Uzun bir süredir siyaset ile ilgili bir yazı yazmıyorum ama son dönemde yaşanan bazı olaylar beni çılgına çevirmiş durumda. Yaşanan durumları rezillik olarak değerlendirmesek de, en kibarcası basiretsizlik olarak değerlendirebiliriz. Bu arada Sayın Nihat Bıçak’ı buradan kutlamak istiyorum. Tek başına Yenişehir’de siyaset ve muhalefet yaparken, diğer partilerin siyasi temsilcileri tam bir basiretsizlik örneği göstererek, susmayı tercih ediyorlar. Şimdi hep birlikte Yenişehir’i ve tarihini gözden geçirelim. 1970’li yıllarda Yenişehir, İnegöl ile ekonomi ve nüfus anlamında neredeyse kafa kafaya giderken, bütün çiftçilere derman olan bir dosan fabrikası vardı. Dosan fabrikası çiftçilere sözleşmeli ekim yaptırıp, Yenişehir kalkınmasına inanılmaz bir destek vermişti. Bir sineması vardı Yenişehir’in, küçüklüğümde benimde gidip film seyrettiğim. Bütün Yenişehirlilerin dört gözle beklediği filmler, bu sinama da izlenirdi. Allah rahmet eylesin sinemacı Kadir ağabeyi tanımayan yoktu o dönemde. Eskiden de biber festivalleri olurdu ama büyük bir coşkuyla kutlanırdı.

Bugün Yenişehir’de bir biber festivali oluyor ama yaşananlar nedense komik ötesi görünüyor. Biber tarlada üç lirayken, bizler biber festivali düzenliyoruz. Karacabey- Kemalpaşa’da çiftçiler tarımsal ürünlerin fiyatlarına tepki gösterip çevre yolunu kapatırken, bizim siyasetçi ziraat odası ve avanasi, kılını kıpırdatmıyor. Sonra timsah gözyaşları dökerek çiftçinin yanında olduğunu açıklıyor. Bitti mi? Daha bitmedi, aynı kişi ve destek verdiği siyasi parti, Yenişehir Belediyesinin arazi satışına onay verdiler. Nereden bakarsak hayal kırıklığı, nereden bakarsak ön görüsüzlük!

Devam edelim, biber’in üç lira olduğu Yenişehir’de mevcut belediye başkanı, muzaffer komutan edasıyla bir biber şenliği düzenliyor. Üstelik biberin pazarlanması ile ilgili hiçbir gayret göstermeden! Tarımla ilgili birçok seminer veriliyor ama Yenişehir Meslek Yüksekokulu davet edilmiyor bile bu organizasyonlara. Yenişehir’deki birçok tarımsal soruna çözüm bulabilecek olan Yüksekokul göz ardı edilmeye çalışılıyor. “Doçent” düzeyinde bir akademisyen olarak, bu durumu protesto ediyorum. Aslında ben bu duruma çok da şaşmıyorum çünkü Yenişehir’e aidet’i tartışılır bir belediye başkanından ancak böyle bir tavır beklenirdi. Yenişehir de bile oturmayan bir belediye başkanı, bizim sorunlarımızı anlayabilmesi mümkün müdür? Bilemiyorum..

Yenişehir Belediye Meclisi üyeleri gerçekten acayip denebilecek bir karara imza attı. Sayın Ercan Özel muhalefetteyken arazi satışlarını cayır cayır eleştirirken, hatta hızını alamayıp Ankara’daki meclise bu sorunları götürürken, kendisi başkanlık koltuğuna oturdu mu plağı birden değiştiriverdi. Eleştirdiği kişileri ve yaptıklarının âlâsını kendi yapar oldu. Önceki dönemlerde arsa satışlarına karşı çıkarken, kendisinin belediye başkanı olduğu dönemde hiç de az olmayan 88 parça arazinin satışına onay verdi. Peki, onun kayığına kimler bindi? Tabi ki CHP’li belediye meclis üyeleri! Ben bir zamanlar CHP’de siyaset yaparken, bu tür yanlış hamleleri ta o zamanlar görmüştüm. Peki, bütün bunlar benim için şaşırtıcı mı? Hayır, çünkü halkı tanımayan bir parti ve temsilcilerinden ancak böyle bir tavır beklenebilirdi. İkinci bir senaryo daha var; o da CHP’li meclis üyelerine yukarıdan bir üfleme de olmuş olabilir. Bir yerde akçeli iş varsa, mutlaka bir işten kâr sağlayacak birileri de perde arkasında yerini alır….

Oylamada, arazi satışlarına Hayır oylarını veren MHP’li meclis üyelerini kutluyorum. MHP’liler, makro ölçekte ülkeyi ve mikro ölçekte Yenişehir’i ve menfaatlerini korumaya devam ediyorlar. MHP’nin ülke menfaatleri konusundaki hassasiyetleri konusundaki yaklaşımlarını takdir ediyorum. Bir cümlede AK Partili belediye meclis üyelerine olsun. AK Partili meclis üyelerinin arazi satışına tarafsız kalmayı düşündükleri ama daha sonra onlara gelen bir talimatla “Hayır” dedikleri ortaya çıktı. AK Parti Yenişehir teşkilatı, ne zaman üst düzeyde Yenişehir menfaatlerini savunursa, o zaman Yenişehir özelinde tekrar iktidara gelmeleri mümkün olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın rüzgârıyla AK Parti bu ülkede yıllarca iktidar olmuştur. Tayyip Erdoğan’ın oyunun % 54-55 olduğu Türkiye’de, AK Partinin ve teşkilatlarının oylarının % 35’lerde kalması gerçekten çok vahim bir durumdur. Bu sonuçlar, AK Parti teşkilatlarının, kendi liderlerini dinamik bir şekilde takip edemediklerini gösterir. Sonuç olarak bu yazımızı biraz sert yazmış olabiliriz ama insanları uykularından uyandırmak çok da kolay olmuyor.