Kimse kusura bakmasın
Türkiye'de yapılan 23 Mayıs 1960 - 12 Eylül 1980 askeri darbeleri kesinlikle yöneticilerin gafletleri yüzündendir.
15 Temmuz 2016 darbe ihaneti de bu gafletin devamıdır.
12 Mart ve 28 Şubat'taki ikaz ve uyarılar aynı gaflet ve iyi niyetlerin sonucudur.
Bu konuları anlamak için merhum Alpaslan Türkeş'in "DAVA" isimli eserindeki 141. Sayfadan itibaren başlayan "ihtilalin kudretli albayı 27 Mayıs'ı anlatıyor" başlıklı yazıyı okumak lazım.
12 Eylül 1980 ihtilali için ise yine rahmetli Türkeş'in "Savunma" isimli eserini incelemek gerek.
14'ler olayının her ismi rahmetli Dündar Taşer'in 27 Mayıs'a ait hatırası mutlaka okunmalıdır.
Bunlar okunsun ve bilinsin ki;
Hazırlanan kılıflar ortaya çıksın. Devlet adamlığının ve liderliğin bir maddesi de "şüpheci" olmaktır.
Teslimiyet yanlıştır. Merhum Adnan Menderes'in bu bağlamda gafleti olmuştur. 1980 ihtilali dönemin idarelerinin bazı önemli olayları dikkate almadıklarındandır.
Sokaklar yürümekle aşınmıştır. Minareye kılıf hazırlayanlar, usta terzileri iyi kullanmışlardır. Aynı şekilde 15 Temmuz 2016'ya Türkiye derin bir gafletin ve iyi niyetin sonucu gelmiştir. Tarih boyu Türk Milleti'nin düşmanı olan Yahudi kuruluşlarının o dönemlerde sayın Cumhurbaşkanımıza "üstün hizmet ödülü" vermesi boşuna değildir.
Açılım süreci denilen çalışmalar, arap baharı çıkışları, PKK'nın Habur'dan kirli paçavraları ile girişleri derin gafletin neticesidir. Gerek kırsalda gerekse şehirlerde bunca sığınakların mağaraların ve örgütlenmelerin nasıl olduğu hesap edilmelidir.
Fetö denilen kişinin "hoca efendi" diyerek ayyuka çıkarılmasının suçlusu kimdir?
Eğer dikkat edilmezse, gerekli hassasiyetler gösterilmezse tehlikeler devam edecektir.
Atalarımızın; "Su uyur, düşman uyumaz" sözü unutulmamalıdır.
Gafletleri ihanetlere çevirecek her zaman olmuştur.
Allah kötülere fırsat vermesin...