Tarih önünde ‘dünya önünde kin ve ihtirasla yontulmuş’ sapık ve alçak doktrinlerin sözde kahramanlığı yapılıyordu. Yağmacı ‘zalim ve kin yumağı haline gelmiş bir kuduz sürüsü. Donanmaları ‘havan topları’ hile ve entrikalarıyla mağrur göstermiş budalaları. Dışarıda bunlar varken içerde’ yıllarca ekmeğini yediği Türk milletine ihanet eden insan kılıklı pislikler. Beri tarafta nice evlatlarını İ İstiklal ‘adalet ve insanlık uğruna ateşe’ suya atarak yabancı diyarlarda bırakan asil Türk milleti. Öbür yanda Türk’ün çanağını yalayarak yaşayan ve Türk’ün iyi niyetinden istifade ederek yükseklere tırmanan kapı kulları ve dönmeler. Maddeci bir yapılanmanın uşakları ile ‘iman ve kılıçlarıyla tek başına dünyaya ve tarihe yön veren Türklük. Yenilmez bir millet. Cihan şümul bir şöhret. Her şeyin ötesinde ve üstünde dalgalanan şanlı bayrak. Bütün hileleri ‘ bütün iç kurtların’ bütün hora anılmalarının’ bütün ateşli silahların ve vahşi kasırgaların karşısında duran Müslüman Türk Milleti. Münazara kültürüne dayalı olarak laf ebeliği yapanların bilmedikleri ve görmek istemedikleri bir gerçek vardır. “İşgalci güçlerin ‘saldırgan zalimlerin’ Yunan ve İngiliz entrikalarının hızlandığı ‘o kara günlerde mısır koçanını öğütüp’ otla karıştırıp ekmek yapanlar’ dut ve ıhlamur yapraklarından bulamaç yapıp ‘çorba kaynatanlar’ onları yiyerek cepheye koşanlar sanki unutuldu. Piyasaya miras yediler çıktı. Yerleri ihanet şebekelerinin çıkar menfaatleri bir ölçüde sekteye uğradı. Anında hepside sultancı ‘hilafetçi ve İslamcı kesildiler”. Mandacılığı ‘İngiliz uşaklığını adeta meslek edindiler. Atatürk’ü ve Cumhuriyeti kabullenmediler. O kirli ‘paslı’ lekeli ve mandacı zincirin halkaları günümüze kadar devam etti. Fırsat bulduklarında pusudan çıkacaklardır. Kullandıkları makyaj bellidir. Tıpkı “estetik yaptırarak güzelleşeceğini zanneden tipler gibi”. Elbette Türk milleti buna müsaade etmeyecektir. Cumhuriyeti yaşatacaktır. Sahte ve yalan sloganlara ve palavralara kanmayacaktır. Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını da unutmayacaktır. Benim 1922’de Bursa’da şehit düşen Hüseyin dedemle ‘Atatürk’ü sırtına alıp denizden’ karaya çıkmasına yardımcı olan Abdi dedem (annemin babası) ve Kars-Sarıkamışlarda 4 bucuk yıl hiç izine gelmeden askerlik yapan ‘Gazi babamda bunlara dâhildir. Şıh Saidin ‘Molla Mustafa Barzani’nin’ Şeyhül İslam makamını işgal etmiş olan Dürri Zade Abdullah’ın yaşayanı hortlaklarına Türk milletini bağlamaz. Dipsiz ‘mesnetsiz ve tutarsız görüşleri Türk Milleti ‘ başta gençlik olmak üzere reddedecektir. Cumhuriyet hepimizindir. Onu kafasına göre yorumlayarak yeni ‘eski’ birinci ‘ikinci diye sınıflandıranlar’ ya gaflet’ ya da dalalet içindedirler. Cumhuriyeti şahsı tekellerine alıp ‘çıkar ve menfaatlerine vasıta yapmak isteyenlere de Türk milleti göz yummayacaktır. Onu tenkit eden ‘tarihi gerçekleri araştırmadan iftira atan sahtekârlara ve tarihi cımbızlayanlara Müslüman Türk milleti gereken cevabı verecektir. İnancımız ve tesellimiz budur….