SON DAKİKA
Hava Durumu

28 ŞUBAT KARARLARI VE BİR HATIRAM

Yazının Giriş Tarihi: 27.02.2022 15:55
Kıymetli okuyucularım
28 Şubat 1997 muhtırası tarihimize "Postmodern darbe' olarak geçmiştir. Konuyla alakalı olarak Amerika'da gerçekleşen Amerikan Türk Konseyi'nin balosunda bulunan generallerden Çevik Bir kendisine sorulan bir soruya şu ilginç cevabı vermiştir. "Demokrasiye balans ayarı yapıldı." Bunun peşinden Milli Güvenlik Kurulu 406 sayılı kararı ile 18 maddelik bir bildiri yayınlamıştır. 8 Şubat'ın olmasına sebep gösterilen hadiseler kısaca şunlardır. 1995 seçimlerinde birinci parti olan RP 4 Temmuz 1996'da 278 kabul oyu alarak merhum Erbakan başkanlığında %4 Refahyol hükümeti kurulmuştur. Bugünkü yemekten sonra irili ufaklı birçok tarikat ortaya çıkmıştır. Erbakan Ekim 1996'da Mısır, Libya ve Nijerya'dan oluşan Afrika gezisine çıkmıştır. İlk durağı olan Mısır'a dört saat geç sokulması ve göndere Türk Bayrağı'nın çekilmemesi, Libya ziyaretinde büyük kıl çadırda Kaddafi'nin hareketlerine suskun kalması ayrıca o günlerde Aczimendi Şeyhi Müslim Gündüz'ün yakalanması 11 Ocak 1997 tarihinde Çankaya'daki başkanlık komutasında tarikat şeyhlerine ve cemaat önderlerine yemek verilmesi, bu yemeğe katılanların kendilerine has giysilerle katılmaları rahatsızlıklar meydana getirmiştir. Sanki Atatürk'ün, "Türkiye şıhlar ve müritler ülkesi olmayacaktır" sözüne inat sergilenen bir tavır olarak algılanmıştır. Yine 30 Ocak 1997 Pazar günü RP'li Sincan belediyesince düzenlenen "Kudüs Gecesi"nde İran Büyükelçisi'nin konuşması oynanan tiyatro oyununda salona Hamas Örgütü mensuplarının posterlerinin asılması bardağı taşıran damla olmuştur. 4 Şubat 1997 günü Sincan'da tanklar yürütülmüştür. Bu olaylardan sonra 28 Haziran 1996'da kurulan 54. Refahyol Hükümeti 30 Haziran 1997'de son bulmuştur. Peşinden de "Anasol" hükümeti kurulmuştur.

Kıymetli okuyucularım
28 Şubat ile birlikte siyasi tarihimize E-darbe kavramı girmiştir. Bu dönemde oluşan Batı Çatışma Grubu kendince İslami faaliyetleri inceleyen askerlerden oluşan bir birim olmuştur. Benim hatıram ise şöyledir. Beni çok seven dönemin Çanakkale müftüsü bir gün aradı ve "Benim çalışkan ve cesur müftüm. Batı Çalışma Grubu'nun bir elemanı müftülükleri geziyor. Kısa boylu orta yaşlı tahmini 50 yaşlarında birisi. Duyduğuma göre kurmay yüzbaşıymış. Sen çok dobra birisin. Aman dikkatli ol. Seni seviyorum" dedi. Öbür sabah 11 (on bir) civarında aynı eşgalde bir adam geldi. Hoş beşten sonra, "Buyrun beyefendi tanışalım" dedim. "Misafirim, geziyorum. Kütüphanelere karşı ilgim var. Onun için kitaplara bakıyorum. Bunları okuyor musunuz" diyerek Nutuk ve Tek Adam isimli kitapları gösterdi. Ben de "Evet beyefendi Kemalistlerle, komünistleri ve slogan Müslümanlarını ayırt edecek kadar okuyorum" dedim. "Çok memnun oldum" dedi ve ayrıldı. Burada Küfre Açılan Kapı, Dinler Arası Diyalog isimli kitapların yazarı MHP İzmir teşkilatının eski yöneticilerinden olan rahmetli Fikri Atılbaz'ın şu tespiti manidardır. Refahyol döneminin hızlı bir laik ve balans ayarcısı gibi görünen bir paşanın, sonraki dönemlerde daha çok İslami dil kullanan bir hükümetin yanında görülmesi şaşırtıcı olmuştur. 28 Şubat'ın hormonlu tohumları birilerinin işine yaramıştır. Bakınız: Dinler Arası Diyalog sayfa 57-60 arası.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.