Yıl 1991, üniversitede birinci sınıf öğrencisiyim. X adında bir arkadaşım vardı (Arkadaşın ismini vermeyelim). Çok sakin bir çocuktu. Ancak duruşu ve konuşmaları çok gizemliydi. O yıllarda öğrenci olmamız ve Bursa gibi pahalı bir şehirde bulunmamız sebebiyle, her türlü imkânı değerlendirmeye çalışıyordum. Bir gün karnım çok açtı ve nerede bir şeyler yiyebilirim diye düşünürken yanıma X geldi. Bana Altıparmak semtinde Türk-İtalyan Dostluk Derneğinin olduğunu ve orada yemek yiyebileceğimizi söyledi. Ben de kendisine bedava peynirin fare kapanında olduğunu, bu durumun bana bir sıkıntı yaratıp yaratmayacağını sordum. O da yaratmayacağını söyledi. Beraber oraya gittik ve orada bir şeyler yedik. Bizi karşılayanların bir kısmı Türk, bir kısmı ise İtalya’ndı. İtalyanlar neredeyse mükemmele yakın düzeyde Türkçe konuşuyorlardı. Ama yine de Türk olmadıkları anlaşılıyordu. Yemeği yiyip çaylarımızı yudumlarken yanımıza görevinin papaz olduğunu düşündüğüm birisi geldi. Yanında Markos İncili vardı. Rahip bizlere Hristiyanlığı övüyor ve bizi Hristiyanlığa davet ediyordu. Canım çok sıkılmıştı. Arkadaşıma uyarak onunla böyle bir mekâna gelmekten utanç duydum. Adamı kibarca reddettikten sonra oradan ayrıldık. Arkadaşım son derece rahat bir şekilde papazın verdiği İncili inceliyordu. Kendisine bunu neden yaptığını sorduğumda, kendisinin Müslüman olmadığını söyledi. Şaşkınlıktan ağzım bir karış açık kaldı. Peki, bütün bunları size niye anlatıyorum? O dönemde kendisini arkadaşım olarak gördüğüm kişi aslında bugünün Türkiyesinde Zelenski olmaya aday bir kişidir. Küresel Efendiler her ülkede ileride kendisine uşaklık edecek genç Zelenskileri tespit eder, onlara kendi ülkesinde (Özellikle Amerika’da) burslar vererek okutur ve görev zamanı geldiğinde onları kendi ülkesine göndererek kendi emellerini hayata geçirir. Volodimir Zelenski bir Alman Yahudisidir. Almanya’da yetiştirilip ülkesine Avrupa Birliği çıkarlarını gözetmesi için gönderilmiştir. Tıpkı Hamit Karzai gibi. Hamit Karzai ABD’de çorbacılık yaparak geçinirken, ABD’nin menfaatlerini korumak için ülkesi Afganistan’a gönderilmiştir. Peki,ülkemize baktığımızda özellikle ABD’deki Fulbright ve Rockefeller burslarıyla okumuş kaç tane siyasi figür var biliyor musunuz? Kaç tane gazeteci ve sanatçı var? Bir araştırma yaptığım zaman ben de inanamadım. Tarihçiler, akademisyenler, sanatçılar, fikir adamları…
Bugün kendilerine saygı gösterdiğimiz ve kendilerini aydın ve sanatçı olarak gördüğümüz bir yığın insanın ABD’de özel burslar ile okutulup tekrar ülkemize geri gönderildiği ve zamanı geldiğinde efendisine bağlılığını göstermek için ABD çıkarlarını gözünü kırpmadan yaptıklarınıibretle tanıklık ediyoruz. Yıllarca bu ülkede karışıklık yapıp sonra yine özellikle darbeler ile bu ülkeyi düzelttiklerine bize inandıran zihniyet, tarihimizin her döneminde üzerimizde hâkimdi. Atilla İlhan’ın bir sözü vardır: “Öteden beri yazar söylerim. İş sağcılık, solculuk işi olmaktan öte bir iştir. İş Türkiye’nin kaderi, bağımsızlığı, geleceğiyle ilgilidir”. ABD ve AB tarafından ülkemizden devşirilen bir sürü siyasetçi bugün meselenin bir siyasi mücadele olmadığını bizlere ispatladılar. Şimdiye kadar, sanki birbirlerine karşıymış gibi görünen bir sürü siyasi parti, efendilerinin düdüğü çalmasıyla hepsi bir hizaya geldiler. Hatırlayın, Türk Milliyetçisi olarak geçinenler ile PKK’lılar, Ayasofya ve türban düşmanları ile karşı taraftakiler, Menderesi asanlar ile Menderesi savunanlar, Suriyeliler gitsin diyenler ile Suriyelilere kapı açanların hepsi aynı safta bulunuyorlar. Bu siyasi oluşumu destekleyenler de verilen sözlerin zaten yerine getirilmeyeceği yalanlarıyla kendilerini avutuyorlar. Başlarını kuma sokmuşlar ve gerçekleri görmeyi ısrarla red ediyorlar. 2019 yılında İBB’yi küresel efendilerin uygun gördüğü bir kişiye devrederek kendisine verilen yeni görevlere bayrak açanlar, yakın gelecekte ülkemizi yine birilerine devretmeye hazırlanıyorlar.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
