SON DAKİKA
Hava Durumu

ACI REÇETE NASIL, TATLI REÇETE OLABİLİR BAKMAK LAZIM

Yazının Giriş Tarihi: 22.11.2020 15:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.11.2020 15:22
Atalarımız formülü vermişler. “İşten değil, dişten artar” demişler. Yüce Rabbimiz ise, “Yiyiniz, içiniz, (Her şeyin helal olanından) ancak israf etmeyiniz, çünkü Allah israf edenleri sevmez” buyurmuştur. Dikkat edilirse son 300 yıldan beri milletimizin üzerine musallat olan ‘Bürokratik Zihniyet’ devamlı olarak israf musluklarını açık tutmuşlardır. Devlet denizine aralıksız olarak olta atmayı alışkanlık haline getirmişlerdir. Bürokrasinin verdiği imkânlarla, ilaveten yaptırım gücünü de kullanarak yapılan israfların hesabı belli değildir. Hesap soran ve hesap veren de yoktur. Kul hakkıymış, yetim hakkıymış, milletin malıymış bunlar dikkate alınmıyor. Türk milleti devamlı olarak aldatılıyor. Her fırsatta sistem ve düzen bahane edilerek, milletimiz oyalanıyor. Mesele sistem ve düzen meselesi değil, adil ve dürüst insan meselesidir. İster ilahi olsun, ister beşeri ( yani insan projesi) olsun, hepsinin de uygulayıcısı insandır. Onun içindir ki insanın tahribatı (İnsanın bozulması) kâinatın bozulması demektir. Geldiğimiz noktada manzara açıktır. Özellikle son 70 yıla baktığımızda telafisi mümkün olmayacak hatalar yapılmıştır. Milletimiz devamlı olarak aldatılmıştır. Güvenilen dağlara karlar yağmıştır. Ben bir dönemin hayali ihracat yaparak devletimizi ve de milletimizi soyup soğana çevirenleri unutmadım. Daha sonra gümrüklerde bavul ticareti yaparak Harun görünümlü Karunları da iyi hatırlıyorum. Şimdilerde bugünlere baktığımızda Türk milletine sunulan acı reçete karşımızda duruyor. Bu acı reçetenin tatlı olması için çareler vardır. Bu çarelerin birincisi; tepeden tırnağa, baştan ayağa kadar hep birlikte fedakârlık yapmaktır. İkincisi Türk milletine çok şeffaf bir şekilde yapılan ekonomik hataları itiraf etmektir. Üçüncüsü ise; başta adalet, hukuk sistemi olmak şartı ile bozulan, kaybolan milli güveni yeniden kazanmaktır. Dördüncüsüne gelince; artık bıktığımız, nefret ettiğimiz ve de inanmadığımız suni gündemlerden acilen uzaklaşmaktır. Bunlar uygulanır, devreye sokulursa inanıyorum ki kara günlerin ömrü az olacaktır. Değilse parti ayaklarıyla, sloganlarla, sahte vaatlerle insanlarımızı yönlendirmek ve bir yerlere monta etmek devri bitmiştir. Görünen köyün kılavuza ihtiyacı yoktur.  İktidarıyla, muhalefetiyle, bütün kurum ve kuruluşlarıyla dikkat edilmesi gereken husus istismarlardan kaçınmaktır.  Sağcıymış, solcuymuş, sosyal adaletmiş, sosyal rezaletmiş, liberalizm ya da kapitalizm bütün bunlar bir aldatmaca olarak karşımıza çıkmıştır. İnançlarımız bile zaman zaman istismar edilmiştir. Müslüman Türk milleti olarak, vatanımız, dinimiz, şanlı bayrağımız asla asla vazgeçemeyeceğimiz kutsallarımızdır. Bazı değerlerimizi tekellerine alıp da istismar edenlere karşı güvenimiz kalmamıştır. Tunus balığı gibi şişenlerle, çiroz balığı gibi pişenlerin hesaplaşacağı güne imanımız tamdır. Acı reçete, tatlı reçeteye dönmesi için birlikte fedakârlık şarttır.  
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.