Sevgili okuyucularım. Eğer yanlış hatırlamıyorsam Paris kütüphanesine girerken ilk göze çarpan küçük kitapçık, yani risalede şu sözü görürsünüz. “Dikkat insan kanı ile yazılmıştır. ” Evet; insan kanı ile yazılan bu risale beyinlerimizde çok şeyleri çağrıştırır. Engizisyon mahkemeleri, kazığa geçirilen ve boynu vurulan insanlar. Hatta dünya yuvarlak dediği için kellesi alınanlar. Bu ihaneti ve zulmü yapanlar kendilerine göre adalet uyguluyorlardı. Güya yaptıkları doğruydu. O zalimlerin bilmedikleri bir şey vardı “Adalet adil adamların elinde vezir, hainlerin elinde rezil olur.” Ayrı bir gerçek ise şudur. “Vicdanların karardığı yerde kanunlar sükut eder.” İşte bu gerçekler taassup içindeki zalimlerin hesaba katamadıkları veya katmak istemedikleri hakikatlerdir. Bu çerçeve de 15 Temmuz hain darbe girişimini ele alırsak, acaba kaç kişinin boynu vurulacak, idam sehpalarında kimler sallanacaktı. FETÖ denilen hoca bozuntusunun 1979’larda söylediği “ Ayıda haramdır, domuzda haramdır. Biz her ikisine de tasviye (def) edecek hale gelinceye kadar, domuzun eve girmemesi için ayıyı kapıya nöbetçi tutacağız” ifadesi neleri çağrıştırıyordu. Ayı yerine konulan nöbetçiler kimlerdi. Domuz yerine konulanlar kimlerdi. Bütün bunların hesabını yapmak mecburiyetindeyiz. Allah Müslüman Türk Milleti’nden razı olsun. Milli imanları şaha kalkanlar göğüslerini siper ederek bu vahşi ihaneti püskürtmüşlerdir. Çanakkale’den, Kurtuluş Savaşı’na ve oralardan Beş Parmak Dağları’na baktığımızda her zaman bu necip millet bağrından Ulubatlı Hasanları, Seyit onbaşıları, Mehmet çavuşları, Şehit Fatmaları ve Mustafa Kemalleri çıkarmıştır. Bundan sonra da çıkaracaktır. Dünyanın en korkunç silahı ve bombasının insan olduğunu asla unutmamak lazımdır. Yüce Allah’ımız hainlere fırsat vermesin. Çünkü tarihin her döneminde iç ve dış hainler mevcut olmuştur. Önemli olan onlara karşı topluca mücadele etmek ve vatan sevgisinin imandan olduğunu şuuru ile gerektiğinde ölümü göze alabilmektir . Bu bağlamda Ergenekon’dan çıkış destanı, Kardak Adaları ve 15 Temmuz bizlere o milli şuurun hala var olduğunu hamd olsun göstermektedir. Ancak gaflet ve dalalet içinde olanların bu gaflet ve dalaletten kurtulmaları gerekmektedir. Dost görünenlerin kol kola olanların gafleti bize  milletçe çoğa mal olmuştur. Demokrasinin benim gözümde esas adı hürriyet ve istiklal, yani bağımsızlıktır. Özgürlükleri cazgırlık olarak görenler, demokrasiye her ahlaksızlığın yapılmasına müsaade etmek zannedenler kesin bir yanılgı içindedirler. Şunu hiç unutmayalım. İlmi keramet, kevni kerametten efdaldir. Kevni kerameti şiar edinen ehli taassubun bulundukları, toplumlara verdikleri zararlar bellidir. FETÖ’nün de kevni keramet ehli olarak bilinmesi ve bu bağlantı nice siyasetçilerin hizmetine girmesi çok manidardır. İnşallah tekrar kandırılıp ve aldatılmayız. Al birini vur ötekine olmasın gayri…