SON DAKİKA
Hava Durumu

PROF. DR. MEVLÜT KARAKAYA’NIN CEVAPLARI

Yazının Giriş Tarihi: 31.12.2024 23:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.12.2024 23:51

Bir önceki yazımda Sayın Prof. Dr. Mevlüt Karakaya’yı eleştirmiştim. Kendisinin medyadaki beyanları ve o anlara denk gelen bazı gelişmeleri (DEM’lilerin İmralıyla görüşmeleri) bir arada değerlendirmiş ve hatta kendisine sitem etmiştim. Yazım pazartesi günü çıktı ve Sayın Karakaya pazartesi günü öğle saatlerinde beni aradı. Cep telefonum da bilmediğim bir numarayı gördüğümde biraz şaşırdım ve telefonumu açtığımda Sayın Karakaya kendisini nazikçe bana tanıttı. Şöyle dedi Sayın Karakaya; “Serhat Hocam merhaba, ben Mevlüt Karakaya, bir gazetede şahsıma bazı sorular sormuşsunuz. Ben de size direk olarak cevap vermek istiyorum. Aslında üslup olarak köşe yazarlarıyla polemiğe girmiyorum ama sizin akademisyen kimliğinizden dolayı beni anlayacağınızı düşünüyorum.” dedi. Sayın Karakaya benim yazımda PKK’yı terör örgütü olarak nitelememe rağmen YPG’yi sanki bu kapsam içerisinde göstermediğimi söyledi. Aslında ben kapsam olarak YPG’nin de bir terör örgütü kapsamında değerlendirilebileceğini düşündüğümden bu noktaya değinmemiştim. Ancak Sayın Karakaya’nın hatırlatmasıyla önemli bir noktayı atladığımı fark ettim. Yazımda PKK’nın Avrupa Birliği ülkelerinin emrinde olduğunu, YPG’nin ise Amerika’nın desteklediğini belirtmiştim. Bu eksiklik sebebiyle kendisinden özür dilerim. Gerçi PKK ve YPG’nin de terör örgütü olduğunu herkes biliyor ancak buradaki hassas nokta; YPG’nin bir terör örgütü olmadığını ve sözüm ona, onların Kürt direnişçiler olduğunu uluslararası platforma yutturmaya çalışan ABD’nin stratejik planıdır. Yani ABD, PKK’yı bir terör örgütü olarak nitelendirirken, YPG’yi meşru direnişçiler olarak göstermektedir. YPG, kurulması düşünülen sözde Kürt devletine bir rehber olacağı yalanı bütün uluslararası platformlarda konuşulmaktadır. Aslında benim daha önce yazdığım bir köşe yazımda her zaman olduğu gibi şu önemli noktayı belirtmişimdir. Suriye’nin kuzeyinde kurulması düşünülen bir Kürt devleti, kısa bir süre Kürtlere hizmet veriyor gibi gösterilse de, daha sonra bu topraklar İsrail’e devredilecektir. Yani İsrail’in Arz-ı Mevud planı kapsamında Suriye, İran, Irak ve Türkiye topraklarında büyük bir İsrail Devleti oluşturulacaktır. Sayın Karakaya; “Hocam İsrail askerleri Şam’a kadar geldiler, onların tek amacı Suriye topraklarını İsrail’e katmaktır.” şeklinde bir değerlendirme yaptı. Ben de bu yoruma sonuna kadar katılıyorum. Bu noktada Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunarak doğru bir politika gütmektedir. İsrail ve yandaşı ABD, özellikle kuzey bölgelere Kürtleri yönlendirerek, orada bir Kürt Devleti kurmak istemektedir. Ancak bu plan sonuç olarak İsrail’e yarayacaktır. Sonuçta bu topraklar daha sonra İsrail’e katılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, PKK’nın ve YPG’nin bir terör örgütü olduğunu ve bu terör örgütlerinin Kürt Kökenli vatandaşların hakkını savunmaktan ziyade, İsrail ve ABD’ye hizmet ettiklerini deklare etmektedir. Biz de bu iddiayı sonuna kadar destekliyoruz. Ülkemizdeki Kürt kökenli vatandaşlar özellikle son dönemlerde gördüler ki bugün Suriye’nin başına gelenler, bizler uyanık olmazsak yarın bizlerin başına da gelecektir. Yani bir karış toprak elde edeceğim derken, bu coğrafyada yaşamak için bir karış toprak bile bizlere bırakılmayacaktır.

Sayın Karakaya televizyon konuşmasında, kendisinin Suriye’de yaşanan olayları değerlendirdiğini ama özellikle İmralı hakkında herhangi bir değerlendirme yapmadığını söyledi. Son dönemlerde “Barış Süreci” olarak adlandırılan gelişmelerin, yeni bir açılım olamayacağını da ilave etti. Kırk dakikalık konuşmamızda bazı önemli şeylerden de bahsetti ama bu sözleri sizlerle paylaşamam. Şüphesiz ki, Sayın Akkaya gibi siyasi kanadın öngörüleriyle akademisyenlerin öngörüleri arasında bazı farklıklar olacaktır. Ancak çevremizde bu kadar şehidin olduğu kırsal yerlerde böyle üzücü olaylardan etkilenmemek mümkün değildir. Bizim ülkemiz, tam kırk yıldır başındaki terör belasıyla mücadele etmektedir. Diyarbakır’da askerliğini yapmış ve bazı yürek yakan olaylara şahit olmuş bir kişi olarak, ister istemez İmralı’yla ilgili her habere tepki gösteriyoruz. Ben şahsım olarak terörü lanetliyor ve özellikle terörist başından medet umarak barış süreci adı altında helalleşmeye çalışanları kınıyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.