SON DAKİKA
Hava Durumu

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI VE ATATÜRK

Yazının Giriş Tarihi: 29.08.2021 14:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.08.2021 14:07
Kıymetli okuyucularım
Ağustos ayı hafızalarımızda Zafer ayı olarak yer almıştır. 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu'nun kapıları Müslüman Türk milletine açılmış Sultan Alparslan Bizans'ı mağlup etmiştir. Aynı şekilde 26 Ağustos 1922'de Atatürk'ün baş Komutanlığı'nda Büyük Taarruz başlamış 30 Ağustos'ta Sakarya Meydan Muharebesi Büyük Taarruz ile sona ermiştir. Zafer Bayramı olarak kutladığımız bu mutlu günü nesillerimiz çok iyi bilmelidir.

Kıymetli okuyucularım
Bazı şom ağızları ifrazatları Mustafa Kemal Atatürk'ün aleyhinde olsa bile onun ağzından 30 Ağustos 1924 tarihinde zaferin 2. yıldönümünde Dumlupınar'daki Nutku dinleyelim. "5 gün aralıksız geceli gündüzlü devam eden bu büyük Meydan Muharebesi'nde 'Benim milleti' Türk milleti emniyet ve itimadına layık görerek bu harekatın başında bulundurdu. Efendiler 1922 senesi Ağustosun 30. günü saat 2'de şimdiki beraber bulunduğumuz bu noktaya gelmiştim. 29- 30 ağustos gecesi sabaha karşı ordularımız düşmanın mühim kuvvetlerini kuzeyden, güneyden ve batıdan kuşatmaya müsait bir vaziyet almış bulunuyorlardı. Türk'ün hakiki kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı ufuktan bütün şansı ile doğacaktır. Fevzi Paşa Mareşal Fevzi Çakmak Hazretleri'nden bizzat Altıntaş ve güneyinden hareket eden ikinci ordumuzun ve bunun daha batısında bulunan Süvari nezdine (merkezine) giderek taarruzumuza (plan ve düşüncelerimize) göre harekatı tanzim bulunmasını (tanzim etmesini) kendilerinden rica ettim. 4. kolordu ile hedeflediğimiz düşmanın ana kısmını güneyden takip eden 1. ordu karargahına da ben bizzat gidecektim ve ilave ettim ki 'Düşman ordusu mutlaka imha olunacaktır." on birinci fırkanın kahraman kumandanı Derviş Bey bizzat ileri atılarak bütün kuvveti ile düşman mevzilerine ilerliyordu. Kolordu kumandanı Kemalettin Paşa güneyden ve batıdan düşmana saldırdığı diğer fırkalarına yeniden yeniye harekatı şiddetlendirmek ve hızlandırmak için emirlerini ulaştırıyordu. Artık toplarının tüfeklerinin mitralyözlerinin ateşlerinde sanki öldürücü hassa (güç) kalmamıştı. Türk süngüleri düşman dolu o hatta hücum ettiler Artık karşımda bir ordu bir kuvvet kalmamıştı. Tamamen mahvolmuş perişan bir kılıç artığı insan kitlesi bulunuyordu. Ertesi gün tekrar muharebe savaş meydanını dolaştığım zaman o karşıdaki sırtlanların gerilerindeki bütün vadiler, bütün dereler, bütün korunaklı ve gizli yerler bırakılmış toplarla, otomobillerle ve sonsuz teçhizat ve malzeme ile ve bütün bu terkedilmişlerin aralarında yığınlar teşkil eden ölülerle toplanıp karargahımıza sevk olan sürü sürü kafilelerle hakikaten bir mahşeri andırıyordu." Devamında ise şunları söylüyor: "Çal Köyüne girebilmek için yalnız Sakarya'dan itibaren sarf ettiğimiz zaman bir senedir."

Kıymetli okuyucularım
Atatürk'ün yanında olan ve Kocatepe'deki halini anlatan yaveri Muzaffer Kılıç şunları anlatıyor: "28 Ağustos'ta bizim Kocatepe'deki topçu atışlarımız başladığı zaman Mustafa Kemal," Rabbim. Sen Türk ordusunu muzaffer et. Türklüğün, Müslümanlığın düşman ayakları altında esaret zincirinde kalmasına müsaade etme" diye dua ettiğini ve o anda gözlerinden birkaç damla yaşa süzüldüğünü gördüm" diyor. Bakınız Profesör Dr. Haydar Baş Hoşgeldin Atatürk Sayfa 517. Şom ağızlılara ve keşke mağlup olsaydı diyen çömezlere duyurulur. DEVAMI YARIN...
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.