SON DAKİKA
Hava Durumu

İslam’da Mezhepler-12

Yazının Giriş Tarihi: 30.08.2024 00:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.08.2024 00:26

İmam Ahmed B. Hanbel ve Mezhebi: Hicri III. Asrın 18. yılında insanlar, hadîs dersinden, hadîsleri toplayıp Müslümanlara naklederek sünnet fıkhım açıklamadan baĢka bir işi olmayan yaşlı bir zat görüyorlardı. Fakat O, hakaret ve horluğa maruz kalıyor; Bağdat'tan, elleri kelepçeli olarak ders meclisinden uzaklaştırılıyor; sırtında simsiyah izler bırakan kırbaçların altında, Halife Me'mun'un halifelik için ayaklandığı ve ömrünün sonunda ölmüş olduğu Tarsus şehrine götürülüyordu. Bu zat, hapsediliyor ve hapishanede ona durmadan dayak atılıyordu. Fakat dayak atan ve attıranlar, ona söyletmek istediklerini ve onun, söylenmesine dince müsaade edilmediğine inandığı şeyi söyletmekten âciz kalmışlardı. Hem onlar, hem de o zat bu hal üzere, 18 ay devam etmişlerdi. Bu süre içerisindeki işkence ve baskılarına rağmen O, bunların arzularını yerine getirmemiştir. Sonunda onlar ümitsizliğe düşmüş, O ise boyun eğmemiştir. Nihayet onu yaralar içerisinde serbest bırakmışlardır. O, bu yaralardan şifa bulup ıstırapları dinince dersine tekrar dönmüştür. Fakat onlar, bundan sonra, bu zatı yine hapsederek, Allah'ın yardımı erişinceye kadar dersinden alıkoymuşlardır. İşte bu zat, Dâru's-Selâm (Bağdad)'ın İmamı, çağındaki fakîh ve muhaddislerin üstadı İmam Ahmed b. Hanbel'dir.

Ahmed b. Hanbel, Sünnet adamı idi. Yani Sünneti tam olarak hıfzetmişti. Onun fıkhı Sünnete dayanmaktadır. Fakat kendisinden, mücadelelere dalmaksızın, akaid meseleleri üzerinde bir kısım görüşler ileri sürdüğü rivayet edilmiştir. Yâni Ahmed b. Hanbel'in iman, kader, insanın fiilleri, büyük günah işleyen kimselerin durumu ve Kur'an'ın yaratılmış olup olmaması hakkında kendine has görüşleri vardır. Kur'an hakkındaki görüşünü, mihnetinden bahsederken anlattık. Burada, diğer konular hakkındaki görüşlerini kısaca belirtmek istiyoruz. Ahmed b. Hanbel'in çağındaki ve kendisinden önceki âlimler, imanın hakikati üzerinde münakaşa etmişlerdir. Bunlardan bazısı: iman bir marifettir, demiş; bazısı: iman tasdik ve izandır, ne artar ne de eksilir, demiş; kimisi de: iman artar ve eksilir, demiştir. El-bette Ahmed b. Hanbel de, münakaşaya girmeksizin kendi ölçüsüne göre ve Sünnetin ışığı altında görüşünü açıklamak mecburiyetinde idi. Ahmed b. Hanbel'e göre iman: Kesin olarak- inanmaktan, izan ve amelden ibarettir. Bu konuda onun şöyle söylediği rivayet edilmiştir: «İman, hem söz hem de ameldir; artar ve eksilir. Yâni iman, iyi amellerle artar, kötü amellerle eksilir. İnsan, imandan çıkar fakat İslam’dan çıkmaz. Tevbe edince yeniden imana döner. İnsanı ancak Allah'a şirk koşmak veya farzlardan birini inkâr ederek yapmamak imandan dışarı çıkarır. İnsan herhangi bir farzı tembellik veya gevşeklik sebebiyle terkelerse, onun durumu Allah'ın iradesine kalmıştır. Allah dilerse ona azap eder, dilerse onu affeder.»

Bu sözlerden anlaşılıyor ki Ahmed b. Hanbel şu üç hakikati birbirinden ayırıyordu: 1 — İman: Kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve Uzuvlarla ameldir. 2 — İslâm: Tasdik ve ikrardan ibarettir. Kişi, Allah'a şirk koşmaksızın veya Kur'an ile Sünnetin bildirdiği herhangi bir emri inkâr etmeksizin amelden geri kalırsa, İslâm'dan çıkmış olmaz. 3—Küfr: Bu da, Allah'a şirk koşmak veya dinin emir ve nehiylerinden birini inkâr etmektir.

Ahmed b. Hanbel, bu görüşlerinde sadece nass'lara dayanır ve aklî münakaşalara girişmezdi. Hanbeliler, ictihad kapısının kapanmadığını söylerler. Bazı mezheplerin mutaassıb çevreleri, ictihad kapısının kapalı olduğunu ileri sürerken, Hanbelîler, müctehid olmaya ehil olan veya kendisinde ictihad şartlan bulunan herkes için bir kapıyı açık tutmuşlardır. Bunu kitabımızın baş tarafında da söyledik. Hattâ Hanbelîler, daha da ileri gitmişler ve her asırda bir müstakil (mutlak) müctehidin bulunmasını farz-ı kifâye saymışlardır çünkü insanların karşılaştığı yeni olaylar da bunu zarurî kılmaktadır. Tâ ki sapıtmasınlar, bu müctehid yeni olaylar hakkında onlara fetva versin, Kitab ve Sünnete başvuracak yerde dînin bizzat esası imiş gibi mezheplere bağlanıp kalmasınlar ve mezhepleri Kitab ve Sünnetin üstüne çıkarmasınlar. Bu ve baĢka amiller sebebiyle Hanbeli mezhebi oldukça gelişmiştir. Bu mezhebin gelişmesi şu üç esasa dayanır: 1 — Mezhebin usulü (dayandığı deliller), 2 — Fetvalar, 3 — Tahric.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.