulunmasıyla mümkün olur. Onun için Farabi şöyle diyor; “Bir faziletli, adalet sahibi insan öldüğü veya öldürüldüğü zaman insanlar ona ağlamasın, asıl onu kaybeden ülke halkına ağlasın” demiştir.
  Kitabımız Kuran-ı Kerim’de Sad Suresi’nin 26. ve 28. ayetlerinden çıkan sonuca göre, “Dürüst, mütekki, takva sahibi bir yöneticinin adalet ve hakkaniyet ölçülerine göre yönetimini sürdürür. Hüküm ve kararlarını keyfi arzularına uyup ona göre vermez. Allah’ın tayin ettiği emir, buyurduğu ölçüye göre hareket eder.”
  Dürüst ve adalet sahibi bir yönetici kendi ve etrafı için olduğu gibi, halkı ve idare ettiği milleti içinde en iyi, en yararlı ve en adil işeri yapar. Doğruluktan, adaletten, sapmış, günah bataklığına dalmış yönetici ve idareciler ise, kötü çirkin arzularına uyup hakikat yolundan sapmış kişidir. Böyle tipler, yönetimiyle (kadrosuyla) birlikte toplumu da, ülkeyi de mahveder, perişan eder. İncelenirse, tarih boyu ülkelerin, milletlerin yönetiminde ve bütün toplumlarda devletin işlevleri içinde en önemlileri adalet ve dürüstlük olmuştur. Bu yüzden bütün İslamî kaynaklarda, adalet ön planda olmuştur. Siyasette en önemli konu adalet olduğu içindir ki İslam dünyasının önde gelen düşünürlerinde Farabi; “Toplum sevgiyle kaynaşır, adaletle yaşar” demiştir. Toplumun bekâsında (devamı için) adalet birinci sıradadır. Devlet her vatandaşa hakkı olan geçim imkânlarını, şeref ve itibarlarını, sağlığını, eğitimini, huzur ve güvenliğini, makam ve mevkiini vermekle yükümlüdür. Bunları tatbik ettiği anda adaleti gerçekleştirmiş olur. Ünlü düşünür ve bilim adamı Merverdi’nin belirttiğine göre; “Herkesi kucaklayan bir adalet uygulaması, fertlerin kaynaşması bakımından çok önem arz eder.” Bakınız aynı eser sayfa 550.