Önceki yazımızda Eğitimin genel olarak, okuldan ve hayattan alınan bilgilerin, insan davranışında meydana getirdiği değişiklikler olarak tanımlamıştık. Eğitim ile ilgili yazacağım köşe yazılarında, farklı düşünce insanlarının Eğitim’le ilgili sözlerini de sizlerle paylaşacağım. Eğitimin başarılı olabilmesi için özgür bir ortamın olması şarttır. Bilim insanların zorunlu olarak yönlendirildiği yerlerde bilim beklemek beyhudedir. Audemars; “En çok hürriyet nerede ise en çok Eğitim oradadır” demiştir. Yani yeni fikirlerin gelişebilmesi için, özgür ortamlara ihtiyaç vardır. Ben gazetenin köşe yazarı olarak bazı şeyleri köşemden sizlerle paylaşıyorum. Bazı düşüncelerim, bazı kişiler tarafından rahatsızlıkla karşılanıyor. Söylediklerim ve eleştirilerim birilerini rahatsız ediyorsa, bu kiler de çıkıp; “Hayır siz yanlış yazıyorsunuz. Ben şöyle, böyle icraatlar yaptım diyerek” karşılık verebilir. Ama görünen o ki, birileri kendi yetersizliğini yüzüne vuran kişilerden rahatsız olup, parayla satın aldığı kişileri üzerime salma cüretinde bulunabiliyor. Devam edelim, dini düşüncelerle dünyevi düşünceleri birbirlerine karıştıranlarda oluyor. İnanç noktasında kul, Allah’a teslim olmak zorundadır ama Eğitim için bunu söyleyemeyiz. Yani dünyevi bilgileri insanlar neden-sonuç ilişkisine göre açıklama yapmak ve öğrenmek zorundadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk; “Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuna bağlıdır.” demiştir. Yani Eğitim olmazsa, hiçbir toplumun geleceği de olamaz. Yine Gazi’inin şu sözü beni her zaman duygulandırmıştır; “Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım”. Ülkemizin kurucusu, Eğitimin önemini bundan daha iyi bizlere anlatamazdı.
Cicero; “Yeterli derecede eğitime sahip olmalısın ki çevrendeki insanları gereğinden büyük görmeyesin; fakat bilgeliği sağlayacak kadar da eğitimin olmalı ki onları küçük görmeyesin” demiştir. Eğitimli insanlar, hayatı ve insanları olduğu gibi kabul edenlerdir. Diğer insanları, sahip olduğu bilgilerle kabul edip, onları küçük görmezler. Meşhur Nelson Mandela; “Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir” demiştir. Bilginin güç olduğunu fark eden Mandela, kendi ülkesini kalkındırabilmek için, Eğitime önem vermiştir. Bunu Platon’un Eğitimle ilgili bir sözü desteklemektedir. Platon; “Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar”. Bir ülkedeki demokrasinin kalitesini, Eğitimli insanların kalitesi belirlemektedir. “İnsanlar birey halinde eğitilmelidir; çünkü ancak bireylerin tek başlarına yükselmesiyle, toplumların yeterli bir şekilde yükselmesi mümkün olabilir” demiştir Samuel Smiles. Toplumsal Eğitimin öneminin, bireysel Eğitimin daha önünde olduğunu vurgulamıştır. Sokrates’in Eğitimle ilgili düşünceleri ise; “Kime eğitimli diyeceğim? Ben, öncelikle koşullar tarafından yönetilmek yerine onlara egemen olan, her fırsatı yiğitçe karşılayan ve zekice hareket eden, tüm iş ve ilişkilerinde onurlu olan, huysuz kişilere ve olumsuzluklara iyi yaklaşan, ayrıca zevklerini kontrol altında tutan ve talihsizliklere boyun eğmeyen, başarıyla şımarmayan insanlara eğitimli derim.” Şeklindedir. Theodore Roosevelt’in Eğitimle ilgili şu sözü ise gerçekten çok anlamlıdır; “Bir insanı ahlaken eğitmeden sadece zihnen eğitmek topluma bir bela kazandırmaktır”. Eğitimle ilgili bir başka anlamlı sözü Wolfgang Van Goethe söylemiştir. Goethe; “Eğitim, çocuğu önce dünyada, sonra da özel çevrelerde varlığını sürdüreceği şartlara hazırlamak demektir” sözüyle bir çığır açmıştır.
