SON DAKİKA
Hava Durumu

İslamı doğru yorumlamak

Yazının Giriş Tarihi: 08.10.2018 22:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.10.2018 22:03
Bugün dünyada şiddet ve huzursuzluk varsa ve bu durum İslam ülkelerinin olduğu yerlerde yoğunlaşıyorsa, bu coğrafyada yaşayan insanların bunu iyi bir şekilde değerlendirmesi ve çözümlemesi gereklidir. İslam dinini benimseyenlerin hala Hak kitap olan “Kur’an-ı Kerimi” kendi dillerinde okuyup, yüce Allah’ın mesajlarını iyi bir şekilde öğrenmeli ve özümsemesi gereklidir. Bugünün koşullarına baktığımızda genel tablonun söylediğimiz şekilde gelişmediğini rahatlıkla görebiliriz. Hz. Ömer’in muhteşem sözünde dediği gibi “İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanırlar” noktasına gelmiş durumdayız. Bu noktaya nasıl gelindiğini analiz etmeye çalışalım. Öncelikle “Aklın ve Bilimin, İnanç ile birleştirilmesini” sağlayamadık. Çünkü insan dünyayı ve yaşamı, bilgisi ile kavrar. Düşünebiliyor musunuz, 700’lü yıllarda Hristiyanlar, Müslümanlardan yıkanmayı ve temizliği öğrenmişlerdir. O dönemde Hıristiyan azizleri ve din adamları pislik içinde yaşıyorlardı. Aziz Silvania 60 yaşına kadar yıkanmaması ile meşhurdu. Oysa Müslümanlar günde 5 vakit abdest alarak temiz bir şekilde hayatlarını yaşıyorlardı. Hıristiyan Kilisesi 300-1300’lü yıllar arasında Yunan Filozof Aristotoles’in yapıtlarını yasaklamıştır. İslam coğrafyasında Biruni su terazisini bulurken, 8.yy’da Müslümanlar yapay buz elde etmişlerdir. Halife Harun Er-Reşit, Alman İmparatoru Karl’a suyla çalışan saat hediye etmiştir. Müslüman Simyacı Diyasar, nitrik asit ve altın suyunu bulmuştur. Matematiğin alt dalı olan Cebir’in kurucusu El-Horezmi Özbekistan Türküdür. Muhammed İbn Musa 820 yılında trigonometri ve 2.dereceden denklemler üzerine bir kitap yazmıştır. 830-1100 yılları arasında Bağdat’ta gökyüzünü inceleyen bir gözlem evi mevcuttu. Avrupalı Hristiyan ve Yahudiler, Müslümanlardan giysi, şeker, pusula, çelik barut, top, matbaa, kâğıt, halı ve zırhın yapımını öğrenmişlerdir. Üreten ve bilimi, İslam inancıyla birleştiren bir toplum ve anlayış mevcuttu. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda, fabrika bacaları ile camii minarelerini bir araya getirerek, maddi ve mana dengesini hassasiyetle kurmaya çalışma üzerine çalışmalar başlamış ancak devamı getirilememiştir. Bugün bu sıkıntı katlanarak devam etmektedir. 14.yy’da yaşayan tarih bilimci ve sosyolog İbn Haldun “Yüce Allah, insan soyunun yeryüzündeki bekasını, ona fikir ve el vererek sağlamıştır” ve “İnsan hayvanlar âleminden fikir gücü ile melekler âleminden de irade gücü ile ayrılmış ve onlara karşı üstünlük kazanmıştır. İnsanın düşünme kabiliyeti ve ele sahip olması, bütün zanaatlerin, ilimlerin, sanatların ortaya çıkmasının temelini oluşturur” sözleri bu anlamda önemlidir. Pakistanlı filozof ve şair Muhammed İkbal ise “Kur’an-ı Kerim’de insanın çalışması, üretmesi, kendisine özellikle başkalarına faydalı olması karşılığında; Cennet ve Allah’ın rızasının vaadedildiği amel-i salih” kavramıyla ifade edilmektedir. Peygamber Efendimiz (sav) de “Çalışan ele cehennem ateşi değmez” hadisiyle çalışmanın ve üretmenin önemini anlatmıştır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) kendisi de ticaret ile uğraşarak rızkını kazanmıştır. Aslında yüce İslam dini, yoksulu himaye etmeyi emrederken; çalışma, paylaşma ve dayanışmayı teşvik ederek yoksullukla mücadele edilmesini bildirmiştir. Prof. Dr. Hasan Elik şunu vurgulamaktadır: ”Tükettiklerini veya onun karşılığını üretmeyen toplumlar, ne dindarlık iddiasında bulunabilir, ne de çağdaşlıktan söz edebilir”. Sayın Elik’in şu ifadesi de çok önemlidir: “Yüce Yaratıcı; rızkı insanların inancına göre değil, çalışmalarına göre takdir eder. Bu bakımdan yüce Allah’tan bir şey isteyenler, istediklerini elde edebilmek için çalışmalıdır. Yüce Allah’ın istediklerini yapmayanlar, çalışmayanlar ya da üretmeyenler O’nun vaat ettiği neticelere ulaşamazlar. Isra Suresi 13’de yüce Allah: “Biz insanların kaderlerini, kendi çabalarına bağlı kıldık” ayetiyle ne güzel bildirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında miskinler yuvasına dönen çoğu dini kurum, bugünde çalışmama ve üretmeme konusundaki çizgilerini devam ettirmekte ve İslam dinini yanlış yorumlamaya devam etmektedirler.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.