Sayın Mevlüt Karakaya bir kanalda gündeme yönelik bazı açıklamalarda bulundu. “Türkiye için 100 yılın fırsatı” diyor, Sayın Karakaya. Bu arada İmralı’ya DEM Partililer gidip, oradaki bebek katilini sanki bir barış elçisiymiş gibi onun sözlerini Türkiye gündemine taşıyorlar. Biraz da gerçekleri anlatalım insanlarımıza; PKK terör örgütü, bir dönem ABD emrindeyken, daha sonra Avrupa Birliği emrine girmiştir. Ancak siyasi ortam birden değişince PKK’nın durumu da sıkıntıya düşmüştür. Şöyle ki, Avrupa Birliği, Çin’le ticari ilişkilerini geliştirmeye çalışınca, ABD bu durumdan rahatsız olmuş ve Avrupa Birliği ile Çin’in arasını açmak için, Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş çıkmasını istemiştir. Rusya ile Ukrayna arasında savaş çıkmasıyla, Avrupa ile Çin arasındaki irtibat kesilmiş ve Avrupa Birliği ülkeleri Ukrayna safında yer almışlardır. Ancak bu saf tutma işi onlara pahalıya mal olmuştur. Çünkü Avrupa Birliği ülkeleri arasında Fransa dışında ordusu olan başka bir ülke yoktur. ABD, kurduğu bir oyunla; hem Rusya’yı zayıflatmış, hem Avrupa Birliği ülkeleriyle Çin arasını açmış hem de Avrupa birliği ülkelerine haddini bildirmiştir. Bu haddini bildirme işi, Avrupa Birliğinin ABD olmadan hiçbir işe girişemeyecekleri üzerinedir. ABD Avrupa Birliği ülkelerine “Güçlü ordu sadece ben de var ve siz bensiz hiçbir savaşa girişemezsiniz” tehdidi üzerinedir. Yani ordusu olmayan Avrupa Birliği ülkeleri sadece paralarıyla bir güç oluşturamayacakları hatırlatılmaktadır. Peki, PKK bu işin neresindedir? PKK, Avrupa birliği ülkelerinin emrinde olup, tek amacı onlara hizmet etmek ve Türkiye’yi zayıflatmaktır. AB ülkeleri ise Türkiye’yi ne Avrupa Birliğine almakta ne de Türkiye’nin Avrupa Birliğinde uzaklaşmasını istemektedirler. Suriye’deki PKK varlığı zaten ABD’yi rahatsız etmektedir. ABD, Suriye’de PYD’yi desteklemektedir. Yani PYD ABD’nin emrindeyken, PKK Avrupalıların emrindedir. ABD, Avrupa Birliği ülkelerinin emrindeki PKK’yı Suriye’den def edip, PYD’ye Suriye’nin kuzeyinde sözde bir Kürt devleti kurduracaktır. Bu devletin toprakları içerisinde maalesef bizim Güney Doğu Anadolu Bölgesi de vardır. Sayın Mevlüt Karakaya’ya sorularımız burada başlıyor. Amerika’nın bile Suriye’de istemediği PKK’yı ve onun sözde lideriyle, Türkiye Cumhuriyeti niye bir anlaşma yoluna gitsin? Can çekişen PKK’yı bir muhatap kabul edip, onların da yeni oyunda bir aktör olmasına izin verilsin? Suriye’de bizler için tek tehdit YPG’dir ve onlar da ABD’nin emri altındadır. Türkiye’nin dikkat etmesi gereken, ABD’nin Trump döneminde Ortadoğu’daki planlarının ne olduğu ve bu planlarda paralı asker görevi görecek YPG’nin tutumudur. Ayrıca PKK’nın 1984 Eruh baskınından bu yana ülkemize gerek insani kaybı gerekse ekonomik kayıpları bir arada düşünüldüğünde, bu insanlara böyle itibar gösterilmesini çok da doğru bulmuyorum. PKK ve destekçileri yıllarca, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerini arkasına alarak Türkiye’ye ihanet etmiştir. Bu hainlerin yaptıkları bu kadar kısa sürede unutulacak mıdır? Eğer öyleyse, şehitlerimizin boşuna mı şehit olmuştur?