Daha önceki yazımda belirttiğim gibi ben yüksekokulda “Kalite Yönetim Sistemleri” dersini veriyorum. Kalite’yi en kısa tanımı olarak: “Mükemmelliğe ulaşma çabası” olarak anlatıyorum. Peki, bir insan mükemmelliğe ulaşabilir mi? Cevabımız tabi ki Hayır ama bir insan mükemmelliğe ulaşma çabasıyla daha kâmil ve olgun bir kişiliğe dönüşebilir. Kâmillik mertebesine gelen bir insan, şaşırmamaya, hayatı ve insanları olduğu gibi kabul etmeye, hayatı olması gereken düzey dışında çok fazla önemsememeye başlar. Gençlik yıllarında bazı şeyler bizler için çok önemliyken, insanlar yaşlandıkça ve tecrübelendikçe, gençliğinde önemli olan şeyleri dikkate almamaya başlar.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
SERHAT AYAS
EĞİTİM-3
Önceki yazımızda Eğitimin genel olarak, okuldan ve hayattan alınan bilgilerin, insan davranışında meydana getirdiği değişiklikler olarak tanımlamıştık. Eğitim ile ilgili yazacağım köşe yazılarında, farklı düşünce insanlarının Eğitim’le ilgili sözlerini de sizlerle paylaşacağım. Eğitimin başarılı olabilmesi için özgür bir ortamın olması şarttır. Bilim insanların zorunlu olarak yönlendirildiği yerlerde bilim beklemek beyhudedir. Audemars; “En çok hürriyet nerede ise en çok Eğitim oradadır” demiştir. Yani yeni fikirlerin gelişebilmesi için, özgür ortamlara ihtiyaç vardır. Ben gazetenin köşe yazarı olarak bazı şeyleri köşemden sizlerle paylaşıyorum. Bazı düşüncelerim, bazı kişiler tarafından rahatsızlıkla karşılanıyor. Söylediklerim ve eleştirilerim birilerini rahatsız ediyorsa, bu kiler de çıkıp; “Hayır siz yanlış yazıyorsunuz. Ben şöyle, böyle icraatlar yaptım diyerek” karşılık verebilir. Ama görünen o ki, birileri kendi yetersizliğini yüzüne vuran kişilerden rahatsız olup, parayla satın aldığı kişileri üzerime salma cüretinde bulunabiliyor. Devam edelim, dini düşüncelerle dünyevi düşünceleri birbirlerine karıştıranlarda oluyor. İnanç noktasında kul, Allah’a teslim olmak zorundadır ama Eğitim için bunu söyleyemeyiz. Yani dünyevi bilgileri insanlar neden-sonuç ilişkisine göre açıklama yapmak ve öğrenmek zorundadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk; “Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuna bağlıdır.” demiştir. Yani Eğitim olmazsa, hiçbir toplumun geleceği de olamaz. Yine Gazi’inin şu sözü beni her zaman duygulandırmıştır; “Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım”. Ülkemizin kurucusu, Eğitimin önemini bundan daha iyi bizlere anlatamazdı.
Cicero; “Yeterli derecede eğitime sahip olmalısın ki çevrendeki insanları gereğinden büyük görmeyesin; fakat bilgeliği sağlayacak kadar da eğitimin olmalı ki onları küçük görmeyesin” demiştir. Eğitimli insanlar, hayatı ve insanları olduğu gibi kabul edenlerdir. Diğer insanları, sahip olduğu bilgilerle kabul edip, onları küçük görmezler. Meşhur Nelson Mandela; “Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir” demiştir. Bilginin güç olduğunu fark eden Mandela, kendi ülkesini kalkındırabilmek için, Eğitime önem vermiştir. Bunu Platon’un Eğitimle ilgili bir sözü desteklemektedir. Platon; “Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar”. Bir ülkedeki demokrasinin kalitesini, Eğitimli insanların kalitesi belirlemektedir. “İnsanlar birey halinde eğitilmelidir; çünkü ancak bireylerin tek başlarına yükselmesiyle, toplumların yeterli bir şekilde yükselmesi mümkün olabilir” demiştir Samuel Smiles. Toplumsal Eğitimin öneminin, bireysel Eğitimin daha önünde olduğunu vurgulamıştır. Sokrates’in Eğitimle ilgili düşünceleri ise; “Kime eğitimli diyeceğim? Ben, öncelikle koşullar tarafından yönetilmek yerine onlara egemen olan, her fırsatı yiğitçe karşılayan ve zekice hareket eden, tüm iş ve ilişkilerinde onurlu olan, huysuz kişilere ve olumsuzluklara iyi yaklaşan, ayrıca zevklerini kontrol altında tutan ve talihsizliklere boyun eğmeyen, başarıyla şımarmayan insanlara eğitimli derim.” Şeklindedir. Theodore Roosevelt’in Eğitimle ilgili şu sözü ise gerçekten çok anlamlıdır; “Bir insanı ahlaken eğitmeden sadece zihnen eğitmek topluma bir bela kazandırmaktır”. Eğitimle ilgili bir başka anlamlı sözü Wolfgang Van Goethe söylemiştir. Goethe; “Eğitim, çocuğu önce dünyada, sonra da özel çevrelerde varlığını sürdüreceği şartlara hazırlamak demektir” sözüyle bir çığır açmıştır.
Daha önceki yazımda belirttiğim gibi ben yüksekokulda “Kalite Yönetim Sistemleri” dersini veriyorum. Kalite’yi en kısa tanımı olarak: “Mükemmelliğe ulaşma çabası” olarak anlatıyorum. Peki, bir insan mükemmelliğe ulaşabilir mi? Cevabımız tabi ki Hayır ama bir insan mükemmelliğe ulaşma çabasıyla daha kâmil ve olgun bir kişiliğe dönüşebilir. Kâmillik mertebesine gelen bir insan, şaşırmamaya, hayatı ve insanları olduğu gibi kabul etmeye, hayatı olması gereken düzey dışında çok fazla önemsememeye başlar. Gençlik yıllarında bazı şeyler bizler için çok önemliyken, insanlar yaşlandıkça ve tecrübelendikçe, gençliğinde önemli olan şeyleri dikkate almamaya başlar.