Kıymetli okuyucularım,
Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 84’cü yılındayız. Bazı mandacı, istismarcı, uzaktan kumandalı ve Cumhuriyet’i içine sindiremeyen tipler ‘Atatürk’ü’ bir türlü kabullenememişlerdir. Ben onlara iftiracı, cımbızcılar ve şarlatanlar diyorum. Dünkü Molla Mustafa Barzanilerin, Şeyh Sait’lerin, Dürrü Zade Abdullah’ların yaşayan mirascıları(çömezleri) her zaman olmuştur. Bundan sonra da olacaktır. Özellikle dinimiz İslam adına Atatürk’ü suçlayan gafillerin Diyanet İşleri Başkanı ile birlikte seçtikleri hutbelerin bir kısmının konularını hatırlatmak istiyorum. Vatan müdafaası, temizlik, iman ve amel, Namaz ve Hikmeti, Ana babaya hürmet, İslam dininde çalışmanın değeri, ramazan ve oruç, öksüzlere yardım, Allah’ı ve peygamberi sevmek ve emirlerine uymak. Evlenmek ve evlat yetiştirmek, kötü huylardan sakınmak, kötü söz, gıybet ve lakaptan sakınmak, eksik ölçüler ve yanlış tartılardan uzak durmak, içkinin kötülüğü, askerlik şerefi, herkes yaptığının cezasını bulacak, tevazu ve kibir, ramazan bayramı, kurban bayramı, hekim, hastalık ve ilaç, miraç, ziraat(tarım), tayyara cemiyetine yardım. Peygamberin hayat veren görüşleri başlıklı 52 hutbe.
Kıymetli okuyucularım, Müslüman insan da kadın olsun, erkek olsun biraz Allah korkusu olur. Kuldan da utanır. Bizim inancımızda iftira atmak, adam öldürmek, cana kıymak gibi büyük günahlardandır. Yaklaşık iki asırdan beri Müslüman Türk Milleti üzerinde estirilmek istenen cinnet ve fitne rüzgarlara fırtınaya dönüştürülmek istenmiştir. Bir ara Sovyet ajanları, Nao ve Stalin hayranları türemiş ya da türetilmiştir. Bir ara Batı taklitçileri sahte ve kalbazan hümanistler türemiştir. Bir ara slogan İslamcıları türetilmiştir. Türkiye bilinçli bir şekilde buhranlara sürüklenmiştir. Bölücülük ayakları, siyasi ayrıştırmalar, cin istismarcıları, etnik çatışma ihanetleri, mezhep ve tarikat ayakları, cemaat oyunları, vakıf ve derneklerin rant yarışları yeni felaketlere ortam hazırlamanın gaflet ve delalet çukuruna düşmüşlerdir. Allah’a şükürler olsun ki Türk Milleti canıyla, malıyla, kanıyla kurduğu nizamı hiçbir şekilde kısır döngü, basit ve cılız mantık oyunları, hamaset nutukları ve siyaset cambazlarının oyunlarıyla bozmamış ve bozdurmamıştır. Çünkü bu mübarek vatan birkaç söz cambazın birkaç, rantiyecinin, birkaç fikir cambazı çıkarcının gafletine kurban edilemezdi. 10 Kasımları ve Atatürk’ü gençliğimize çok iyi anlatmalıyız. Bilgi ve belgelere dayalı olarak gerçekler su yüzüne çıkarılmalıdır. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak kaydıyla bütün şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyoruz. Onların ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun. Onlara olan vefa ve şükran borcumuzu hiç unutmayalım.
Devam Edecek…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
10 Kasım ve Atatürk
Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 84’cü yılındayız. Bazı mandacı, istismarcı, uzaktan kumandalı ve Cumhuriyet’i içine sindiremeyen tipler ‘Atatürk’ü’ bir türlü kabullenememişlerdir. Ben onlara iftiracı, cımbızcılar ve şarlatanlar diyorum. Dünkü Molla Mustafa Barzanilerin, Şeyh Sait’lerin, Dürrü Zade Abdullah’ların yaşayan mirascıları(çömezleri) her zaman olmuştur. Bundan sonra da olacaktır. Özellikle dinimiz İslam adına Atatürk’ü suçlayan gafillerin Diyanet İşleri Başkanı ile birlikte seçtikleri hutbelerin bir kısmının konularını hatırlatmak istiyorum. Vatan müdafaası, temizlik, iman ve amel, Namaz ve Hikmeti, Ana babaya hürmet, İslam dininde çalışmanın değeri, ramazan ve oruç, öksüzlere yardım, Allah’ı ve peygamberi sevmek ve emirlerine uymak. Evlenmek ve evlat yetiştirmek, kötü huylardan sakınmak, kötü söz, gıybet ve lakaptan sakınmak, eksik ölçüler ve yanlış tartılardan uzak durmak, içkinin kötülüğü, askerlik şerefi, herkes yaptığının cezasını bulacak, tevazu ve kibir, ramazan bayramı, kurban bayramı, hekim, hastalık ve ilaç, miraç, ziraat(tarım), tayyara cemiyetine yardım. Peygamberin hayat veren görüşleri başlıklı 52 hutbe.
Kıymetli okuyucularım, Müslüman insan da kadın olsun, erkek olsun biraz Allah korkusu olur. Kuldan da utanır. Bizim inancımızda iftira atmak, adam öldürmek, cana kıymak gibi büyük günahlardandır. Yaklaşık iki asırdan beri Müslüman Türk Milleti üzerinde estirilmek istenen cinnet ve fitne rüzgarlara fırtınaya dönüştürülmek istenmiştir. Bir ara Sovyet ajanları, Nao ve Stalin hayranları türemiş ya da türetilmiştir. Bir ara Batı taklitçileri sahte ve kalbazan hümanistler türemiştir. Bir ara slogan İslamcıları türetilmiştir. Türkiye bilinçli bir şekilde buhranlara sürüklenmiştir. Bölücülük ayakları, siyasi ayrıştırmalar, cin istismarcıları, etnik çatışma ihanetleri, mezhep ve tarikat ayakları, cemaat oyunları, vakıf ve derneklerin rant yarışları yeni felaketlere ortam hazırlamanın gaflet ve delalet çukuruna düşmüşlerdir. Allah’a şükürler olsun ki Türk Milleti canıyla, malıyla, kanıyla kurduğu nizamı hiçbir şekilde kısır döngü, basit ve cılız mantık oyunları, hamaset nutukları ve siyaset cambazlarının oyunlarıyla bozmamış ve bozdurmamıştır. Çünkü bu mübarek vatan birkaç söz cambazın birkaç, rantiyecinin, birkaç fikir cambazı çıkarcının gafletine kurban edilemezdi. 10 Kasımları ve Atatürk’ü gençliğimize çok iyi anlatmalıyız. Bilgi ve belgelere dayalı olarak gerçekler su yüzüne çıkarılmalıdır. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak kaydıyla bütün şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyoruz. Onların ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun. Onlara olan vefa ve şükran borcumuzu hiç unutmayalım.
Devam Edecek…