SON DAKİKA
Hava Durumu

23 NİSAN VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Yazının Giriş Tarihi: 21.04.2022 17:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.04.2022 17:08
Kıymetli okuyucularım
24 Nisan 1920'de Mustafa Kemal Atatürk TBMM'ne verdiği önergede şu hususlar mevcuttur. 1- Hükümeti teşkil etmek zaruridir. 2- Padişahlık makamı ihdas etmek mümkün değildir. 3- Mecliste yoğunlaşan milli iradeyi fiilen vatanın geleceğine el koymuş olduğunu kabul etmek esas ilkedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM'nin) üzerinde bir kuvvet mevcut değildir. 4) Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme yetkisini üzerinde toplar. 5) Meclisten seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir heyet, hükümet işlerine bakar. Meclis başkanı bu heyetin de başkanıdır. 6) Padişah ve halife baskı ve zorlamadan kurtulduğu zaman meclisin düzenleyeceği kanuni esaslar dairesinde vaziyetini alır. Bak. Nutuk Say. 293. Bu özellikleriyle ilk Türkiye B.M Meclisi Cumhuriyet tarihimizde önemli bir mevkiye sahip olmuştur. Bu önem farklı ve zıt fikirlere sahip milletvekillerinden meydana gelmiş olmasına rağmen ülke savunması ve bütünlüğü konusunda tek bir yürek, tek bir ses olabilmesidir. Bu temel duyarlılığa bağlı olarak ilk meclisin diğer özellikleri de vardır. A) Bu meclis her şeyden önce milli bir meclistir. Meclis üyeleri tamamıyla Türklerden oluşmuştur. Bundan dolayı da "Meclisi Kebir-i Milli" adını almıştır. B) Meclis demokratik bir ruha sahiptir. C) Olağanüstü hal meclisidir. Yasama yürütme ve yargı kavramlarını temel güçler olarak benimsemiştir olmakla beraber, bu güçleri kendi bünyesinde toplamıştır. D) İdealist ve fedakâr bir meclistir. E) Kahraman bir meclistir. Kısacası İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Milleti'nin tarihteki mevkiine paralel, yüksek seviyeli bir meclistir. Bak. Refik Turan, Semih Yalçın.

Kıymetli okuyucularım
Milli Mücadele Hareketi, yasama ve yargı yetkilerini de kendi bünyesinde toplamış olan TBMM sayesinde millet adına hareket etme yetkisini eline almış oluyordu. Ancak bu gelişmelere rağmen Ankara'da kurulan bu meclis daha uzun zaman meclis hakkını kullanamayacak ve hukuken muhatap alınmayacaktır.  Daha sonra gelişen olaylar gösterecektir ki TBMM'nin açılması milli mücadelenin başarısı açısından siyasi ve hukuki anlamda el önemli bir harekettir. Bu hareket Kuva-yi Milliye ruhunu doğurmuştur. Düşmanlara karşı ülkenin korunması, savunmasının pekiştirilmesi, milletin canının, malının, namusunun, dininin,  ırzının muhafazası esas alınmıştır. Dış düşmanlara karşı mücadele verilirken içerideki hainler de boş durmamışlardır. İtilaf Devletleri'ne (düşmanlara) karşı Osmanlı askeri birlikleri direnişin dışında kalmıştır. İşte böyle bir ortamda Mustafakemalpaşa Anadolu Hareketi"nin (Kuva-yi Milliye ruhunun) bağımsız bir Türk Devleti'nin kurulmasının amacına yönelmiştir. Her vilayette Müdafaa-i Hukuk çalışmaları hızlandırmıştır. Daha sonra bu birlikler düzenli orduya geçmiştir. Milli cepheler kurulmuştur. Karadeniz Bölgesi'nde Pontusçu Rumlar, Güney'de Ermeniler, Fransızlar, İngilizler, Kütahya Havalisi'nde Çerkez Ethem, Yozgat civarında Çapanoğulları isyanları ve diğerleri. Hatta Kuva-yi Milliye'ye karşı, Kuva-yi İnzibatiyye olayı bile başlı başına bir ihanettir. Bütün bunlar Atatürk'ün verdiği kutsal ve şerefli mücadelenin ispatı için yeterlidir.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.