Bu yazıyı bu kadar sert yazmak istemezdim ama insanların akıllarını hafife almaya kalkışan kim varsa gerçekler hatırlatılmalıdır. Efendiler! Bu ülke öyle sizin dediğiniz gibi kolay kurulmadı. Binlerce insan şehit oldu. Ölen insanların tek istediği vardı, o da özgür bir Türkiye özlemiydi. Bugün, bizi yıllarca arkamızdan vurmuş ve ABD ile AB’nin paralı askerliğini yapmış PKK ve onların aparatlarını sanki demokrasi ve barışı getiren temsilciler gibi göstermek, akla ve vicdana sığmaz. Bir Türk Milliyetçisi olarak bu ülkeyi seviyor ve ona sahip çıkmak istiyorum. Hem bir de yeni bir anayasadan bahsediliyor. Ben de art niyetli düşünüyor ve aklıma şöyle sorular geliyor; “Acaba yeni Anayasa’da federasyon ve özerk bölge sistemi gelecek mi? Bu soru aklıma nereden mi geldi? Bebek katili, Kürt meselesinde çözüm yeri olarak TBMM’ini gösteriyor. Peki, DEM’lileri ve PKK’nın talebi nedir? Federatif yapı veya özerk bölge! Öyleyse yeni anayasa diye tutturulmasının başka bir amacı ne olabilir?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
SERHAT AYAS
PROF. DR. MEVLÜT KARAKAYA’YA SORULARIMIZ
Sayın Mevlüt Karakaya bir kanalda gündeme yönelik bazı açıklamalarda bulundu. “Türkiye için 100 yılın fırsatı” diyor, Sayın Karakaya. Bu arada İmralı’ya DEM Partililer gidip, oradaki bebek katilini sanki bir barış elçisiymiş gibi onun sözlerini Türkiye gündemine taşıyorlar. Biraz da gerçekleri anlatalım insanlarımıza; PKK terör örgütü, bir dönem ABD emrindeyken, daha sonra Avrupa Birliği emrine girmiştir. Ancak siyasi ortam birden değişince PKK’nın durumu da sıkıntıya düşmüştür. Şöyle ki, Avrupa Birliği, Çin’le ticari ilişkilerini geliştirmeye çalışınca, ABD bu durumdan rahatsız olmuş ve Avrupa Birliği ile Çin’in arasını açmak için, Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş çıkmasını istemiştir. Rusya ile Ukrayna arasında savaş çıkmasıyla, Avrupa ile Çin arasındaki irtibat kesilmiş ve Avrupa Birliği ülkeleri Ukrayna safında yer almışlardır. Ancak bu saf tutma işi onlara pahalıya mal olmuştur. Çünkü Avrupa Birliği ülkeleri arasında Fransa dışında ordusu olan başka bir ülke yoktur. ABD, kurduğu bir oyunla; hem Rusya’yı zayıflatmış, hem Avrupa Birliği ülkeleriyle Çin arasını açmış hem de Avrupa birliği ülkelerine haddini bildirmiştir. Bu haddini bildirme işi, Avrupa Birliğinin ABD olmadan hiçbir işe girişemeyecekleri üzerinedir. ABD Avrupa Birliği ülkelerine “Güçlü ordu sadece ben de var ve siz bensiz hiçbir savaşa girişemezsiniz” tehdidi üzerinedir. Yani ordusu olmayan Avrupa Birliği ülkeleri sadece paralarıyla bir güç oluşturamayacakları hatırlatılmaktadır. Peki, PKK bu işin neresindedir? PKK, Avrupa birliği ülkelerinin emrinde olup, tek amacı onlara hizmet etmek ve Türkiye’yi zayıflatmaktır. AB ülkeleri ise Türkiye’yi ne Avrupa Birliğine almakta ne de Türkiye’nin Avrupa Birliğinde uzaklaşmasını istemektedirler. Suriye’deki PKK varlığı zaten ABD’yi rahatsız etmektedir. ABD, Suriye’de PYD’yi desteklemektedir. Yani PYD ABD’nin emrindeyken, PKK Avrupalıların emrindedir. ABD, Avrupa Birliği ülkelerinin emrindeki PKK’yı Suriye’den def edip, PYD’ye Suriye’nin kuzeyinde sözde bir Kürt devleti kurduracaktır. Bu devletin toprakları içerisinde maalesef bizim Güney Doğu Anadolu Bölgesi de vardır. Sayın Mevlüt Karakaya’ya sorularımız burada başlıyor. Amerika’nın bile Suriye’de istemediği PKK’yı ve onun sözde lideriyle, Türkiye Cumhuriyeti niye bir anlaşma yoluna gitsin? Can çekişen PKK’yı bir muhatap kabul edip, onların da yeni oyunda bir aktör olmasına izin verilsin? Suriye’de bizler için tek tehdit YPG’dir ve onlar da ABD’nin emri altındadır. Türkiye’nin dikkat etmesi gereken, ABD’nin Trump döneminde Ortadoğu’daki planlarının ne olduğu ve bu planlarda paralı asker görevi görecek YPG’nin tutumudur. Ayrıca PKK’nın 1984 Eruh baskınından bu yana ülkemize gerek insani kaybı gerekse ekonomik kayıpları bir arada düşünüldüğünde, bu insanlara böyle itibar gösterilmesini çok da doğru bulmuyorum. PKK ve destekçileri yıllarca, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerini arkasına alarak Türkiye’ye ihanet etmiştir. Bu hainlerin yaptıkları bu kadar kısa sürede unutulacak mıdır? Eğer öyleyse, şehitlerimizin boşuna mı şehit olmuştur?
Bu yazıyı bu kadar sert yazmak istemezdim ama insanların akıllarını hafife almaya kalkışan kim varsa gerçekler hatırlatılmalıdır. Efendiler! Bu ülke öyle sizin dediğiniz gibi kolay kurulmadı. Binlerce insan şehit oldu. Ölen insanların tek istediği vardı, o da özgür bir Türkiye özlemiydi. Bugün, bizi yıllarca arkamızdan vurmuş ve ABD ile AB’nin paralı askerliğini yapmış PKK ve onların aparatlarını sanki demokrasi ve barışı getiren temsilciler gibi göstermek, akla ve vicdana sığmaz. Bir Türk Milliyetçisi olarak bu ülkeyi seviyor ve ona sahip çıkmak istiyorum. Hem bir de yeni bir anayasadan bahsediliyor. Ben de art niyetli düşünüyor ve aklıma şöyle sorular geliyor; “Acaba yeni Anayasa’da federasyon ve özerk bölge sistemi gelecek mi? Bu soru aklıma nereden mi geldi? Bebek katili, Kürt meselesinde çözüm yeri olarak TBMM’ini gösteriyor. Peki, DEM’lileri ve PKK’nın talebi nedir? Federatif yapı veya özerk bölge! Öyleyse yeni anayasa diye tutturulmasının başka bir amacı ne olabilir?