SERHAT AYAS
HER ÜLKEDE BİR ZELENSKİ YARATMAK
Yıl 1991, üniversitede birinci sınıf öğrencisiyim. X adında bir arkadaşım vardı (Arkadaşın ismini vermeyelim). Çok sakin bir çocuktu. Ancak duruşu ve konuşmaları çok gizemliydi. O yıllarda öğrenci olmamız ve Bursa gibi pahalı bir şehirde bulunmamız sebebiyle, her türlü imkânı değerlendirmeye çalışıyordum. Bir gün karnım çok açtı ve nerede bir şeyler yiyebilirim diye düşünürken yanıma X geldi. Bana Altıparmak semtinde Türk-İtalyan Dostluk Derneğinin olduğunu ve orada yemek yiyebileceğimizi söyledi. Ben de kendisine bedava peynirin fare kapanında olduğunu, bu durumun bana bir sıkıntı yaratıp yaratmayacağını sordum. O da yaratmayacağını söyledi. Beraber oraya gittik ve orada bir şeyler yedik. Bizi karşılayanların bir kısmı Türk, bir kısmı ise İtalya’ndı. İtalyanlar neredeyse mükemmele yakın düzeyde Türkçe konuşuyorlardı. Ama yine de Türk olmadıkları anlaşılıyordu. Yemeği yiyip çaylarımızı yudumlarken yanımıza görevinin papaz olduğunu düşündüğüm birisi geldi. Yanında Markos İncili vardı. Rahip bizlere Hristiyanlığı övüyor ve bizi Hristiyanlığa davet ediyordu. Canım çok sıkılmıştı. Arkadaşıma uyarak onunla böyle bir mekâna gelmekten utanç duydum. Adamı kibarca reddettikten sonra oradan ayrıldık. Arkadaşım son derece rahat bir şekilde papazın verdiği İncili inceliyordu. Kendisine bunu neden yaptığını sorduğumda, kendisinin Müslüman olmadığını söyledi. Şaşkınlıktan ağzım bir karış açık kaldı. Peki, bütün bunları size niye anlatıyorum? O dönemde kendisini arkadaşım olarak gördüğüm kişi aslında bugünün Türkiyesinde Zelenski olmaya aday bir kişidir. Küresel Efendiler her ülkede ileride kendisine uşaklık edecek genç Zelenskileri tespit eder, onlara kendi ülkesinde (Özellikle Amerika’da) burslar vererek okutur ve görev zamanı geldiğinde onları kendi ülkesine göndererek kendi emellerini hayata geçirir. Volodimir Zelenski bir Alman Yahudisidir. Almanya’da yetiştirilip ülkesine Avrupa Birliği çıkarlarını gözetmesi için gönderilmiştir. Tıpkı Hamit Karzai gibi. Hamit Karzai ABD’de çorbacılık yaparak geçinirken, ABD’nin menfaatlerini korumak için ülkesi Afganistan’a gönderilmiştir. Peki,ülkemize baktığımızda özellikle ABD’deki Fulbright ve Rockefeller burslarıyla okumuş kaç tane siyasi figür var biliyor musunuz? Kaç tane gazeteci ve sanatçı var? Bir araştırma yaptığım zaman ben de inanamadım. Tarihçiler, akademisyenler, sanatçılar, fikir adamları…
Bugün kendilerine saygı gösterdiğimiz ve kendilerini aydın ve sanatçı olarak gördüğümüz bir yığın insanın ABD’de özel burslar ile okutulup tekrar ülkemize geri gönderildiği ve zamanı geldiğinde efendisine bağlılığını göstermek için ABD çıkarlarını gözünü kırpmadan yaptıklarınıibretle tanıklık ediyoruz. Yıllarca bu ülkede karışıklık yapıp sonra yine özellikle darbeler ile bu ülkeyi düzelttiklerine bize inandıran zihniyet, tarihimizin her döneminde üzerimizde hâkimdi. Atilla İlhan’ın bir sözü vardır: “Öteden beri yazar söylerim. İş sağcılık, solculuk işi olmaktan öte bir iştir. İş Türkiye’nin kaderi, bağımsızlığı, geleceğiyle ilgilidir”. ABD ve AB tarafından ülkemizden devşirilen bir sürü siyasetçi bugün meselenin bir siyasi mücadele olmadığını bizlere ispatladılar. Şimdiye kadar, sanki birbirlerine karşıymış gibi görünen bir sürü siyasi parti, efendilerinin düdüğü çalmasıyla hepsi bir hizaya geldiler. Hatırlayın, Türk Milliyetçisi olarak geçinenler ile PKK’lılar, Ayasofya ve türban düşmanları ile karşı taraftakiler, Menderesi asanlar ile Menderesi savunanlar, Suriyeliler gitsin diyenler ile Suriyelilere kapı açanların hepsi aynı safta bulunuyorlar. Bu siyasi oluşumu destekleyenler de verilen sözlerin zaten yerine getirilmeyeceği yalanlarıyla kendilerini avutuyorlar. Başlarını kuma sokmuşlar ve gerçekleri görmeyi ısrarla red ediyorlar. 2019 yılında İBB’yi küresel efendilerin uygun gördüğü bir kişiye devrederek kendisine verilen yeni görevlere bayrak açanlar, yakın gelecekte ülkemizi yine birilerine devretmeye hazırlanıyorlar.