SON DAKİKA
Hava Durumu

EĞİTİM-2

Yazının Giriş Tarihi: 18.09.2024 12:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.09.2024 13:26

Önceki yazımızda Eğitimin genel olarak, okuldan ve hayattan alınan bilgilerin, insan davranışında meydana getirdiği değişiklikler olarak tanımlamıştık. Eğitim ile ilgili yazacağım köşe yazılarında, farklı düşünce insanlarının Eğitim’le ilgili sözlerini de sizlerle paylaşacağım. Mesela Robertson: “Öğretim sınıfta biter, fakat Eğitim ancak hayatla beraber biter” demiştir. Bu sözü destekleyen Japonların kullandığı bir terim vardır; “Kaizen”, Kaizen; Hayatta sürekli gelişim anlamına gelmektedir. Rahmetli Prof. Dr. İhsan Doğramacı, YÖK Başkanlığı ve üniversite rektörlüğü yaparken, sürekli kendini geliştirme konusunda çalışmalar yapmıştır. Hatta ölmesine yakın bir sürede, arkadaşları onu ziyaret ettiğinde başucunda Japonca bir sözlük görmüşlerdir. Kendisine Japonca sözlüğü gösterdiklerinde Sayın Doğramacı; “Japoncaya merak sardım. Onu öğrenmek istiyorum” demiştir. Bu anekdotla insanların öğrenmesinin mezara kadar devam etmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Kaliteli bir insan ölüm anına kadar kendisini geliştirmeli ve öğrenmeye devam etmelidir. Daha önceki yazımda belirttiğim gibi ben yüksekokulda “Kalite Yönetim Sistemleri” dersini veriyorum. Kalite’yi en kısa tanımı olarak: “Mükemmelliğe ulaşma çabası” olarak anlatıyorum. Peki, bir insan mükemmelliğe ulaşabilir mi? Cevabımız tabi ki Hayır ama bir insan mükemmelliğe ulaşma çabasıyla daha kâmil ve olgun bir kişiliğe dönüşebilir. Kâmillik mertebesine gelen bir insan, şaşırmamaya, hayatı ve insanları olduğu gibi kabul etmeye, hayatı olması gereken düzey dışında çok fazla önemsememeye başlar. Gençlik yıllarında bazı şeyler bizler için çok önemliyken, insanlar yaşlandıkça ve tecrübelendikçe, gençliğinde önemli olan şeyleri dikkate almamaya başlar.

Yine daha önceki yazımda belirttiğim gibi Yüce Allah herkese belli alanlarda yetenek nasip etmiştir. Bir insan kendisine verilen yeteneği de ortaya çıkarmalıdır. Aslında bu yeteneğin ortaya çıkmasında Eğitim çok önem taşır. François de La Rochefoucauld derki; “Allah herkese çeşitli kabiliyetler vermiştir, bunları kullanılır hale getiren Eğitimdir”. Çok ilginç bir şekilde insanlar kendilerine bahşedilen yeteneği ortaya çıkarma konusunda pasif davranmaktadır. Ben size hayatımla ilgili çok ilginç bir anekdot anlatacağım. Ortaokul birinci sınıftayken sınıfımızda çok çalışkan bir arkadaşımız vardı. Daha o zamandan Tıp Fakültesine kazanacağı belliydi. Nitekim Tıp Fakültesini kazanıp doktor da oldu. O dönemde matematik hocamız Mustafa Çalışkan bizlere ne olmak istediğimizi soruyordu. Bana geldiğinde “Mühendis olmak istiyorum” demiştim. Nitekim de mühendis oldum. Sıra çalışkan arkadaşımıza geldiğinde: “Ben aşçı olmak istiyorum” demişti. Bütün sınıf bu sözleri sebebiyle kendisine gülmüştü. Çalışkan arkadaşımız doktorluk mesleğini belli bir süre yaptıktan sonra, bir yemek firması kurmuş ve bugün İstanbul’da farklı bir konseptle yemek firmasını çalıştırmaktadır. Bu durumu öğrendiğimde kendisini çok takdir etmiştim. Çünkü o, hayattan ne istediğini bilen bilinçli bir insandı. Bazıları için doktorluk çok önemli olabilir ama önemli olan bir insanın iç mutluluğudur. Çalışkan arkadaşımız yemek sektöründeki yeteneğini daha ortaokul bir döneminde keşfetmiştir. Toplumda çok önemli bir meslek olarak görülen doktorluğu bırakarak, kendi hayallerini süsleyen mesleğe geçmiştir. Ayrıca olayların farklı yönlere evirilmesindeki en önemli faktör ise Eğitim olmuş ve ona rehberlik etmiştir. Bu noktada Galiani’nin bir sözü aklımıza geldi; “Eğitimin amacı, doğuştan insanda var olan cevheri işlemek, özü geliştirmektir”.

Eğitimle ilgili farklı yaklaşım ve düşüncelere sahip olan bilim insanları da vardır. Mesela Galileo; “Aslında bir insana yeni bir şey öğretemezsiniz, siz ona yalnız kendi içinde bir şeyler keşfetmesine yardımcı olabilirsiniz” demiştir. Yani Galileo, dünyaya ait bilgilerin kodlarının kendi içimizde olduğunu savunmuştur. Mesela Galileo, konuşma becerisinin bize daha doğuştan verildiğini iddia etmiştir. Yazma becerisi, ellerimizi ve ayaklarımızı doğru kullanma becerisi, öğrenme becerisi bizim içimizde var olduğu ve eğitimle beraber geliştirildiğini savunmuştur. Bu söz bir bakıma düşüncenin eyleme geçirilmesi şeklinde de düşünülmektedir. Tıpkı Herbert Spencer’in şu sözünde bahsettiği gibi: “Eğitimin asıl büyük amacı, bilgilenmek değil, eyleme geçmektir”. Bu sözden anlaşılacağı gibi Eğitim, insanın içinde var olan bilgiyi hatırlamasını sağlayarak, bu bilgilerin önce düşüncede sonra da eyleme dönüşmesinde rehberlik etmektedir. Bir sonraki yazımızda Eğitimin özgürlükle birlikte nasıl geliştiğini anlatacağız.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.